Giriş Kayıt
Yorumlar (11)
default avatar
(138) -
"Roma Città Aperta" İtalyan sinema tarihinin en önemli filmleri arasındadır. Bu başyapıt, İtalyan Neo-Realizminin bir kilometre taşıdır. İkinci Dünya Savaşı'nı konu alan, bireysel ve sosyal eylemlere harika bir psikolojik bakış açısı sunan bir film. Dahası, bu olayların tam merkezinde, 1940'ların ortalarında Roma'da çekilmiştir.

Yeni-gerçekçiliği oluşturan yönetmenler, Vittorio De Sica, Luchino Visconti, Roberto Rosselini ve diğerleri, İtalya'yı diğer başarılı film çeken ulusların ortasına geri getirmek istedi. Kısacası tarihle başa çıkmanın kendi yollarını bulmak istediler. Gölgeli sinematografi İtalyanların cesur tasviriyle birleşti. Bugün bile Açık Şehir direnişin sembolü olarak övülmektedir. Nazi işgali altındaki bu yıkıcı Roma portresi, II.Dünya Savaşı'ndan sonraki neo-realist filmler dalgasını resmen başlattı. Sahnler silinmez bir şekilde zihnimize kazındı: çarpıcı Gestapo toparlama sekansı, Pina'nın cüppeli küçük oğlunun gözleri önünde ölümü, direniş üyelerinin işkencesi, çocukların cesareti, Rahibin idamı, Anna Magnani'nin yüzünün dünyevi güzelliği gibi.

Brecht, Neo-Realizm'e atıfta bulunarak, "gerçek şeyleri göstermez, işlerin gerçekte nasıl olduğunu gösterir" dedi. Düşük bütçeye ve kayıt kalitesine rağmen Rossellini'nin gerçek hayattan görüntüler dolu mükemmel bir film çekmiş. Kısacası Rossellini, insanlık durumunu İtalyanların ve tüm izleyicilerin empati kurabileceği bir şekilde açıkladı.
Öte yandan Rosselini, savaş sonrası açık sokaklarda filmde de görüldüğü gibi, doğal ışıklandırma, profesyonel olmayan oyuncular ve hassas bir ses sistemi kullanmış. Profesyonel olmayan aktörlerin kullanımı, doğal ışıklandırma, mekan çekimi, günlük gerçekliğe yaklaşma arzusu ve halk kitlelerinin onur mücadelesinin çekimi ilerleyen süreçte Yeni Gerçekçi filmlerin belirtileri olacaktır.

Sergio Amidei ve Federico Fellini'nin senaryosu, bu savaş zamanı hayatta kalma mücadelesinde yer alan karakterlerin kişiliklerinin önemini güçlü bir şekilde yakalıyor. Pina ve Francesco'nun motivasyonu aşktır. Ülkelerine, oğullarına ve hayatlarına duydukları sevgiden zevk alırlar. Merdiven boşluğunda oturdukları, güzel günleri hatırladıkları ve daha iyisini umdukları sahne özellikle dokunaklıydı. Pina'nın kız kardeşi Marina açgözlülükle motive olur. Birçok sevgilisi oldu ve hatta materyalist ihtiyaçları için arkadaşlarını da sattı. Sonunda korkunç eylemlerinin etkisini görüyor; ama Manfredi öldüğünde artık çok geç. Giorgio Manfredi, İtalya kurtuluş hareketine olan bağlılığıyla motive olmuştur. Vatanseverliği ve arkadaşlarına sadakati, konuşmayı reddettiği ve bir şehit olarak kaderiyle hapis ve işkence sahnesinde idealleştirilir. Don Pietro Pellegrini inançla motive edilir. Don Pietro, savaşı Tanrı'nın İradesinin getirdiğine inanıyor. Duanın ve bağışlamanın ıstırabın cevabı olduğuna inanıyor. Faşist mücadeleye dua etmekten daha fazla katkıda bulunabileceğini filmde gösteriyor. Dini bir figür olarak uzlaşması, bağımsızlık hareketinin rollerini ve ideallerini ayıran siyah beyaz çizgiler olmadığını çarpıcı bir şekilde gösteriyor.

Pina'nın oğlu Marcello ise isyan ve grup davranışıyla motive edilir. Marcello, genç ve olgunlaşmamış olmasına rağmen, Nazilere karşı örgütlenen ve isyan eden vatandaşların mükemmel bir temsilcisidir.. Marcello, bu nedenle, en önemsiz kişinin önemini ve tüm Roma'nın mücadelesini simgeliyor. Ayrıca genç bir figür olarak Roma ve İtalya'nın geleceğini de simgeliyor. Son sahnede, o ve arkadaşı şehre geri dönerken birbirlerini teselli ediyor. Bu, İtalyanların savaştan sonra birbirlerini rahatlatmaları ve yeniden inşa etmeleri gerektiğini gösteriyor.

Vittorio De Sicae'nin iki tanınmış yeni-gerçekçi filminde yaptığı gibi, filmi bir ya da iki karakter üzerinde yakından odaklamak yerine Roma'nın ezilen vatandaşları arasında bir birlik duygusu üreterek, birinden diğerine atlar. Bu anlamda film, Pontecorvo'nun Cezayir Savaşı'na (1966) veya hatta Eisenstein'ın Potemkin Zırhlısı’na (1925) benziyor, çünkü bireysel karakterler savaştıkları ideallerden daha az öne çıkıyor.

Roma Açık Şehir, şüphesiz sinemadaki insan düşüncesinin en değerli incilerinden biridir. Zihni ve ruhu yükseltir, tüm savaş, ölüm ve zulüm içeriğinin yanı sıra, zihnimizi daha iyi bir dünya umuduyla doldurur. Yine de insanlığın barış kapılarına doğru sonsuz yürüyüşü henüz bitmedi. Ancak bu filmin ruhunu elde eden izleyiciler olduğu sürece böyle bir yürüyüş boşuna gerçekleşmez. İzlemek isteyenlere tavsiye ederim, mutlaka izlemeliler.

Filmden alıntı:

"Ölüm zor bir şey değil, zor olan iyi yaşamaktır. "(Padre Pietro)
8


avatar
(806) -
"insanların özgürlük içinde yaşamak istediklerini asla anlamıyoruz.
öldürmekten başka bir şey bilmiyoruz!
avrupa'yı cesetlerle kapladık.
ve bu mezarlar yavaş yavaş nefret doğuruyor.
her yerde nefreti doğuruyor.
nefret bizi yok edecek.
hiç umut yok."

İzlemeden önce normal bir film beklentim vardı; izledikçe bir başyapıtla karşılaştım. Kendi ülkemizden de bir şeyler bulacağımız bu Altın Palmiyeli çok güçlü filmi herkese tavsiye ederim...
10


default avatar
(43) -
Çekildiği dönem, şartlar, getirdiği yenilikler, atmosferi gibi bir çok nedenleri düşününce kesinlikle çok başarılı bir film olmuş. Kahramansız kahramanlık destanı. Bu arada filmden bir bölüm de sanırım yüzyıllarca insanlara gayet güzel (hele Türkiye'de) ilham verebilir.

Sürprizbozan: Göster
8


avatar
(24) -
Roberto Rossellini’nin, Yeni Gerçekçiliğin başlangıç filmi olarak kabul edilen “Roma, Açık Şehir”’i (Roma, Città Aperta, 1945), Nazilerin teslim olan Roma’yı işgal ettikleri 1944 yılını konu alıyor. Faşist bir güce karşı İtalyan orta sınıfının dayanışmasını konu alan film, savaşın hemen akabinde o günleri unutmak isteyen İtalyanlar tarafından başta çok ilgi görmese de, yıllar içinde hem ulusal hem de uluslararası camiada ün kazandı ve Yeni Gerçekçiliğin simge filmlerinden biri haline geldi. Anna Magnani ve Aldo Fabrizi gibi birkaç profesyonel oyuncunun dışında, tümüyle amatör oyuncuların yer aldığı film ,1946 yılında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülünü kazandı.


default avatar
(1457) -
Roma Citta Aperta çekildiği 45li yıllar için çok önemli bir film gerçekten. Çekim şekli, bağlayıcı senaryosu ve tarihi açıdan milliyetçi duyguların zirvede olduğu bir dönemde 2.Dünya Savaşı'nın İtalya'daki yüzünü savaşın içinden işleyişi bağlamında başarılı ve etkileyici bir film. Tabi günümüz için çok etkileyiciliği kalmamış durumda. Ama siyah beyaz bir filme el atmak isterseniz iyi bir tercih olabilir. İyi seyirler dilerim.

Kısa incelemesi…

Yönetmen usta isim Roberto Rossellini. Özellikle 60 ve 70li yılların çok büyük yönetmeni. Aldo Fabrizi'nin inanılmaz etkileyici oyunculuğunu da izleme şansına sahip olacaksınız. Ama esas isim Anna Magnani olsa gerek. O sıradan halk karakterini öyle bir ayağa kaldırıyor ki filmin yarısında rolü bitmesine rağmen akılda bir tek o kalıyor.

İzlemenizi tavsiye ederim. Saygılarımla…
6


avatar
(2066) -
Yüksek puanların beklentisiyle izlediğim, pek tutmadığım bir film. Ağır işleyişinden. 6.


avatar
(358) -
Roberto Rossellini'nin savaş üçlemesinin ilk filmi aynı zamanda İtalyan Yeni Gerçekçiliğin ilk örneği olarak sinema tarihinde önemli bir yerde duruyor.

Savaşın henüz sona ermediği dönemde oluşturulmakta olan film, karşılaştığı sorunlar ve çoğu amatör oyuncularının da etkisiyle gerçekçi havayı yansıtmakta başarılı olmuştur.
8

Cevaplar (3)
avatar
(27) -
Savaşın sona ermediği dönem olduğuna emin misin? Çok saçma geldi bu dediğin. Imdb de de bu bilgi yazmıyor.
6


0
| Bildir
avatar
(358) -
Birçok kaynakta bu bilgiyi bulabilirsiniz. Şöyle alıntılayayım:

"Filmin senaryosu yazılırken Roma'daki işgal hala sürüyordu (1943-1944).Hatta filmin çekimleri başladığında da işgal tam sona ermemişti.Bu nedenle bazı çekimler kameralar gizlenerek ve sessiz olarak yapılmıştı.Film ekibinde rol alan bazı elemanlar da bu işgale karşı yapılan direnişe bizzat katılmışlardı."-tr.wikipedia.org-
8


4
| Bildir
avatar
(4) -
Müttefiklerin İtalya'daki ilerleyişleri çok zor ve yavaş olmuştur. Öyleki savaşın sona erdiği 7 Mayıs 1945'te bile Kuzey İtalya'da büyük bir bölüm halen daha Alman işgali altındaydı ancak Berlin düştüğü için teslim oldular. Müttefiklerin Roma'yı almak için yaptıkları Monte Cassino ve Anzio muharebeleri Şubat-Temmuz 1944 yılları arasındadır. Roma'ya girişleri de Ağustos'u bulmakta. Bu bağlamda evet, filmin senaryosu yazılıp ilk sahnelerinin çekildiği zamanlarda Roma halen daha Nazi işgali altında idi. Bilgi doğrudur. Gülücük


1
| Bildir


default avatar
(76) -
Kesinlikle izlenmesi gereken bir İtalyan yeni gerçekçi başyapıtı. 2. dünya savaşının sırasında, almanların italyayı işgal ettiği bir dönemde çekilmiştir. Hatta bazı sahneler gizli çekildiği bile söylenir.

İtalyan gerçekçilerinin en önemli özelliği beyaz telefon filmlerine karşı olarak, kamerayı lüks mekanlardan sokağa çıkarmalarıdır. Sokağın gerçeklerini, gerçek mekanlarda, çoğu amatör olan oyucularlar çekmişlerdir.

Duygu olarak geçekten ağır bir dram diyebilirim. Gerçekten insanı etkileyip sarsmayı başarıyor. Anna magnani'nin oyuculuğu ise abartısız ve oldukça gerçekçi. Özellikli diyolagları çok seri ve düzgün bir dille söylüyor.

Bisiklet hırsızları, roma açık şehir, umberto d, almanya sıfır yılı ve iki kadın filmleri ile sinema sanatında gerçek emeğin ne olduğunu anladım. Bu filmler beni italyan yeni gerçekçi akımın tutkulu bir hayranı haline getirdiler.

10/10. siyah-beyaz nostalji yapmak isteyenler kesinlik izlesin.
10


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film