Giriş Kayıt
Fight Club (1999)
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [Bu başlıkta 20 mesaj bulunuyor] « Önceki konuSonraki konu »
Sayfa:: 1, 2 Sonraki »
Yazar Mesaj
Marvel
Eski Yönetici


Kayıt: 18.11.2008
İletiler: 4436
Şehir: Harikalar Diyarı
Yaş: 36 Balık


twitter E-Posta gönder Özel mesaj gönder
Marvel Eski Yönetici
 [Spoiler] Fight Club (1999)
Filmi izlemeyenler için sakıncalı içerik

Çok ciddi anlamda film hakkında bilgi içerir. İzlemeyenlerin okuması halinde meydana gelen her türlü sorumluluktan Marvel sorumlu değildir.

Filmimiz biraz uykusuzluk çeken kahramanımızın arayışı ile başlıyor, biraz uykusuzluk dediğime bakmayın,
6 ay uykusuzluk çekmek için gerçekten fazla bir süre.

Uykusuzluğun en kötü yanı da, uyanıkken bile de tam uyanık olamamanız.

Dolabında yiyecek sadece sos olduğu halde, 6 çeşit yemek takımı olan da benim aslında.
Dünya'nın yarısı açlık ve sefalet içindeyken, hangi yemek takımının beni yansıtacağını düşünen de.
Belki tam olarak kahramanımız sözleri olmasa da, insanı düşünmeye sevkettiği şeylerden bazıları bu.

Uykusuzluğunun çözümünü geçici bir süre, testis kanserli hastaların toplantısına gidip, hiç tanımadığı kollarda ağlayarak bulacaktı.
resim

Aydınlanması tam olarak da burada olacaktı işte, çünkü kahramanımızın sözleriyle söylemek gerekirse:
"Tüm umudunu yitirmek özgürlüktü."

Uykusuz gecelerinin sonu olarak düşünmüştü bu günleri. Nedense kendini sonunda bir yerde özgür bırakabilmek, iyi gelmişti. Orada tam da olduğu gibiydi, hiç tanımadığı insanlar bile onun omzunda ağlıyorlardı. Ölmüyordu, tek farkı oydu oradakilerin, ama aslında ölen şey içindeki yaşam arzusuydu. Tüketimci bir toplumun yönlendirmesiyle yaşayıp, hiç ihtiyacı olmayan şeyleri alarak mutluluğu yakalayabileceğine inandığı günler geride kalmıştı. Ama ne yazık ki her güzel şey gibi bunun da bir sonu vardı.
resim

Ve bu sonun adı Marla'ydı. Bu toplantılarda onun gibi bir turistin olması, işin gerçekliğini bozuyordu. Uykusuz günlerinin tekrar gelmesi çok da uzak değildi.

Biraz da Marla'ya gelelim, Marla'nın hayat felsefesi her an ölebileceği üzerine kurulmuştu ama asıl trajedi de ölmemesiydi.

Zamanının çoğu seyahetlerle geçiyordu, her gün başka bir yerde uyanıyordu. Hayatı tek kullanımlık şeyler üzerine kurulmuştu, tek kullanımlık çay, tek kullanımlık şeker, tek kullanımlık şampuan.
Kendi tabiriyle her uçuşta tanıdığı arkadaşlar, tek kullanımlık arkadaşlardı. Ama içlerinden birisi istisna olacaktı, Tyler Durden. Farkı ilk görüşte anlaşılıyordu.

resim


Şimdiye kadar hiç kavga etmemişti, bunun iyi bir şey olduğunu sanıyordu. Korkuyla, mücadeleden kaçınılarak geçen bir hayat. Belki anlamsız belki de sadece anlamsızlıklarla dolu bir dünyada büyük bir boşluk. Her şey o ilk adımı atmakla başladı.
Tyler’la kavga etmeye başlamaları bir kıvılcım oldu, aslında herkesin içinde bulunduğu durumu ortaya çıkaran onlar olmuştuk . Herkes bunu yapmak istiyordu, kendileri kavga ederek kurdukları bu küçük kulüp gitgide büyüyordu. Kulübün ilk kuralı, her ne kadar dövüş kulübünden bahsetmek yasak olsa da. Artık çevredeki insanları ölçer olmuşlardı, Tyler ile kiminle dövüşmek isteyeceği konusunda oynadıkları küçük oyunlar ise günün eğlencesiydi. Dövüş kulübü gitgide büyüyordu, kayıp neslin çocuklarıydı neticesinde onlar. Ne büyük buhran vardı, ne de başlarında bir bela. İşlerine yaramayacak şeyler almak için nefret ettikleri işlerde çalışıyorlardı. Ama çalışırken harcadıkları şey hayatlarıydı ve bu kolay kolay harcanabilecek bir şey değildi. Uyur gezer olarak yaşıyan bir jenerasyonu uyandırma görevi onlarındı aslında, ders vermekti amacı insanlara. Hayatlarının kıymetini anlasınlar diye, neticesinde öyle de yaptı. Kontrollü yıkım adını verdiği şeylerle, hiçbir cana kastetmeden, sembolik yaptırımlarda bulundu. Tyler medeni insan haklarını karşıydı, en başta da mülk edinme hakkı. Toplayıcı avcı olarak başlayan bu insanlık serüveni, tüketiciliğin sonunda doğru yol alıyordu.
Bunca geçen zaman sonunda Tyler’ın kendisine bir ordu kurmasıyla beraber, asıl karakterimiz rahatsız olmaya başlamıştı, bu yıkıma bir son vermek için polise gittiğinde ise aslında bu gizi ordunun, her yere sızdığını anladı. Onlara karşı bir direniş söz konusu bile değildi, çünkü çöplerimizi toplayan, bizi uyurken güvende tutan yine onlardı.
Tyler Durden’ ın aslında kendisi olduğunu anlaması, aslında hepimiz için çok farklı bir son olmuştu. Bu kadar zaman bir şizofrenin hikayesini izlemişiz meğer. İlerleyen bölümler Marla yani hayatının aşkına söylediği söz, filmin son sözü de noktayı yeri koymak için yeter de artar bile. Hayatının çok garip bir zamanında tanımıştı onu.
Film anlatım yönünde çok akışkan ilerleyen defalarca izlediğimiz bir film, bir kere izledikten sonra ikincisini izlemek daha da ayrı bir keyif kaynağı. Fincher’ın en iyi filmi diyebilirim. Filmin sonundaki Pixies’den” where is my mind” da film sayesinde unutulmaz parçalar arasında yerini aldı benim için.

Marvel

İletiTarih: 10 Nisan 2010 18:52
En son Marvel tarafından 11 Nisan 2010 01:20 tarihinde değiştirildi.
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
svsknr



Kayıt: 06.04.2010
İletiler: 3938
Şehir: Edirne


Özel mesaj gönder
svsknr
Bu filmi, gerçekten de hakkıyla izlediğiniz ve anlattığınız için teşekkürü bir borç bilirim. Zira, "Kan Sporu" tarzı bir film beklentisiyle gidip de hüsrana uğrayan çok kişi var Gülücük Bir çok kişinin aksine, bu film her zaman 1 numaram olmuştur (Genelde kulaktan dolma bir Baba efsanesi vardır herkeste; ki o kötüdür demiyorum!) listemde. Filmi yeniden izleme arzumu uyandırdınız gerçekten. O yüzden, az yokum... Gülücük

İletiTarih: 10 Nisan 2010 22:16
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
kuzeydebiryer



Kayıt: 23.08.2008
İletiler: 10891
Şehir: Düş Toprakları
Yaş: 46 Koç


facebook twitter E-Posta gönder Özel mesaj gönder
kuzeydebiryer
Bu filme yakışır bir inceleme olmuş Marvel en kısa zamanda bu incelemenden yola çıkarak bende küçük bir inceleme yapmak istiyorum. Ne de olsa böyle kıymetli yapımların sayısı oldukça az.
Emeğine sağlık Saygılar

İletiTarih: 10 Nisan 2010 22:52
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
Marvel
Eski Yönetici


Kayıt: 18.11.2008
İletiler: 4436
Şehir: Harikalar Diyarı
Yaş: 36 Balık


twitter E-Posta gönder Özel mesaj gönder
Marvel Eski Yönetici
Teşekkür ederim, sadece içimden gelenleri yazdım. Aslında bir ara tüm yazıyı Tyler'ın ağzından yazmıştım, sonra şizöfreniyi izlemenin, yaşamaktan daha güzel olacağını düşündüm. Amatör bir iki kelime işte.

İletiTarih: 11 Nisan 2010 00:25
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
paralax
Avrupa Sineması
Sinefil Grubu


Kayıt: 16.08.2009
İletiler: 1240
Şehir: izmir


Özel mesaj gönder
paralax
Avrupa Sineması
Sinefil Grubu
Kapitalizm ve Fight Club arasındaki ilişkiyi irdeler misin? sevgili Marvel düşüncelerini merak ediyorum? Bu arada yazı çok güzel olmuş ellerine sağlık. Saygılar

İletiTarih: 11 Nisan 2010 01:16
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
uemre



Kayıt: 31.03.2010
İletiler: 32



Özel mesaj gönder
uemre
ben de defalarca izledim ve bir türlü bıkamadım bu filmden.
en sevdiğim replik: ''sizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden pisliklerisiniz'' Gülücük

İletiTarih: 11 Nisan 2010 01:17
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
Marvel
Eski Yönetici


Kayıt: 18.11.2008
İletiler: 4436
Şehir: Harikalar Diyarı
Yaş: 36 Balık


twitter E-Posta gönder Özel mesaj gönder
Marvel Eski Yönetici
« paralax » yazdı:
Kapitalizm ve Fight Club arasındaki ilişkiyi irdeler misin? sevgili Marvel düşüncelerini merak ediyorum? Bu arada yazı çok güzel olmuş ellerine sağlık. Saygılar


Filmin kapitalizme karşıtlığı her halinden anlaşılıyordu ama daha detaylı bir inceleme yapmak için doğru kelimeleri seçmek, bu film özetini yazmak kadar kolay olur mu bilemeyeceğim, sakin bir akşam deneyebilirim belki:)

İletiTarih: 11 Nisan 2010 01:34
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
paralax
Avrupa Sineması
Sinefil Grubu


Kayıt: 16.08.2009
İletiler: 1240
Şehir: izmir


Özel mesaj gönder
paralax
Avrupa Sineması
Sinefil Grubu
Süper olur. Ç,nk, bu film benim içimdeki anarşist ruhu canlandırıyor. İçimizdeki anarşist ve muhalif ruh için yazarsan sevinirim.

İletiTarih: 11 Nisan 2010 01:47
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
svsknr



Kayıt: 06.04.2010
İletiler: 3938
Şehir: Edirne


Özel mesaj gönder
svsknr
Bu arada filmin inanılmaz detaylarını da unutmayalım. Örneğin: Tyler Durden'ın, uçaktaki tanışma sahnesinden önce, Jack'in her sinirlendiğinde veya heyecanlandığında, çok kısa süreli olarak yansıtılması gibi; Ya da herkesin bildiği "Koş Forrest, koş" ve az kişinin bildiği "Martha Stewart'ı s.k.yim. Martha Titanik'te pirinçleri cilalıyordu. Hepsi batıyor dostum." gibi Gülücük

İletiTarih: 11 Nisan 2010 12:30
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
sanksrist



Kayıt: 17.08.2008
İletiler: 6
Şehir: Samsun
Yaş: 61 Başak


facebook E-Posta gönder Özel mesaj gönder
sanksrist
Filmi yıllar önce TV'de izlemiştim. Bir kez daha izleme kararımı hep bu güne değin ertelemiştim. Eh, Marvel'in yorumudan sonra bizaz daha ertelemek hem filme hem kendime haksızlık olacak.

Teşekkür ederim...

İletiTarih: 08 Mayıs 2010 15:44
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
kazanova007



Kayıt: 02.07.2008
İletiler: 22



Özel mesaj gönder
kazanova007
defalarca sıkılmadan izlenebilecek olagan üstü bi film açıklamasıda çok iyi olmuş ellerine saglık

İletiTarih: 21 Haziran 2010 16:02
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
Volkan Geçit
Yorumbaz


Kayıt: 20.04.2009
İletiler: 330
Şehir: İzmir


Özel mesaj gönder
Volkan Geçit Yorumbaz
Kendi fikrimce esaretin bedeli felan hikaye.Fight Club gelmiş geçmiş en iyi filmdir tabi ki benim görüşüm bu. Punky

İletiTarih: 21 Haziran 2010 17:41
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
ubi bene ibi patria
Müdavim


Kayıt: 26.02.2010
İletiler: 7469
Şehir: Unutulmuş Başarılar Kenti


Özel mesaj gönder
ubi bene ibi patria Müdavim
Ellerine sağlık Marvel, güzel bir inceleme olmuş...
Şimdi incelemeni okuduktan sonra filmi tekrar izleyeceğim ve eminim ki filmi ilk izlediğim gibi değil de farklı bir açıdan izleyeceğim, incelemen sağ olsun Punky .

İletiTarih: 21 Haziran 2010 19:47
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
R1DVAN



Kayıt: 04.12.2010
İletiler: 4



Özel mesaj gönder
R1DVAN
Filmin adını ilk duyunca dövüş klubu dedim full dövüşle alakalı turnuvalı bişi sanırım dedim ama izleyince insanı etkiliyen psikolojik mesaj veren cok önemli bir film

İletiTarih: 04 Aralık 2010 22:27
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
istasy10
Güvenilir Yükleyici


Kayıt: 30.01.2010
İletiler: 358
Şehir: istanbul
Yaş: 42 Koç


Özel mesaj gönder
istasy10 Güvenilir Yükleyici
Gerçek anlamda dibe vurmak ve sonrasında yeni bir "Ben" olma sürecine girmenin, bu sürecinde sizi siz yaptığını sandığımız metaların aslında bir hiç olduğunu, özde insanın akıl sürecinin yansımasınden var olabileceğini görmüştüm filmde. Sanırım Cesur Yürek filminden sonra çevirip çevirip izlediğim, her izlediğimde küçük detaylarını yakalamaya başladığım, "hadi bir daha yapın, yine yapın, bir devam çekin" diye söylendiğim, iki usta oyuncuyu bir potada eriten film...

Kendini arayış çabasındaki ve felsefem olsun diye yanıp tutuşanların da üzerine düştüğü, Tyler Durden'ın herkes için kendine yafta olarak aldığı karakterine dair de zamanın arşivlik dergilerinden Boxer yazısından aşağıdaki metni seneler önce üşenmeden yazdığımı belirtmeliyim. Lakin aşağıdaki metin seneler içinde bir çok forumda gezdi, evrimleşti elbetteki.

Benin için en önemli kısım ise "inanmak ve güvenmek arasındaki çizgiyi bilmek gerekir."

Filme dair sınırsızca iyi ve kötü şeyler söyleyebilirim ama şağıdaki metin, kısa bir özettir elbetteki..

Alıntı:
Tyler Durden Felsefesi


KURAL 1

Tüketim kültürünün narkoz etkisinden kurtulmak için fiziksel acıyla tanışmalı,dibe vurmalı ve yeniden doğmalıyız…Tyler bu konu hakkında Jack’e şöyle der:

“önce teslim olman gerekir.korkuya değil!ama öldürecek kadar acıya,asla korkuya değil.her şeyi yapmak isterken hiçbir şey yapamaz duruma gelmişsin…”

Tyler,herşeyi yapmak istemez.sizde herşeyi yapmaya çalışmayın,kendiniz yaptıklarınızla kanıtlamaya çalışmayın…

KURAL 2

Kadınlara inanabilirsiniz ama güvenmeyin…Tyler’a göre kadınlar erkekleri yetiştirenlerdir.bu sebeple onların önüne geçemezsiniz.onlara sonuna kadar inanabilirsiniz.Ama kadınlara güvenemezsiniz.inanmak ve güvenmek arasındaki çizgiyi bilmek gerekir.onlar sizi doğuran,besleyen ve büyütüp bir başkasına teslim edenlerdir.

KURAL 3

Kendimiz gibi olmak,olduğumuz gibi görünmektir.Tyler Durden’nin dünya görüşünün temel prensiblerinden biri de budur.Tyler konuya şöyle yaklaşıyor:

“sizler özel değilsiniz,yakışıklı ya da snop da değilsiniz.sizler dünyadaki diğer organik canlılar gibi sıradansınız.televizyon seyredip bir gün milyoner ya da şarkıcı olacağınızı düşünebilirsiniz.ama olmayacaksınız…”

Öncelikle bunu kabul etmek gerekir ki,günümüzde kimse özel değil,kendilerini özel hissedenler ise sadece benliklerini kandırıyor.

Çünkü;”yaptığın iş değilsin.cüzdanındaki para,üstündeki üniforma ya da sana bugüne kadar değer verilmesini sağlayan diğer özelliklerin de bir anlamı yok.Aslında bunların seninle hiç bir alakası yok.”

KURAL 4

Özgürlük herşeyin önündedir.ama Durdenizm’e göre özgürlüğe ancak “bütün umutlarını kaybederek” sahip olabilirsin.yeni dünya düzeninde sahip oldukların,sana sahip bunu unutma…Önemli olan sahip olduğun şeylerden kurtulma cesaretinin olup olmadığı…Bu cesarete sahip olman gerekiyor.

Yaşamak için tek yol özgür olmaktır,özgür olmak da sahip olduklarını terk edebilmekte yatıyor.Ve günlük hayatın seni ele geçirmesine izin verme.Tyler gibi “yaptım oldu” diyebilmelisin.son sözler yine Tyler’dan.

“bizim neslimiz büyük bir savaşa yaşamadı.büyük depresyonu görmedik.bizim savaşımız kendi ruhumuzla…”

Tyler Durden,her zaman kendi olandır,düşündüğü ve istediğini yapandır.kadınalrın gözünde ise ulaşılamaz bir fenomen ve kahramandır.çünkü “o” özünde olandır…

KURAL 5

“kendimizi geliştirmek kişisel tatmindir,soruların asıl cevabı ise kendini yıkmak” diyor Tyler Durden…Hayat boyu olmanız gerektiği yaşamaya çalışırsınız.fakat kendiniz olamazsınız.toplumda sisteme bağlı kalıp,girip çıkmadığınız üniversite,bitirmediğiniz dil kursu kalmaz.ama bu bilgi dünyasında daha ne kadar depo olarak kullanılacaksınız? Kendini yıkmak,her şeyin ötesinde kendini kaybeden pozisyınuna sokarak dünyadan soyutlanmak değildir.Dünyadan zevk almaktır.

Oturup üşenmeden dergiden yazan Serkan Çakmak

boxer temmuz 2005

İletiTarih: 14 Aralık 2010 12:53
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
İletileri göster:   
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 2 sayfa) [Bu başlıkta 20 mesaj bulunuyor] Sayfa:: 1, 2 Sonraki »
« Önceki konuSonraki konu »
Forum Seçin:  

Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film