Shawn Levy, Hollywood dünyasında komedi filmleriyle tanınan bir isimdir. Yapımcı, yönetmen, oyuncu... Birçok alanda deneyimi olan bir ismin filmlerinde de bir adım ötelik görmek şaşırtıcı olmaz sanırım. Sadece bu filmle değil, Big Fat Liar, Just Married, Real Steel, Cheaper by the Dozen gibi bildiğimiz güzel komedi filmlerinin de yönetmeni olur kendileri. Bu gerçeklikle Shawn Levy'nin eliyle yapılan çoğu film bizleri komedi türünde eğlendirmeyi başardı.



Müzede Bir Gece film serisinin hem yapımcısı hem de yönetmeni olan Shawn bu serinin son filmini bizlerle buluşturdu. Genel anlamda mantığı aynı olan filmin bu serisinde de bir müze ve müze bekçisinin başından geçenleri izleyeceğiz. İlk serileri izleyen biriyseniz yani az çok bu filmde de sizleri ne beklemekte tahmin edebilirsiniz. Bu yönüyle sanki tekrara düşen bir seri gibi olsa da asıl önemli olan kahramanlarımızın başından geçenler olunca yine de keyifle bir film izlemeyi başarabiliyoruz. Bence bu da seri filmlerinde olması gereken bir özellik. Tabi filmi izlenilir kılan diğer önemli faktör oyunculuktur. Bu filmde (ya bana öyle geldi) başrol oyuncumuz Ben Stiller, birazcık sönük kalıyor. Yani önceki bölümlere göre anlamadığım bir kayboluş içinde Ben, ama filmde o kadar iyi oyuncu var ki Ben her türlü sırıtmıyor. Kim mi var? Hemen söyleyeyim, öncelikle adını tarihe yazan önemli oyuncumuz ve ölümüyle bizleri üzen Robin Williams var. Bu film Robin'in ölmeden önce oynadığı son film olunca haliyle filmin değeri Robin'in hayranları(benim gibi) için ayrı bir anlam ifade ediyor. Hatta filmde bir sahne var ki bu kadar olur diyorsunuz. O sahneyi izleyince bir duygusal oluyorsunuz. Yani sanki her şey planlı gibi Robin'in kafasında. İlginç ölümüyle dünyayı sarsması falan gerçekten o sahneyi daha başka bir boyuta getiriyor benden söylemesi. Açık açık üzüldüm arkadaşlar ilginç bir durumdu. Zaten bu filmin incelemesini yapma isteğim, Robin'in son filmi olması değerinden geliyor.

" Tarihin sihri yok oluyor. "

İşte artık Larry(Ben Stiller) için tüm olağanüstü yaşamlar sıradanlaşmış ve hatta bunu halka açmakla meşguldür. Bu mantıkla işleyen filmimiz birden tarihi kahramanlarımızın ilginç tavırlarıyla ana konuya ilerler. Durduk yere bazı anlarda kahramanlarımız kendilerinden geçmektedir. Bunun sebebi de ilk filmde de kahramanlarımızı canlandıran o sihirli maddenin yok olmasıdır. Larry ve oğlu bunu çözmek için kendilerini Londra'da bulurlar. Tabi, ana kahramanlarımız olmadan film ilerler mi, ilerlemez. Onlarda Larry'nin peşine takılarak Londra'daki bir müzeye gelirler ve tekrardan yaşama dönmek için gerekli olan maddeyi kurtarmaya çalışırlar. Film, bu ana konu üzerinden işleniyor. Firavun tarihinden tutun Yuvarlak Masa Şövalyelerine kadar tarihi karakter barındıran film bizlere izlenilir bir komedi filmi çıkartıyor. Niye Yuvarlak Masa Şövalyeleri var diyenlere de sözüm film Londra'da geçiyor bu da araya bir İngiliz tarihi sıkıştırma zorunluluğu getiriyor sanırım. Ne de olsa film dünyası iyi bir reklam aracıdır. Yuvarlak Masa Şövalyeleri hakkında bilgi vermeden de geçmeyeyim.

Yuvarlak Masa Şövalyeleri: Britanya mitolojisinde geçen, Kral Arthur'un maiyetinde olan en yüksek şeref rütbesini almış kişilerdir. Toplantı yaptıkları masa, üyelerin arasındaki eşitliği temsilen başsız ve ayaksız yapılmıştı. Hikayelere göre üyelerin sayısı 12'den 150(ya da fazlası)'ye değişmektedir. Winchester Kalesi'nde bulunan 1270'lerden kalma Winchester masasının üzerinde 25 tane şövalye ismi yazılıdır.



Şöyle bir bakınca her eve lazım gibi dursa da bunu başardılar mı o da ayrı bir tartışma konusu sanırım. Zaten İngilizlerin üst düzey başarı elde etmiş kişilerine "Sir" unvanını vermesi de bu tarihten geliyor. Sir Alex Fergusan da bu mantıkla Sir unvanını aldı.



Her şeye rağmen bu tarz filmlerin amacı güldürmektir ve Müzede Bir Gece film serisi de bunu bizlere iyi yansıtıyor. Tabi ki ilk filmin vermiş olduğu o etki diğer serilerde pek olmasa da tüm seri kazanmış olduğu o heyecanı koparmadan bizlerle buluşturdu. Çok öyle üst düzey güleceksiniz demiyorum, ama şöyle hafif bir yemek üstüne giden küçük atıştırmalık tadında bir komedi filmi. Zamanınızı komedi filmine ayırmak istiyorsanız buyurun film serisi sizleri beklemektedir. Ha bir de filmde konuk oyuncumuz var. Yani film kadrosuna bakınca zaten göreceksiniz de ben yine de söyleyeyim. Kim bu oyuncu tabi yönetmenimiz Çelik Yumruklar isimli o güzel filminde de başrol oynayan(ha bak aslında o filminde incelemesini yapabilirim.) Hugh Jackman abimiz. Hatta Hugh filmde kendini oynuyor. güzel sahneydi izlerken keyif alacağınızı düşünüyorum. Neyse sözün kısası millet orta kararda izlenebilir bir film serisi Müzede Bir Gece. Bu son filmiyle de bunu bizlere gösteriyor.

İyi seyirler.


* Wikipedia