Giriş Kayıt

1900 Efsanesi (1998) Yorumlar


La leggenda del pianista sull'oceano

En çok beğenilen yorumlar
avatar
(26) -
Müzikleriye, senaryosuyla; içinde barındırdığı saflığıyla bence muhakkak izlenilmesi gereken bir film..

Saygılar
9


default avatar
(1457) -
Cuma gecemi bu muhteşem filme ayırdığım için çok mutluyum. İnanılmaz güzel bir film ve başyapıt. Uzun süresine rağmen zamanın nasıl aktığını hiç anlayamadığınız mükemmel bir senaryo ve müzik şöleni. Caz seviyorsanız sizin için baştacı olacak bir sinema şaheseri. Bazen kelimeler kifayetsiz kalır ya, işte öyle bir şey. Öncelikle Turgay Uykusuz tercümesiyle izledim ve mükemmel bir tercüme olduğunu söyleyebilirim. Kesinlikle bu altyazıyı tercih edin derim. Ve incelememe geçmeden önce bu filmi mutlaka ama mutlaka izleyin diyorum. Bir gecenizi aynı benim gibi bu mükemmel yapıta ayırın ve izleyin. Büyük keyif alacağınıza ben kefilim.

Gelelim incelememize...

Yönetmenimiz İtalyanların en beğendiğim yönetmeni ve kusursuz bir isim olan Giuseppe Tornatore. Çok kısa bir süre önce izlediğim Yıldız Avcısı da çok özel ve güzel bir filmdi. Bir zamanların Profesörü de. Malena ve Baaria da ayrı bir keyifti benim için. Hele ki Baaria. la Migliore Offerta'yı her geçen gün daha bir sabırsızlıkla bekliyorum. Başrolde başarılı oyuncu Tim Roth var. Biz onu ilk olarak Rezervuar Köpekleri'ndeki o vurucu oyunculuğuyla tanımıştık. Pulp Fiction ile bir adım daha atmıştı kariyerinde. Kesinlikle büyük bir oyuncu ve bu filmde de bunu konuşturuyor. Ama sanki birazcık eksik olduğu yönler vardı. Yine de ilk defa başrol oynuyordu ve kesici bir iş çıkarmış. Sonrasında uzun süre orta çaplı işlerde yan oyunculuklarda yürüyen Roth son iki yıldır bir çıkış yakalama peşinde. Broken ve henüz izlemediğim ama izleyeceğim Liability bunlar arasında. Grace of Monaco da yolda. Gelelim filmde en sevdiğim üç oyuncudan birisine. Filmi aslında baştan sona mükemmel bir şekilde ayakta tutan ve hatta beni bazı yerlerde ağlatmayı başaran ve aslında bu filmin gerçek baş aktörü Pruitt Taylor Vince idi. İnanılmaz uzun bir kariyere sahip Vince. Ama nedense bizim gözümüzün bu kadar alışık olduğu bir büyük aktörü maalesef pek tanımıyoruz. 1995 yapımı Heavy'de Liv Tylor ile başrol oynaması sayesinde biz kendisini gerçekten tanıma fırsatı bulmuştuk. Oysa Katil Doğanlar'da bile vardı ve daha nice büyük filmde. Yakında da Muhteşem Yaratıklar'da kısa bir rol ile yine izleyeceğiz. Her ne kadar her filmin boncuğuysa da biz onu gerçekten çok seviyoruz. Gelelim filmin başındaki kısa rolüyle çabucak gönüllerimizde taht kuran gerçekten bir efsane isme. Bill Nunn. gerçekten 15 dakikası bile bu filmi lokomotiflemeye yetmiş. Mükemmel bir oyunculuk. Ve son isim minik kuşumuz Cory Buck. Bir dönemin çocuk oyuncusu çok tatlıymış. Ama kariyeri o yıllarda kaldı tabi. İlk filminde Melanie Thierry'i izliyor olmamız da eminim onun bir kariyer sahibi olmasında oldukça önemli. Clarence Williams'e de çok selam.

Mutlaka izleyin. Bayılacaksınız. Söylemedi demeyin. Saygılarımla...
8


avatar
(1418) -
Konusu, çekimleri, senaryosu ve oyunculukları ile çok kaliteli bir yapım. Müzikleri inanılmaz güzel. Çok beğendim; size de tavsiye ederim.

1900 yılında Virginian Transatlantiği'nin zenginler bölümünde, piyano üstünde bir kutu içinde bebek bulan gemi personelinden Danny , bebeği yetimhaneye vermek istemez. 1900 adı verilen çocuk gizlice geminin kazan dairesinde büyütülür.

Çocuk 8 yaşına geldiğinde bir gece piyano çalarak tüm gemi yolcularını etkiler. Uzun yıllar karaya ayak basmadan Avrupa –Amerika arasında sefer yapan bu gemide piyanist olarak çalışır. 1900 ‘ün piyanodaki doğuştan var olan yeteneği dünyaca ün yapacak kadar üst seviyededir fakat 1900 hayatı boyunca gemide yaşamak istemekte ve tüm teklifleri reddetmektedir.

Konusu çok ilginç olan film, İtalyan Yazar Alessandro Baricco’nun “Novecento” romanından sinemaya uyarlanmış.

Film, 1900 ile aynı dönem gemide müzisyen olarak çalışmış olan Max’ın anlatımıyla geçmişe yolculuk yapılarak anlatılıyor. 1900’ün çocukluk, gençlik ve olgunluk dönemi filmde çok başarılı bir kurgu ile canlandırılmış.

1900’ün sallanan gemide kayan piyanoda çalması ve ünlü bir piyanistin 1900’e meydan okuduğu ve düello yaptıkları bölümler çok güzeldi.

Filmin genel havasını Humprey Bogart’ın filmlerine benzettim.

1900-1950 zaman aralığında geçen filmin yönetmeni Giuseppe Tornatore
10


Yorumlar (25)
avatar
(569) -
Tüm hayatını Cruise gemi turları yapan bir transatlantik içerisinde geçiren bir piyanistin içinde kalpten gelen duygusal dokunaklığa ve derinliğe sahip inanılmaz hikayesi.

Her zaman rastlanması kolay olmayan ve unutmanızın mümkün olmayacağı bir deneyim yaşayacağınız, türünün tek örneği olan filmde sinema tarihinin en iyi düellolarından birinde piyanistin, ilk gerçek caz bestecisi olarak kabul edilen Jelly Roll Morton ile karşılaşması da var.

Kötü adam rollerinden aşina olduğumuz Tim Roth'un 6 ay boyunca piyano eğitimi aldığı, filmin müziklerin Bertolucci'nin benzer adlı Novecento (1976) adlı filminin de müziklerini yapan Morricone'nin yaptığı, hikaye anlatımından çarpıcı görselliğine kadar eşsiz sinematografisiyle hayranlık bırakan gizli bir mücevher.

- Sanırım benim koltuğumda oturuyorsun.
- Cazı icat eden sensin, değil mi?
- Öyle derler. Ve kıçının altında okyanus olmadan çalamayan sensin, değil mi?
- Öyle derler.
9


avatar
(392) -
Düşünün ki ucu bucağı olmayan bir sonsuzluk okyanus ! Denizde yüzerken ne kadar çok açıldığını fark edemezsin ya.. dönüp bakınırsın tatlı bir huzur bulursun dalgalar yüzüne çarparken.. Bu hissi yaşayıp anlatabilmek nasıl zor ise;
Danny'i anlatmakta işte böyle zor !
Sığ düşünürsen için geçer kaybolursun bu filmde ! Mesele sadece piyano değil Wink Her şeyiyle uyumlu çok iyi repliklere sahip. Çok beğendim.
9


avatar
(137) -
Müzikleri enfes olmasına rağmen basit düz bir senaryoya sahip bir film.Tabii piyano düellosu sahnesi olağanüstüydü.


avatar
(6203) -
Eğer kalite arıyorsanız baştan sona bir solukta izlenen şahane, olağanüstü bir eser .1900 ile birlikte yaşamınıza olanak sağlayan piyano tutkunlarının yanı sıra yaşamın gerçekten ne demek olduğunu size hissettiriyor ayrıca müthiş bir yeteneği, müthiş bir yalnızlığı ve bir adamın müziğiyle hapsolduğu "dünyası" için aşktan bile vazgeçişini anlatan ve "Anlatacak iyi bir hikayeniz varsa asla işiniz bitmemiştir" diyen, harika bir öyküsü olan, bir şeyler anlatmak için karmaşa yaratmayan MUHTEŞEM bir baş yapıt.Sinema sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir filmdir....
9


avatar
(1012) -
Film sanatı açısından bakarsak çok güzel şeyler var.Geminin alt yaşamı kat kat bir cehennem görüntüsü üst tarafı da yalancı bir cennet görünümü.Müziğin büyüsü her tarafa yayılmış.Kostümler çok canlı ,film bir kere çok canlı .1998 değil bazen 2010 yılından bir film izlediğimde çağlar öncesi gibi duran pek çok film var ,sinema kalitesi olarak.Çok büyük bir emek olduğu kesin.Yalnız sorun ne anlatmak istediğinde .Gerçek bir yaşamı olup onu doğru düzgün yaşayamayan bizlere mi yanalım yoksa teoride zehir gibi olup pratikte sallanmakta olan 1900 e mi yanalım.Neyse sonuçta tam bir sanatçı işi bir film.İşte o yüzden yoruma ve zevke göre şekillenecek bir film.
Sürprizbozan: Göster
8


avatar
(806) -
Boşrol oyuncusu Tim Roth'un filme yakışmadığını düşünüyorum. Yönetmen sıcak bir film yapmak istemiş ama bu herifin mavi gözleri buz gibi. Onun dışında güzel bir film olmuş. Ama bir başyapıt da değil. Bu tarz müzikli filmlerde şöyle ilginç bir durum var: Müzisyen tüm cakasıyla müziğini çalar ve herkes hipnotize olmuş gibi müzikten etkilenir. Ama böyle sahnelerde ben bir seyirci olarak hiç etkilenmiyorum. Bu filmde de öyle mesela.Acaba bende mi bir sıkıntı var?
7

Cevaplar (1)
avatar
(1012) -
herifin gözleri hiç bir yerde buz gibi mavi değil.başka bir filmle karıştırmış olman gerek.ben de hatırlıyorum o buz gibi mavi gözlü olduğu filmleri ama burada değil.
8


1
| Bildir


default avatar
(23) -
Bu filme çok benzer olan Big Fish ve Forest Gump'ı da izleyebilirsiniz.
8


avatar
(1418) -
Konusu, çekimleri, senaryosu ve oyunculukları ile çok kaliteli bir yapım. Müzikleri inanılmaz güzel. Çok beğendim; size de tavsiye ederim.

1900 yılında Virginian Transatlantiği'nin zenginler bölümünde, piyano üstünde bir kutu içinde bebek bulan gemi personelinden Danny , bebeği yetimhaneye vermek istemez. 1900 adı verilen çocuk gizlice geminin kazan dairesinde büyütülür.

Çocuk 8 yaşına geldiğinde bir gece piyano çalarak tüm gemi yolcularını etkiler. Uzun yıllar karaya ayak basmadan Avrupa –Amerika arasında sefer yapan bu gemide piyanist olarak çalışır. 1900 ‘ün piyanodaki doğuştan var olan yeteneği dünyaca ün yapacak kadar üst seviyededir fakat 1900 hayatı boyunca gemide yaşamak istemekte ve tüm teklifleri reddetmektedir.

Konusu çok ilginç olan film, İtalyan Yazar Alessandro Baricco’nun “Novecento” romanından sinemaya uyarlanmış.

Film, 1900 ile aynı dönem gemide müzisyen olarak çalışmış olan Max’ın anlatımıyla geçmişe yolculuk yapılarak anlatılıyor. 1900’ün çocukluk, gençlik ve olgunluk dönemi filmde çok başarılı bir kurgu ile canlandırılmış.

1900’ün sallanan gemide kayan piyanoda çalması ve ünlü bir piyanistin 1900’e meydan okuduğu ve düello yaptıkları bölümler çok güzeldi.

Filmin genel havasını Humprey Bogart’ın filmlerine benzettim.

1900-1950 zaman aralığında geçen filmin yönetmeni Giuseppe Tornatore
10


default avatar
(70) -
Dokunaklı bir film. Herkesin yüreğine dokunmasını beklemek fazla iyimserlik olur tabi.
10


avatar
(1072) -
İfadesiz, hatta aptalca bir bakışa sahip Tim Roth'un parmaklarının hatırına rol aldığını sandığımız filmde; müzik duymamış eğitimsiz çocuğa vahiy gelir piyano çalmaya başlar, ilerleyen yaşlarda fırtınada piyanosuyla dans eder, evlere şenlik bir düello yapılır, "geminin ruhu" gibidir "1900" kadınlar yatakhanesine girip çıkar.

Akılcılığı ve gerçekçiliği olmayan bir masal (eee masal işte de diyemiyoruz) abartılı, ağdalı oyunculuklarla anlatılıyorken çalınan müziklerin de harika olduğuna inanmamız beklenir, ajitatif boş bir konuşmayla 2,5 saatlik işkence bitirilir... 10/100
1


avatar
(33) -
Yorumlara aldandım ve izledim. Hayatımdan 2 saatin çalındığını hissettim. Herkesin görüşüne saygım var ama güzel bir konunun bu kadar basit işlenmesi, inanılmaz sıkıcı bir son... Jazz 'dan hiçbir keyif almadığımıda bu film vasıtasıyla anladım
Sürprizbozan: Göster
2


avatar
(548) -
Hala bu filmi izlememiş olanlar varsa, hayatlarında sinema açısından çok büyük bir eksiklik var demektir. Mutlaka izleyin. Film hakkında hiçbir şey yazmayacağım. Bazen suyun sıcaklığını bilmede denize atlamak gerekir. Işte bu film de onlardan biri. Izleyin. . .
9


avatar
(1818) -
Değerler arasından.

Dönem filmlerinde en sevdiğim şey sinematik havası oluyor çoğu kez. İlginç biyografi filmi diyebiliriz. Tabi dönem filmi olduğu için var olan görsellik için eleştirileri art zamanlılığa göre yaparsak daha doğru olur. Harika bir işlenişe sahip. Dram havası ve sığ bir ilerleyişe rağmen inanılmaz olan film süresi(165 dk.) sıkmadan ilerliyor. Sonunda geçen konuşma ve bir nevi müziğin ruhunu yansıtması iyiydi. Beğenmeyen çıkabilir çok beğenen de ben beğendim doğrusu. İlginç bir arşivlik film işte.

İyi seyirler.
Saygılar
8


avatar
(811) -
Bir gemide büyüyüp,yaşayan ve ölen bir adamın nefis hikayesi. İzleyin, tavsiye ederim.
8


default avatar
(1723) -
Çok güzel müzikler eşliğinde unutulmaz bir film . İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim ...Bir olayın veya herhangi bir şeyin sonunu görmekten korkan , çekinen , bilinmeyenden kaçan insanlara adanan bir filmdi....
9


avatar
(72) -
sıkıntıdan patladım. yarıda kesmek zorunda kaldım. yorumlara aldanmayın.
3

Cevaplar (1)
avatar
(1818) -
Sanırım bu o an ki düşünce yapısına göre değişebilir, ama dediğim gibi ilginç film belki ben de sevmeyebilirdim.
8


0
| Bildir


default avatar
(1457) -
Cuma gecemi bu muhteşem filme ayırdığım için çok mutluyum. İnanılmaz güzel bir film ve başyapıt. Uzun süresine rağmen zamanın nasıl aktığını hiç anlayamadığınız mükemmel bir senaryo ve müzik şöleni. Caz seviyorsanız sizin için baştacı olacak bir sinema şaheseri. Bazen kelimeler kifayetsiz kalır ya, işte öyle bir şey. Öncelikle Turgay Uykusuz tercümesiyle izledim ve mükemmel bir tercüme olduğunu söyleyebilirim. Kesinlikle bu altyazıyı tercih edin derim. Ve incelememe geçmeden önce bu filmi mutlaka ama mutlaka izleyin diyorum. Bir gecenizi aynı benim gibi bu mükemmel yapıta ayırın ve izleyin. Büyük keyif alacağınıza ben kefilim.

Gelelim incelememize...

Yönetmenimiz İtalyanların en beğendiğim yönetmeni ve kusursuz bir isim olan Giuseppe Tornatore. Çok kısa bir süre önce izlediğim Yıldız Avcısı da çok özel ve güzel bir filmdi. Bir zamanların Profesörü de. Malena ve Baaria da ayrı bir keyifti benim için. Hele ki Baaria. la Migliore Offerta'yı her geçen gün daha bir sabırsızlıkla bekliyorum. Başrolde başarılı oyuncu Tim Roth var. Biz onu ilk olarak Rezervuar Köpekleri'ndeki o vurucu oyunculuğuyla tanımıştık. Pulp Fiction ile bir adım daha atmıştı kariyerinde. Kesinlikle büyük bir oyuncu ve bu filmde de bunu konuşturuyor. Ama sanki birazcık eksik olduğu yönler vardı. Yine de ilk defa başrol oynuyordu ve kesici bir iş çıkarmış. Sonrasında uzun süre orta çaplı işlerde yan oyunculuklarda yürüyen Roth son iki yıldır bir çıkış yakalama peşinde. Broken ve henüz izlemediğim ama izleyeceğim Liability bunlar arasında. Grace of Monaco da yolda. Gelelim filmde en sevdiğim üç oyuncudan birisine. Filmi aslında baştan sona mükemmel bir şekilde ayakta tutan ve hatta beni bazı yerlerde ağlatmayı başaran ve aslında bu filmin gerçek baş aktörü Pruitt Taylor Vince idi. İnanılmaz uzun bir kariyere sahip Vince. Ama nedense bizim gözümüzün bu kadar alışık olduğu bir büyük aktörü maalesef pek tanımıyoruz. 1995 yapımı Heavy'de Liv Tylor ile başrol oynaması sayesinde biz kendisini gerçekten tanıma fırsatı bulmuştuk. Oysa Katil Doğanlar'da bile vardı ve daha nice büyük filmde. Yakında da Muhteşem Yaratıklar'da kısa bir rol ile yine izleyeceğiz. Her ne kadar her filmin boncuğuysa da biz onu gerçekten çok seviyoruz. Gelelim filmin başındaki kısa rolüyle çabucak gönüllerimizde taht kuran gerçekten bir efsane isme. Bill Nunn. gerçekten 15 dakikası bile bu filmi lokomotiflemeye yetmiş. Mükemmel bir oyunculuk. Ve son isim minik kuşumuz Cory Buck. Bir dönemin çocuk oyuncusu çok tatlıymış. Ama kariyeri o yıllarda kaldı tabi. İlk filminde Melanie Thierry'i izliyor olmamız da eminim onun bir kariyer sahibi olmasında oldukça önemli. Clarence Williams'e de çok selam.

Mutlaka izleyin. Bayılacaksınız. Söylemedi demeyin. Saygılarımla...
8


avatar
(847) -
The Legend of 1900 .. İtalyan yapımı 1998 yılında çekilen filmi Yönetmen Giuseppe Tornatore yönetmiştir ve senaryosuda ona aittir.. Film Dram-Müzikal türlerini kapsıyor.. Özellikle müzikal türünü seven seyirciler filmden oldukça etkileneceğini düşünüyorum.. En önemlisi filmin müzikleri Ennio Morricone ustanın imzası bulunmasıdır.. 1900 yılının ilk gününde lüks bir gemide kutunun içinde Danny Boodmann ( Bill Nunn ) yeni doğmuş bir bebek bulur ve onu kendi evladıymış gibi gizlice büyütür.. Bebeğe 1900 ( Tim Roth ) ismini verir. 8 yaşına geldiğinde 1900 babasını bir kaza sonucu kaybeder.. O günden sonra hiç bir zaman gemiden ayrılmayıp karaya ayak basmamıştır.. Piyano çalmakta herkesi kendine hayran bırak 1900 bir anda gemide büyük bir üne kavuşur ve dışarıdan bir çok piyanist onunla kapışmaya gelecektir.. Gerçekten piona düellosuna gelen ünlü jazzcı Jelly R. Morton ile kapıştıkları sahne görülmeye değer.. Kitaptan uyarlama olan film, Alessandro Baricco kitabından uyarlanan film oldukça ilgi görmüştür.. Film yer yer sıksada müzikal anlamda izlenmesi gereken bir yapım.. Dram olarakta 1900 hayatı sizi fazlasıyl etkileyecek.. Tim Roth mükemmel oyunculuğunu görmek isteyen hayranlarına tavsiye ederim.. 7.7


avatar
(440) -
Tim Roth'un bazı sahnelerdeki performansı çok harikaydı. Bazı sahnelerde ise abartıya kaçıp tatsız bir görüntü ortaya çıkartıyordu. Mesela:
Sürprizbozan: Göster

Genelinde güzel bir film. Müzik temalı filmlerden hoşlanıyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.
7

Cevaplar (1)
avatar
(1086) -
Sürprizbozan: Göster
10


1
| Bildir


avatar
(1086) -
Görsel ve işitsel bir ziyafet
Sürprizbozan: Göster
9/10
10


‹ Önceki 1 2 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film