JnRMnT
![](images/avatars/16008078934ebf7f222767b.jpg)
Kayıt: 28.05.2009
İletiler: 2144
Şehir: İstanbul - Eskişehir
|
Harry Potter - Gençliğimizin Klasiği
|
Harry Potter, gençliğimizin klasiği diyerek başlığı atıyorum.
Herhalde bu Dünya'da yaşayıp ta henüz Harry Potter serisiyle tanışmamış birisi yoktur. İzlemese veya kitaplarını okumasa bile illaki duymuştur o yüzden genel konuyu atlıyorum. Direk bu film yani dolayısıyla Harry Potter'ın 6. kitabı olan "Melez Prens"e odaklanıyorum..
Harry, Voldemort'un dönüşünden sonra gazetelerce "Seçilmiş Kişi" olarak anılmaya başlamıştır. Ve Voldemort'un dönüşüyle felaketler birbirini izler. Sadece büyücü dünyası değil Muggle dünyasında da birçok felaket meydana gelir. Fakat onlar olanları sadece "felaket" olarak nitelendirebilirler.
Karanlık Lord, Draco Malfoy'a bir görev verir. Voldemort'un dönüşünden sonra doğal olarak Hogwars'ta güvenlik önlemleri artırılmıştır. Okulda seherbazlar nöbet tutuyordur ve okul sınırları içerisinde cisimlenmek yasaktır. Bunun için Draco'nun görevi önce Ölüm-Yiyenleri okula sokmak, daha sonra da Albus Dumbledore'u, yani Karanlık Lord'un önünde duran en büyük engeli ve gelmiş geçmiş en yüce büyücüyü öldürmek. Malfoy'un bunu yapamayacağını bilen Narcissa(Kendileri Malfoy'un annesi oluyorlar. Ne aile ama ana-baba ölüm-yiyen.) Severus Snape'e giderek Bellatrix Lestrange tanıklığında bozulmaz yemin ettirir.
Harry, Dumbledore ile buluşur ve Dumbledore onu eski bir dostu ve meslektaşı olan Horace Slughorn'un yanına götürür. Amacı Slughorn'u öğretmen kadrosuna katmaktır fakat Slughorn reddeder. Yine de Dumbledore, Slughorn'un zaafı yetenekli öğrencileri eğitmeyi sevmesi olduğu için Harry ile onu etkilemeyi başarır ve Slughorn İksir derslerine girmeye başlar. Evet, Severus Snape herkesin karanlık tarafa geçme korkusuna rağmen Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersinin başına gelir.
Daha sonra Dumbledore kimseye haber vermeksizin Harry'i Kovuk'a yollar. Fakat tehlike durur mu, Harry'mizi orda da buluyor. Kovuk'u Ölüm-Yiyenler basıyor ve doğal olarak anadan doğma cesaretli(belki de azıcık aptallıktırLaughing) Harry tehlikenin içine atlar ve Sirius'un öcünü almak için Bellatrix'i kovalamaya başlar. Evet Ginny ile aralarında bir şeyler oluşmaya başlamıştır bu sırada ve Ginny de atlar tehlikeye. Orası biraz göstermelik bir sahne iki büyü savuşturuyolar sonra Ölüm-Yiyenler Kovuk'u ateşe verip gidiyorlar. Harry ve saz arkadaşları (Doğal olarak Ron ve Ör-may-ni'den bahsediyorum. Not: Ör-may-ni kelimesi bir kitapta Ron'un büyü yemesi sonrası Hermione'yi böyle çağırması sonrasında ağzımda kalan bir kelimedir.) ortalıkta dolanırken Malfoy'u gizlice bir yere giderken görürler ve takip etmeye başlarlar. Ve bu takip Burgen & Burkes'da sona erer.(Burgen&Burkes bir büyücü mobilya dükkanıdır) Harry, Ron ver Ör-may-ni bundan tam olarak bir sonuç çıkaramazlar fakat Harry, Malfoy'un bir işler çevirdiğini anlamıştır.
Sonunda okul vakti gelmiştir. Bizim eski-moda trenimiz Hogwarts Ekspresi'ne atlarlar ve Harry boş bulunmaz, doğal olarak bir şeyler yapmak zorunda hisseder kendini. Tutar bir çanta kılığında Malfoy'un tepesine yerleşir. Eee Malfoy da yer mi Harry'e çakar bi büyü üstüne de görünmezlik pelerinini örter ve onu oracıkta bırakır.(Tabi burnunu da kırar son bir tekme ile.) Daha sonra Luna Lovegood(mükemmel bir tiplemedir kendileri, buradan J.K. Rowling'e bu karakter için teşekkürlerimi iletirim.) Dırdırcı'nın eki olan gözlükle Harry'yi görür ve beraber okula yollanırlar.
Profesör Dumbledore Harry'den Profesör Slughorn'a yakkınlaşmasını ister. Bunun için elbet bir açıklaması vardır, Harry'e düşselinde birkaç anı gösterir. Kısaca şöyle özetliyim, Harry Dumbledore'un Tom Riddle (Nam-ı Diğer Lord Voldemort) ile tanışması ve Horace Slughorn ile Tom Riddle arasında geçen bir konuşmaya tanık olur. Fakat bu konuşma üzerinde oynanmıştır. Dumbledore Harry'den bu anının aslını almasını ister. Biraz da hortkuluklardan bahsetmekte fayda var ki hortkuluk kısaca bir büyücünün ruhunun bir parçasını hapsettiği bir cisimdir. Her tür cisim olabilir, büyücünün bedeni öldüğünde ruhu bu cisim vasıtasıyla yaşar ve büyücü korunmuş olur. Bunu yapmak için birini öldürmek gereklidir. Evet geldi sıra şu garip yakınlaşmalardan bahsetmeye. Öncelikle söyleyeyim, Harry Quidditch takım kaptanı olur ve seçmeler sırasında Hermione'nin küçük yardımı sayesinde Ron "Tutucu" olarak takıma girer. Bu sırada Lavender Brown Ron'a takıntılı hale gelmiştir. Devamı daha sonra olay sıralamasını bozmayayım şimdi...
Harry, iksir dersine Snape girerken notları düşük olduğu için Seherbazlık hayalleri neredeyse uçtuğunu düşünürken, iksir dersine Slughorn'un girmesiyle beraber Harry iksir dersleri almaya devam eder. Fakat kitabı yoktur ve Slughorn ona dolaptaki kitabı almasını söyler. Ron'la küçük bir kapışmaları sonucu yeni olan kitabı Ron, eski olanı da Harry alır. Ne var ki eski kitap "Melez Prens" diye birine aittir ve her iksirin üzerinde dahice yazılmış notlar vardır. Bu notlar sayesinde Harry iksir dersinde başarılı olmaya başlar, ona orantılı olarak da Hermione bu "Melez Prens" adlı kişiyi iyice merak eder ve biraz da olsa onu kıskanır. Kitapta ayrıca düşmanlar için "Semtumsempra" adlı bir büyüden bahseden bir not vardır. Harry, Malfoy'la yaptığı küçük düelloda bu büyüyü dener ve sonuç çok fenadır. Malfoy kan içinde kalır. Epey uzun oldu hızlanayım biraz, Harry iksir dersinde kazandığı şans iksirini Ron'un içeceğine katar gibi yaparak Ron'un kendine güvenini artırır ve ilk Quidditch maçında mükemmel bir performans sergilemesini sağlar.
Kutlama sırasında Lavender artık duramaz ve Ron'u öper. Başladı bizim Hogwarts'da da saçma sapan ilişkiler. Hermione de Ron'a karşı bir şeyler hissediyordur ve Harry ile dertleşir. Ayrıca o Harry'nin Ginny'den hoşlandığını da biliyordur. Oturup bir güzel dertleşirler biz de izleriz bu sırada Smile Lavender yüzünden Hermione bir süre Ron ile konuşmaz. Harry'nin zamanı azalıyordur artık o anıyı Profesör Slughorn'dan almalıdır. Birkaç aptalca deneme yapar ("Hani daha sonra sadece sorsaydın" cinsi sorular sormasınlar diye denermiş gibi) ve başarısız olur. Daha sonra Ron'un aşk iksirli çikolataları yemesiyle Harry'nin Profesör Slughorn'a gitmek için bir bahanesi olur. Fakat bu sırada Slughorn'un ikramı olan aslında Dumbledore'a hediye etmeyi planladığı baharatlı şarabı içmeye koyulurlar. Ron bir yudum aldığı gibi yere düşer "Nakavt". Harry Melez Prens'ten öğrendiği hünerlerini sergileyerek onu kurtarır. Böylece herşey düzelir Hermione-Ron ilişkisi düzelir, Ron Lavender'den ayrılır. Harry Profesör'le arasını biraz olsun düzeltir.
Herkes Melez Prens'in kitabının İhtiyaç Odası'na saklanması taraftarıdır ve Harry ile Ginny odaya giderler. Burda hem kitabı koyarlar hem de aralarında ufak bir öpüşme olur. Harry-Ginny sayfası resmi olarak açılır. Harry şans iksirini içer ve iksirin etkisiyle kafasına eseni yapar. Hagrid'in kulübesine giderken Profesör Slughorn ile karşılaşır ve Hagrid'in kulübesinde Hagrid ile sızasıya kadar içerler. Harry Slughorn'u bir-iki etkileyici sözle ikna eder ve anıyı alır.
Dumbledore'la izlerler ve herşey netleşir. Voldemort ruhunu 7'ye bölmüştür ve Dumbledore okulda yokken bu hortkulukları arıyordur. Dumbledore sıradakinin tek başına yapamayacağı bir şey olduğunu söyler ve Harry'i de yanına alarak hortkuluğun bulunduğu mağaraya girerler. Gölü bir kayıkla aşarlar ve bir kase bulurlar. Kasenin içinde sihirli bir su vardır. Birinin o suyu sonuna kadar içmesi gereklidir. Ve Dumbledore Harry'e kendisini dinlememesini, ne olursa olsun sonuna kadar içmeye zorlamasını tembihleyerek içmeye başlar. İçtikçe kendini kaybeder ve Harry zorlar. Sonunda Harry madalyonu alır. Dumbledore "su, su" diye inler ve bunun üzerine Harry kaseyle gölden su almaya çalışır. Evet geldik favori anıma... Bu sırada sinemada etrafıma baktım herkes pür dikkat gözlerini dikmiş perdeye ne olacak diye bekliyor ki belli ne olacağı alttaki ölü ruhlardan biri dadanacak Harry'ciğimize. Ben tabi biliyorum bunu arkadaşa doğru eli uzattım dedim bak geliyor. Birden bir fırladı tüm salon ayakta Laughing Süper bir şey ya herkes aynı anda zıpladı yani. Her neyse bizim Harry o kadar çok şeyler birden nasıl savaşsın yarı büyü, yarı tekme tokat girişir hepsine.
Daha sonra sadece tekme tokat kalır fakat o da yetersiz tabi, bu ölü ruhlar Harry'i suyun dibine çeker ki o anda Dumbledore'un gücünü tüm Harry Potter filmleri boyunca görmediğimiz şekliyle görüyoruz. Evet, Dumbledore adeta küçümsenmiş, 5. filmde bile Voldemort'a karşı tam anlamıyla bir şey yapmadı. Ne kadar yüce bir büyücü olduğunu biliyorduk ama asla görmemiştik. O alevleri gördükten sonra artık aklımızda bir soru işareti kalmamıştır herhalde. Bu sırada Malfoy Karanlık Lord'a olan görevini yerine getirmiştir. Ölüm-Yiyenler okula İhtiyaç Odası'ndaki dolap vasıtasıyla girmişlerdir.
Malfoy'un son bir görevi kalır, Dumbledore'u öldürmek. Fakat onda o yürek olmadığında yapamadığı işi bozulmaz yemin nedeniyle Snape yapar ve oracıkta yaptığı "Aveda Kedavra" büyüsüyle Dumbledore'u yere serer. Harry Snape'i kovalar arkadan iki büyü yollar ve ona "Korkak" der fakat Snape tınlamaz.Bu sırada Harry Snape'in üzerinde Sectumsempra denemeye kalkar ve öğrenir ki bizim kırma, pardon melez prens Laughing Snape imiş. Bella Harry'e büyü yollar ve Harry yere kapaklanır. Gözlerinin önünde Dumbledore öldürülmüştür ve ölüm-yiyenler Hagrid'in kulübesini ateşe verip ortalıktan kaybolurlar. Geriye gökyüzünde hakimce dolanan yılan sembolü kalır. Etkileyici bir sahne vardı, herkes asasını kaldırıp gökyüzüne ışık saçıyordu, orası hafiften duygulandırdı güzeldi. Ve herşeyin sonunda Harry eli boş kalmıştır. Herşey uğruna aldıkları madalyon sahtedir. İçinde Lord Voldemort'a bırakılmış bir not vardır. Notta R.A.B adlı kişi hortkuluğu aldığını ve yok etmek niyetinde olduğunu yazmıştır. Harry bunun üzerine seneye okulu asıp hortkuluk aramaya karar verir, doğal olarak saz arkadaşları da ona uyacaktır....
Evet epey detaylı konu yazdıktan sonra bir sonuç paragrafıyla herşeyi toparlayıp yorumumuzu araya katalım değil mi?
Maalesef şehirimizdeki AFM'de 00.00 seansı olmadığı için 15 Temmuz saat 11.30'da ancak sinemaya gidebildik, yine AFM'ye gittik ki şunu belirteyim AFM Eskişehir'deki "en eski" sinemadır. Ki kaliteyi tahmin edebilirsiniz, epey düşük. Evet o haldeki AFM'de sabah 11.30 seansında oldukça kişi vardı. Burdan çıkarmanız gerek sonuç şu ki Harry Potter hayranları hala oldukça çok. O aşk olayları ilişki olayları biraz abartı ve saçma geldi. Ve filmde epey gereksiz espri ve gereksiz olay vardı ama yine de bu bir Harry Potter filmiydi. Böyle şeyler göz ardı edilebilir diyorum. Ve bir arkadaşımın yaptığı yorumu size aktarayım, arkadaş dedi ki: Bu muydu film bunun sonu yok, ne sonuç çıkaracaz? dedi. Kendince haklı gariban, kitabı okumamışLaughing. Zaten tüm Harry Potter filmleri seri olarak düşünülmeli diyorum ben. Tek film olarak bakarsanız gerçekten de pek anlamı olmayabiliyor. Fakat 7. film de çıkınca hepsini birleştirip üzerinde azıcık düşününce herkes filmdeki kaliteyi anlayabilir. Evet gelelim filmin zamanlamasına... Gerçekten sinemaların durgun olduğu bir zamandı, yeni yeni canlanıyordu. Transformers geldi, Public Enemies geldi ve şimdi Harry Potter ile tam olarak sinema canlandı diyebiliriz. Ve evet, zamanlama da iyi umarız iyi bir hasılat yapar ve oldukça başarılı olur.
Haydi görüşmek üzere;
Ozan Kanık
www.filmstop.net
Film sinemaya ilk geldiğinde sitemde yayınlamıştım buraya da koyayım dedim umarım beğenirsiniz, belki tam olarak inceleme denmez ama mizahi bir dille elimden geldiğince bir şeyler ortaya koymaya çalıştım... ![Saygılar](/images/smiles/img-hi.gif)
|
Tarih: 10 Mart 2010 08:28
|
|
aurora_4
![](images/avatars/3167963634c235ec13b9e5.gif)
Kayıt: 23.06.2010
İletiler: 36
|
Gerçek dünya ile (kastettiğim okul ,dostluk-düşmanlık, sevgi , saygı gibi değerlerin hiçe sayılmadığı öğelerle) düş dünyasının ( shir, büyü, asalar vs.) enterasn bir kurguyla yansıtıldığı başarılı bir fantastik kitap- film.
Çok severek izledim ve kitaplarını okudum.
Eminim ileride de hatırlanacak bir film.
(Bu filmi bir sebeple saçma yada 'zayıf' bulanları anlayamıyrum bazen) ![Hıhı](/images/smiles/img-yes.gif)
|
Tarih: 09 Ağustos 2010 23:19
|
|