Bir küçük dünya tiyatro. Bazen dışarıdaki büyük dünyayı o kadar güzel aksettirir ki.
Büyük yönetmenin son sinema filmiymiş
Fanny och Alexander. Bu nedenle olsa gerek çocukluğuna dönmüş. Çocukluğuna dair yazarken Bergman,
bu her şeydir, demiş. Belki de sinemaya veda filminde
her şeyi anlatmak istemiş. Film zengin bir ailenin destanı aslında. Ama
Fanny ve
Alexander’ın gözünden. Daha çok da
Alexander’ın. Olan biten herşey aslında onu anlatmak için gibi. Belki zaten o, Bergman’ın kendisi. Yönetmenin kızı Eva Bergman filmle ilgili şunları söylemiş; Karşıtlıklar ve çatışmalar anlatılıyor. Babam kendini Alexander olarak gördü. Ama kendini piskopos olarak da gördü.
Bütün bu karakterlerin içinde ve hepimizin içinde. Filmin bize kattığı ve dehası da bu.
Alexander’ın mensup olduğu büyük aile
Ekdahl’lar bir tiyatro sahibidirler. Babası bu tiyatroda yönetici ve aktristtir. İsveç Stockholm’de 1907 yılı Noel’inde başlıyor Ingmar Bergman’nın masalı ya da masalsı filmi. Ailenin hayatı sahnede oynadıkları karakterler kadar dağınık, renkli ve tutkuludur. İki kardeş
Fanny ve
Alexander’ın hayatları bu muhteşem ortamda mutlu geçmektedir. Noel günü başlayan filmin uzunca ilk bölümü gece sabaha kadar devam eder. Büyülü çocuk gözüyle; kar, çam ağaçları, mumlar, müzik, dans ve eğlence. Herşey masalsı ve kusursuz tasvir edilir.
En azından çocuklar açısından mükemmel giden bu hayat, babalarının ani ölümüyle bir şaşkınlığa dönüşür. Anneleri ise yeni yaşamına çabucak uyum sağlayıp bir aktristen sonra en olmadık kişiyle evleniverir. Çocukların yeni üvey babası tutucu bir bölge başpapazıdır. Büyük ve mutlu aileden kopar çocuklar ve yeni evlerine taşınırlar anneleriyle. Papazın evi gariplikler doludur. Kontrol delisi ve kendince yorumladığı hıristiyan kuralları ile herkesi kontrol altında tutmaya alışmış bu adamla
Alexander hiç anlaşamaz. Direnir ama nereye kadar?
Filmle ilgili yapılan yorumların hepsini olmasa da ulaşabildiklerimi okudum. Kimisi Bergman’ın tutuculuğa, dindarlığa bir manifestosu gibi yorumlamış filmi. Kendi duyumsadıklarıma rastlayamadım okuduğum yorumlarda. Bence; Bergman’da aynı Nietzsche gibi Tanrı’nın olmadığı bir dünyanın insanı özgürleştirmekle birlikte böyle bir dünyanın felaket olduğunu da düşünmüştür. Belki de Tanrı’ya en çok ihtiyaç duyanlar onlardı, kim bilir.
Filmin adı
Fanny and Alexander olduğuna göre; iki çocuğun yaşama, çocuklar için yaşam da aile olduğuna göre aileye bakışları denebilir. Babası ölmeden önceki hayatında, yaşama büyülü bakışlar atan
Alexander, üvey babasının acımasız baskısıyla birlikte oidipus kompleksinin yıkıcı yanıyla tanışır. Her erkek çocuk bu kompleksi yaşarmış Freud’a göre. Hatta kız çocuklar bile diyenler var. Ama yıkıcı yanı hiç çekilmez. Bence filmin ana damarı bu minvalde akıyor. Gerisi seyredene kalmış.
Film sinemalarda 188 dakikalık versiyonu ile oynamakla birlikte aslında İsveç televizyonu için beş saatlik bir TV mini dizisi olarak çekilmiş. Ben sinema versiyonunu seyrettim. O bile çok uzun geldi. Oyunculuklar müthiş. Tam tiyatro işi. Dönem draması olarak ortamlar, kostümler olağanüstü. Çekimler tam masalsı ortamı yansıtıyor efsane olduğu söylenen görüntü yönetmeni Sven Nykvist sayesinde. Ama biline ki ilk göründüğünün aksine baya zor bir film…
1982
Fanny och AlexanderDram188 dk
Yönetmen: Ingmar Bergman
Kalabalık bir ailenin noel hazırlığıyla başlayan film, ailede 'kuzen', 'yeğen', 'kardeş', 'torun', 'oğul ve kız' sıfatlarına sahip Fanny ve erkek kardeşi Alexander'ın açısına gelince Bergman'ın 'kendi çocukluğu'nu andırıyor. Hayalgücüne sınır koymayan...
8.1 (66,438 Oy)