Giriş Kayıt
Bu Yılın Oscar Kadınları Çok Farklı!
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [1 Mesaj] « Önceki konuSonraki konu »
Yazar Mesaj
CruSuS
Amerikan Sineması
Sinefil Grubu


Kayıt: 24.08.2011
İletiler: 4048
Şehir: Antalya
Yaş: 28 Başak


Özel mesaj gönder
CruSuS
Amerikan Sineması
Sinefil Grubu
 Bu Yılın Oscar Kadınları Çok Farklı!

Açıklanan 85. Oscar adayları içinde en iyi kadın oyuncu dalında yarışacak Quvenzhane Wallis, Emmanuelle Riva, Jessica Chastain, Jennifer Lawrence ve Naomi Watts’ın oluşturduğu liste, her zaman alışık olduğumuzdan çok farklı.


Anti-Hollywood star: JENNIFER LAWRENCE


resim


Henüz 20 yaşında ‘Gerçeğin Parçaları /Winter’s Bone’ filmiyle ilk kez Oscar’a aday olan Jennifer Lawrence, bu yıl da hâlâ vizyonda olan ‘Umut Işığım/ Silver Linings Playbook’ filmiyle 22 yaşında ikinci kez Oscar adayı olarak hızlı yükselişe geçen, sinemanın genç yeteneklerden.

Bu yıl yine ikinci kez aday olduğu Altın Küre en iyi kadın oyuncu ödülünü de almayı başaran yıldız, ona Venedik Film Festivali’nden ödül de getiren ‘Aşk Atesi/Burning Plain’ ile sinemada ilk kez adını duyurmaya başlıyor. Kim Basinger’ın kızını oynadığı bu filmden sonra geniş kitlelerce tanınmasına neden olan film ise ilginç bir şekilde neredeyse oynamayı reddettiği, geçen yıl vizyona giren ‘Açlık Oyunları/Hunger Games’. En çok satan epik roman serilerinden birinden uyarlanan Açlık Oyunları’ndaki kadın kahraman rolü, filmin dünya çapında 700 milyon dolar’dan fazla yaptığı hasılat dışında; Lawrence’ın kısa sürede genç kitlelerin ikonu haline dönüşmesini de saglayarak onu Hollywood’un en popüler genç yıldızlarından biri de yaptı.

Oynamak istediği roller için yönetmenin kapısında yatmak isteyecek, hatta el yazısı ile mektup yazmak isteyecek kadar takıntı yaptığını söyleyen Jennifer Lawrence, hiçbir oyunculuk eğitimi almadan başladığı sinema kariyerinde bugün geldiği nokta düşünülürse oldukça başarılı. 1990’da Louisville Kentucky’de doğan genç yıldız 14 yaşında ailesinin New york’a taşınmasından sonra bir fotoğrafçı tarafından keşfedilerek reklam filmlerinde oynamaya başlıyor. Daha sonra Lawrence’n da istegi üzerine ailesi Los Angeles’a taşınıyor. TBS’ in sit-com’u The Bill Engval Show’da peşinden de başka dizi ve küçük filmlerde rol almaya başlıyor.

Oynadığı birbirinden farklı sert, cesur, duyarlı kadın kahraman rolleri ve yine Umut Işığım’daki sıradışı Tiffany rolünün bugünkü başarısında önemli katkı sağladığı düşünülen Lawrence, ayrıca Holywood’da güzelliğiyle de ön planda olan bir ‘star’. Düşündüğünü direkt söylemesi, hâlâ ailesiyle yaşaması ve diyet yapmaması nedeniyle de anti-Hollywood star olarak tanımlanan yıldız, son günlerde Oscar adaylığı dışında, Altın Küre törenlerinde ödülünü alırken “Meryl Streep’i yendim” cümlesiyle de çok konuşuluyor.

Bu durumu Oscar törenlerinde 17 adaylık ve 3 Oscar’la bir başka rekora imza atan Meryl Streep’e saygısızlık olarak eleştirenler olsa da, aslında bu cümlenin ‘First Wives Club/İlk Eşler Kulübü’ filmine bir gönderme oldugunu düşünenler çoğunlukta.

Oyunculukta Stratejiye İnanmayan Kadın: JESSICA CHASTAIN

resim


İlk olarak 2011’de ‘Help/Duyguların Rengi’ filmiyle yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar’a aday olan Jessica Chastain bu yıl, 5 dalda Oscar’a aday olmayı başaran yılın en iddialı yapımlardan Zero Dark Thirty ile en iyi kadın oyuncu Oscar’ı için yarışıyor.

1977 Sacremento, California doğumlu Chastain, 9 yaşında başladığı dans hayatını, 13 yaşından sonra Shakespeare oyunlarında aldığı roller izlemiş. ‘The Cherry Orchard’, ‘Salome’, ‘Othello’ gibi önemli oyunlarda aldığı rollerle tiyatro hayatı sürerken diğer taraftan film ve TV şovlarında da çalışmalarını sürdüren Chastain, Juilliard Drama Bölümü Group 32’nin de üyesi. Özellikle Terrence Malick’in yazıp yönettiği başarılı çağdaş sanat sinemasının örneklerinden sayılan ‘Hayat Ağacı/The Tree of Life’da; Brad Pitt ve Sean Penn ile paylaştığı başrol, Take Shelter filminden sonra aldığı ödüllerle kariyerinde önemli bir yükselme sağlıyor. Oyunculukta stratejik olmaya inanmayan Chastain, onu zorlayan rollerin hatta bazen başarısız olmanın daha da öğretici olacağına inanıyor. Örnegin, ‘Help’ filminde bir süre filmin geçtiği bölgede araştırma yapmış. Yine bu rol için kilo alabilmek adına mikro-dalga fırında eritip sürekli dondurma yiyen oyuncu, The Debt filmi için de Almanca ve Krav Maga öğrenmiş.

Ruhsal ve duygusal olarak Hayat Ağacı’ndaki rolüne hazırlanmak içinse müzik ve kitapların yanı sıra, rolü için gereken memnuniyet ve şükran duygularını ortaya çıkarabilmek için Metropolitan Müzesi’ndeki Madonna resimlerinden yararlanmış.

Jessica Chastain için en büyük kadın oyuncu ise Isabelle Huppert. Oynadığı rollerle kendini sürekli zorladığı ve bu konudaki cesareti için...

Kırmızı Halıdan Hoşlanmayan Kadın: NAOMI WATTS


resim


2013 Kadın Oyuncu Oscar adayları içinde en çok tanınan isim olarak, Naomi Watts 2003 yılında 21 Gram’la aday olduktan sonra bu yıl iki kez ‘Kıyamet Günü/The Impossible’ ile aday oluyor.

2004’te Tayland’da deprem sonrası oluşan 250 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği Tsunami’den kurtulmayı başaran Maria Belon’un hayatını oynadığı bu role, bu felaket sırasında bölgede tatil yapan insanların kamera görüntüleri ve onlarla yapılan röportajları seyrederek hazırlandığını söylüyor. ‘Paramparça Aşklar ve Köpekler’ ve Babil’in yönetmeni Alejandro Gonzales Inarritu’nun yönettiği, bir kaza ile yine yolları kesişen insanların anlatıldığı 21 Gram’da, Oscar adaylığı dışında Venedik Film Festivali’nden de en iyi kadın oyuncu ödülünü almıştı.

1968’de Shoreham, İngiltere’de doğan oyuncunun babası, Pink Floyd’un menejeri olan Peter Watts. 14 yaşında Avusturalya’ya taşınmalarından sonra oyunculuk dersi almaya başlayan Watts, reklam filmlerinde oynayarak sinema kariyerine başlıyor. İlk kez gerçek anlamda tanınmasını sağlayan rol ise ‘Mulholland Dr’, oynadığı birbirine zıt Betty Elms ve Diane Selwyn karakterleri.

Genel olarak oyuncu seçmelerini küçük düşürücü bulan ve performanslarını da bu anlamda eleştiren Watts, sadece David Lynch’in oyuncu seçimlerindeki tavırları nedeniyle yanında en rahat ettiği yönetmen olduğunu söylemesi de önemli. Kırmızı halı törenleri ve romantik komedilerde oynamaktan da hoşlanmayan Naomi Watts, acının hayatta çok önemli olduğunu, bir oyuncu olarak bunu yaşamanın büyük artıları olduğunun da altını çiziyor.

Televizyona yaptığı işler dışında diğer önemli filmlerinden bazıları olarak Mulholland Dr. (David Lynch), The Ring (Gore Verbinski), King Kong (Peter Jackson), Funny Games(Michael Haneke) gibi filmler sıralanabilir. Naomi Watts, Princess Diana, Gertrude Bell ve Marilyn Monroe gibi ünlülerin yaşamlarına mercek tutan prodüksiyon aşamasındaki yeni filmleri dışında, şu ara Sunlight Jr. adlı bir filmde rol alıyor.

Yeni Minik Yetenek: QUVENZHANE WALLIS


resim


Düşler Diyarı/Beasts of the Southern Wild’, sezonun önemli filmlerinden biri olarak dört dalda Oscar’a adaylığıyla dikkatleri çekse de, yetenekli oyuncu Ouvenzhane Wallis’ın 9 yaşındaki Oscar adaylığının gördügü ilgiye yetişemeyecek gibi görünüyor.

Yönetmen Benh Zeitlin, Lucy Alibar’ın oyununu da birleştirerek üç yıl senaryo üzerinde çalışırken bir yandan da oyuncu arayışlarına devam etti. Ve Quvenzhane Wallis’i yaklaşık 4000 çocuğu eledikten sonra bulabildi.

Oyuncu seçmeleri sırasında 5 yaşında olan Wallis’in seçmelerdeki yaş sınırı 6 olmasına rağmen elemelerdeki güçlü/kararlı oyunculuğu ile rolu almayı başardığını söyleyen yönetmen, onunla tanıştıktan sonra aradığı Hushpuppy’nin o olduğunu hemen anladığını, eğer bulamasaydı bir 4000 kişiyi daha elemeye hazır olduğunun da altını çiziyor.

Oscar tarihinin en genç adayı, Kramer Kramer’e Karşı’da oynayan 8 yaşındaki Justin Henry idi. Yardımcı oyuncu dalındaki adaylığından sonra Quvenzhane Wallis, herkesi kendine hayran bırakan Hushpuppy rolüyle en genç kadın oyuncu Oscar adayı olarak da sinema tarihinde yerini aldı. İlk kez edebiyatta ortaya çıkan büyülü gerçekçilik akımı ile paralellikler içerdiği düşünülen Beasts of the Southern Wild’de yansıttılan o yöredeki küresel ısınma gerçekleri dışındaki masalsı yapısında da yine Hushpuppy rolündeki Quvenzhane Wallis’in herkesi büyüleyen oyunculuğu ve hikayenin anlatıcısı olarak sesinin çok önemli olduğunu söylemek gerekir.

Çekimler sırasında yönetmen Zeitlin’e rolü ve diyaloglarıyla ilgili çok katkıda bulunmuş. Oscar’a aday olacağı konuşulduğu dönemde bile Oscar’la ilgili hiçbir fikri olmayan küçük yıldız, 2003’te Houma Louisina’da dünyaya gelmiş. Üç kardeşi olan Wallis, şu an Houma’daki bir ilkokula devam ediyor. Daha önce büyüdüğünde dişçi olmayı düşünen Wallis, basından gelen “NewYork’a veya Los Angeles’a taşınmayı düşünüyor musun?” sorularına, “Hayır ama onlar bana gelmek zorunda” cevabını vererek zekasıyla bundan sonra olacakları tahmin ediyor görünüyor.

6 Yaşından Beri Bunu Düşlüyordu: EMMANUELLE RIVA


resim


Akademi üyelerine hitap etmeyeceği düşünülen ‘Düşler Diyarı’ gibi, Michael Haneke’nin ‘Aşk’ filmi de bir çokları için sürpriz oldu. Ama Emmanuelle Riva’nın Oscar adaylığının yanı sıra ‘Aşk’, dört dalda daha Oscar adayı olmayı başardı.

Avrupa’da aldığı ödüllerden sonra en iyi yabancı film kategorisinde de Altın Küre alan Aşk, başarılı oyuncusu Emmanuelle Riva’nın 85 yaşında en yaşlı Oscar adayı olması nedeniyle de Akademi tarihinde başka bir ilke daha imza atıyor. 6 yaşından beri herkesin tanıyacağı bir yıldız olmayı düşleyen Emmanuelle Riva’nın bu isteğine 85 yaşında ulaşmasının ironisi bir yana, oyuncu olabilmek için ailesine karşı verdiği savaş da ilginç.

Babasının oyunculuğu fahişelikle eşdeğer görmesi yüzünden bu konuda eğitim alması da engellenen Emmanuelle Riva, uzun yıllar sadece okul tiyatrosunda rol alarak teselli buluyor. Bir süre sonra ailesine kızdığı için derslerini de aksatan oyuncu, sonrasında girdiği depresyonu da kullanarak ancak 20 yaşında kazandığı bir yarışmayla oyunculuk kariyerine adım atabiliyor.

Onun ilk kez gerçek anlamda tanınmasına yol açan rolü, Marguerite Duras’ın da senaryo ile Oscar’a aday olduğu, Fransız Yeni Dalga Akımı’nın önemli filmlerinden biri olan ‘Hiroşima Sevgilim /Hiroshima, Mon Amour’daki ‘Elle’ karakteri. Yönetmeni Alain Renais’in de Cannes’dan ödül aldığı bu filmden sonra Jean-Paul Belmondo ile başrolü paylaştığı Leon Morin, Priest-1961 filmiyle popülerliği artan Emmanuelle Riva’nın, diğer önemli filmlerinden biri de Kieslowski’nin ‘Üç Renk: Mavi/Three Colors: Blue’. Aşk/Amour filminde geçirdiği inme yüzünden yatağa bağlı ve kocası tarafından bakılan başarılı Anne rolüyle, özellikle sadece vücut dilini kullanarak giderek kötüleşen sağlığının ve ruh durumunu sergilediği başarılı oyunculuk performansı ve 85 yaşındaki Oscar adaylığı ile Emmanuelle Riva gerçekten övgüleri hak ediyor.

Milliyet

İletiTarih: 19 Ocak 2013 23:37
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
İletileri göster:   
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [1 Mesaj] « Önceki konuSonraki konu »
Forum Seçin:  

Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film