Aşk Hakkında Kısa Bir Film (1988) Yorumlar

warriortrader (489) - 2 yıl önce

Bu puanı alacak neyi var anlamadım.Eski filmlere karşı gereksiz bi pozitif önyargı var.Adı kısa ancak anlattığı hikayeye nazaran uzun bir film.Yani ne anladım ne anlatmak istedi anlatmak istediğini aldık mı bilmiyorum.Bişeyler anlatıyor ancak günümüzde orjinalliği ve değeri kalmayan bir hikaye artık bu.80'lerin romantik draması.Biraz yeşilçam havasıda var.Başroldeki kadın filmde çok güzel duruyordu.Güncel haline bakınca zamanının nice güzellikleri eskitip yok ettiğine şahit oluyorum her seferinde.O yüzden en önemlisi kalp, ruh güzelliği.Dış güzellik geçici dostlar.

| Cevapla Cevapla | Bildir

gri72 (2674) - 2 yıl önce

Film herkesin farklı şekilde yorumlayabileceği bir sürü imge ve diyalog ile dolu, bu açıdan ve işlediği konu olarak sinema adına kaliteli bir eser olabilir ama; yönetmenin unuttuğu bir şey var bence; o da bir hikâye anlattığı ve bunun bir tempoya sahip olması gerektiği.Bu ve benzeri yönetmenler entel takılayım derken, sinemanın baştan beri popüler bir kitle sanatı ve iletişim aracı olduğunu tümüyle göz ardı ediyorlar. Netice itibari ile seyirlik bir eser yaratıyorsun bunun da bazı şartları yerine getirmesi gerekiyor.

O ipli taşlı cinayet sahnesi ve idam sahnesi fazla abartılı, gerçekçi olmak için her şeyi uzun uzun göstermeye gerek yok, bu sahneler seyircinin psikolojisini bozmaktan başka bir işe yaramıyor, bu anlamda bunun adına sanat demek zor bence...Kısacası beğenen beğenir sözüm olmaz ama beni sıktı

| Cevapla Cevapla | Bildir

eskatalogya (1723) - 3 yıl önce

biraz karşı pencere havası sezdim, konu bilindik, anlatım fena değil ama çok mu gerekli, tartışılır...

| Cevapla Cevapla | Bildir

diosabbath (48) - 9 yıl önce

Bu muhteşem film Dekalog'un 6. partıyla aynı film ama biraz daha uzun versiyonu ve sonu farklı olanı. İkisinden hangisini daha önce izlemeyi tavsiye edersin derseniz kısa versiyonu yani Dekalogun 6. partını izleyin derim.

| Cevapla Cevapla | Bildir

poormf (1072) - 10 yıl önce

Kader ve din olgusu takıntısını ana karaktere Maria Magdalena adını vererek gösteren yönetmen burada güzel oyuncusu Grazyna Szapolowska'nın önerisiyle Dekalog serisindeki sondan ciddi anlam farklılığı yaratacak şekilde filme dönüştürmüş.

Önce seven kişinin cephesinden saf, tutkulu duyguların ne olduğu keşfedilmeye çalışılırken, sonra sevilen kadının duygudan yoksun yaşamına anlam katan bu gence ilgisiz kalamayışıyla, sevginin değişken ve kırılgan karakteri üzerine, aşkın tanımını yapmadan, net çıkarımlarda bulunmadan üzerinde düşünmeye davet etmiş yönetmen.

Yumuşak ve müthiş uyumlu müzik eşliğinde saflık, tutku, sevmek, ağır olduğu kadar sürükleyici bir dil ile sorgulanıyor...


Not: Polonya'da gaz kaçağı kontrolü uzman görevlilerce ateşle yapılmayacağına göre bu ayrıntıyı neye yormalı?

| Cevapla Cevapla | Bildir

rjager (62) - 11 yıl önce

arka fonda calan müziğiyle karanlık atmosferiyle izlenesi bir film. tavsiye ederim 6.5/10

| Cevapla Cevapla | Bildir

diskriminant1982 (52) - 11 yıl önce

Takıntılı aşkı güzel işlemiş izlediğim ikinci filmdi. birinci izlediğim takıntılı aşkı naltan film ise al paçino nun 88 dakika adlı filmidir.

| Cevapla Cevapla | Bildir

sg888 (522) - 12 yıl önce

içimizde bilemediğimiz sebepsiz duygular ve mutluluğa yol açan aşkın belki de doğanın varoluş dürtüsü ile cinsellikle buluşması.. ne acı bir zirve zannedilen cinselliğe tırmanıştan sonra duyulan hiçlik.. ulaşmanın , tensel zirvenin doruğundan sonra hissedilen buruk tad, "ya sonra" dedirten anlamsızlık... bazen pişmanlık..

| Cevapla Cevapla | Bildir

Claire Redfield (338) - 12 yıl önce

Aşkın bir de tek taraflı olanına değinmiş yönetmen.. Aşk hakkında kısa ve derin bir film.. İzlenmeli.

| Cevapla Cevapla | Bildir

kuzeydebiryer (360) - 12 yıl önce

Usta yönetmen Kieslowski'nin aşkı anlattığı başyapıtı. Saplantılı duygulara gönderme yaparak aşkın doğasını çözmeye çalışmıştır. Nasıl edebiyatta Dostoyevski insan ruhunu çözümlüyorsa Polonyalı yönetmende sinemada bunu yapmayı başarmıştır.

| Cevapla Cevapla | Bildir

fanatic_anchovy (358) - 12 yıl önce

“Ne istiyorsun; sevişmek mi, öpmek mi?” diye sordu Magda.
“Hiç” dedi Tomek sadece … “seni gerçekten seviyorum”.

| Cevapla Cevapla | Bildir

eylemsizlik86 (81) - 13 yıl önce

bu filmden anca ortaya karışık tost olur..2puan

| Cevapla Cevapla | Bildir

ashram (17) - 14 yıl önce

Aşk üzerine ismi küçük kendisi büyük bir film yapan Kieslowski tutkuyla sarıldığımız bu delice insani duygunun bir parçası olan cinselliğin nihai bir beklenti olmadığını Tomek karakteri üzerinden bize anlatıyor. Aşkı salt cinselliğe indirgemenin yanılgısını Magda'nın gözünden final sekansıyla net bir şekilde aktaran yönetmen ele aldığı konu üzerine izleyiciyi düşünmeye sevk eden bir filme imza atıyor.
Eğlenmekten ziyade filmler üzerine kafa yormayı sevenlerin izleyeceği türden bir çalışma...

| Cevapla Cevapla | Bildir