Giriş Kayıt

Broken City / Bitik Şehir


  1. Haberler
  2. Sinema
Sinigami - 03 Ocak 2013 14:28

3206 

resim

New York Belediye Başkan’ı Nicholas Hostetler (Russell Crowe), eskiden polis olan işten çıkarılınca özel dedektif olarak çalışmaya başlayan Billy Taggart’ı (Mark Walhberg) sadakatsiz eşi Cathleen’i (Catherine Zeta-Jones) takip etmesi için tutar.
Fakat Billy bunun yozlaşmayı, seksi ve cinayeti kapsayan bir komplo olduğunu çok geçmeden anlayacaktır.

Araştırmalarını derinleştirirken hayatını tehlikeye sokan olaylarla karşılaşacak, işi ve ailesi için kötü sonuçlar doğurabilecek imkânsız tercihler yapmak zorunda kalacak.

Film Hakkında

Bitik bir şehirde haksızlık yaygındır, eski polis Billy Taggart (Mark Wahlberg) şehrin en güçlü karakteri Belediye Başkan’ı (Russell Crowe) tarafından kandırıldıktan sonra kefaretini ödemek ve öcünü almak istiyor. Billy’nin yorulmadan adalet arayışı sadece sokağa alışık biri tarafından yapılabilir ve onu durdurulamaz kılan da Belediye Başkan’ın en kötü kâbusu yapan da budur.

“Bitik Şehir”in ana kahramanı Billy Taggart, Mark Wahlberg’ün oynadığı en zengin karakterlerden biri. Oscar adaylığı olan oyuncu “Filmin senaryosu bana büyürken izlediğim zeki karakterlerin yönettiği gerilimleri hatırlattı.” diyor.

Billy işini çok seven New York şehrinin eski bir polisiydi ve oldukça başarılıydı taki bir cinayeti araştırırken çok ileriye gidene kadar. Şimdi ise ay sonunu zor getiren bir özel dedektif, Wahlberg “Belediye Başkan’ından telefon gelince rozetini ve silahını geri almak için bir şans yakaladığını düşünüyor.” diye açıklıyor. “Başkan eşinin onu aldattığını düşünüyor ve bunun tekrar seçilmesinde engel olabileceğini düşünüyor. Billy araştırmaya
başlayınca bunun sadece aldatan bir eşi incelemekten öte bir şey olduğunu fark ediyor ve işte o zaman Başkan ile Billy arasındaki savaş başlıyor.” Bu savaşta Billy’i kefaretini ödemeye yöneltiyor.



Filmde karakteri, cazibeli ve tehditkâr bir karışıma sahip olan Belediye Başkan’ı Hostetler’ı canlandıran Russell Crowe film hakkında “Köşeleri olan bir hikâye ve bu karakterlerin konuşmalarına da yansıyor.” diyor. “Oynayacağım projeleri seçerken fiziksel olarak etkilenip etkilenmediğime bakarım ve ‘Bitik Şehir’in senaryosunu okurken heyecanlandım ve hemen Belediye Başkan’ı adına kararlar vermeye başladım. Film gerçekten olgun bir hikâyeye
sahip.”Görünenden daha fazlasına sahip Başkan’ın eşi Cathleen’i canlandıran Catherine Zeta –Jones ise “Film gerçekten izleyicinin zekâsına saygı duyuyor.” diye ekliyor. “Akıllı diyalogları ile kurşun yemişe dönüyorsunuz.”

Emniyet Müdürü Fairbanks’i canlandıran Jeffrey Wright ekliyor “Bitik Şehir’i çağdaş bir Humphrey Bogart hikâyesi gibi okudum, arka fona yansıyan ihanet ve herkesin birbirini alt etmek için azimli olduğu bir yerin ilgi çekiciliği.”
Kara listede yer edinen, Brain Tucker’ın gerilimli senaryosu oldukça ilgi çekici bir geçmişe sahip.

Yönetmen Allen Hughes filmi şöyle açıklıyor “Birçok harika aksiyon sahnesine,
dönüm noktalarına ve dinamik bir yazın türüne sahip ama en önemlisi karakterler. Çok katmanlı Billy Taggart’ı kâğıttan hayata geçirmek zorlayıcıydı.”

Hakkını vermek lazım “Bitik Şehir” tamamen Allen Hughes’nun etkileyici işi. Profesyonel olarak The Hughes Brothers olarak bilinen Allen ve ikizi Albert eğer imkânsız bir durum değilse başarılı, kuralsız ve dinamik karakterlere sahip filmleri ile tanınırlar. Yaptıkları filmler ise “Menace II Society”, “Dead Presidents”, “From Hell”. Allen, Brain Tucker’ın senaryosundan esinlendi ve bir sonra ki projesi olarak “Bitik Şehir”i çekmek için çok istekliydi. “’Bitik Şehir’ en sonunda bir kefaret hikâyesidir.” diye ekliyor. “Billy’nin uzun zamandır yakasını bırakmayan bir olay için ne kadar ileriye gidebileceğini kestiremiyoruz.”

Yapımcı Randall Emmet oyuncuların ve yönetmenin hikâyeye duydukları tutkuyu paylaşıyor.
“Her zaman sisteme karşı duran haksızlığa uğramış kişileri anlatan filmleri sevmişimdir.” diyor Emmett. “Hikâyenin nereye gideceğini hiçbir zaman anlayamamak beni çok heyecanlandırdı.”

Hughes senaryoyu okur okumaz Billy rolü için Mark Wahlberg’i düşündüğünü belirtiyor.
Yapımcı ekliyor “Mark’a gittim, oturduk ve “Bitik Şehir”in yapım yolculuğuna başladık.”
Wahlberg “Allen senaryoyu bana gönderdi ve ‘Seni bu rolde görüyorum, bu filmi beraber yapmak ister misin?’ diye sordu.” olarak hatırlıyor.Mark Wahlberg karakter ve materyal ile bir bağ hissettiğini ve bu yüzden filmde yapımcılıkta yaptığını belirtiyor.



Hughes “Mark’ın oyunculuğunda sevdiğim şeylerden biri de mazlum kişiliğin ruhunu somutlaştırıyor olması.” açıklamasında bulunuyor. “Onda cazibeli bir şeyler var ve güldüğünde tüm odayı aydınlatıyor. Mark daha önce hiç böyle bir iş yapmadı ve bu da benim için çok ilginç. İzleyiciyi şaşırtma kabiliyetine doğuştan sahip ve bu da ‘Bitik Şehir’ de ki rolü için en gerekli olan şey.”

Wahlberg “Billy’nin özür dileyen bir tip olmamasını seviyorum.” diyor. “Yıllarca önce yaptığı bir yanlışı düzeltmek için elinden geleni yapıyor. Brooklyn’de sahip olduğu dedektiflik bürosundan şehri ve eskiden sahip olduğu hayatı izliyor ve onu özlüyor. Belediye Başkan’ının eşini incelemek ona sadece bir borcunu ödeme günü sağlamayacak aynı zamanda eski hayatına geri dönebilmesi içinde bir şans tanıyacak.”
Başkan’ın teklifinde aslında çok daha sinsi bir amaç olduğunu kısa bir sürede öğreniyor, bu da Billy’nin eski polis günlerinden kalma içinde ki hiç kullanılmamış kaynakları kullanmasını sağlayacak.En sonunda Billy ve Başkan, Billy’nin kendini test etmesini sağlayacak bir çatışma yaşıyorlar.

Hughes ekranda Wahlberg-Crowe karşılaşmasının çarpıcı olacağını biliyordu. Crowe ile ilk görüşmesinde Crowe’un bir mahkemeyi herhangi usta bir politikacı gibi bir yemek partisinde bile idare edebileceğini gördü. “O harika bir hikâye anlatıcı ve benim için en büyük sürpriz buydu çünkü Crowe’un bu yönü çok az gösteriliyor.”

Crowe rolüne halkın önünde olan belli bir kişiye göre değil de, onun yerine New York şehrinin birçok resmi çalışanını seçip onlara göre çalışmış. Şöyle açıklıyor: “Son elli yıla döndüm ve eski Belediye Başkan’larının okullarına, nereli olduklarına, insanlarla nasıl bağ kurduklarına baktım. ‘Bitik Şehir’in Belediye Başkan’ı Hostetler yarı Queens’ten yarı Wall Street’ten. Tamamen popülist olan Belediye Başkan’ı kıymetini bildiği ve beklentisi olan elitiz bir hayat tarzına sahip. Hepimiz güçlü olan bozulur klişesini biliriz ama bozulmuş kişinin bunu daha iyi bir amaç için yaptığını söylemesi çok ilginç.”

Crowe yalnızca etkileyici yeteneğini değil aynı zamanda kendi inanılmaz kişiliğini de role katıyor. Wahlberg “Russell yaşayan aktörler içinde en iyilerinden biri ve aynı zamanda çok çekici biri.” diyor. “Sette Belediye Başkan’ıydı. Kesinlikle benim karakterim Billy’i büyülüyordu ama bir kez Başkan’ın yozlaşmış olduğunu öğrendiğinde, Billy onu durdurmalıydı. Russell’dan daha korkutucu bir karşı taraf yoktur ve film bunun üstünü
gidiyor.”

Billy-Hostetler dinamiğinin katalizörü Catherine Zeta-Jones’un canlandırdığı Hostetler’ın eşi Cathleen. Cathleen gerçek hayattaki politik çiftler gibi eşiyle karmaşık bir ilişkiye sahip. ZetaJones “Politikacı eşleri bazen partnerlerini korumak için bir maske takarlar.” diyor.
“Dışarıdan bakıldığında mükemmel bir aile görüntüsü verirler fakat bazen parlak bir ışık skandalı ve yozlaşmayı ortaya çıkarabilir. Bu rolü oynayabilmek için bu ikilemi örnek aldım.
Cathleen’le tanıştığınızda onun her kadının olmak isteyeceği bir kadın ve sahip olmak isteyeceğinz her şeye sahip olduğunu görüyorsunuz ama kapalı kapılar arkasında yansıtılan bu değil. Karakter geliştikçe neden durumundan kurtulmak istediğini anlıyorsunuz.
Hostetler’ın anlaşmaları dâhil Cathleen çok şey biliyor ve herhangi bir eylem başta onun ki olmak üzere birçok kişinin hayatına mal olabilir.”

YAPIM HAKKINDA

Filmin çoğunluğu New York’ta çekildi ama belli bir kısmı da New Orleans’ta tamamlandı.
Hughes “ Bitik Şehir New York’un açık alanlarında çektiğimiz klasik anlamda bir New York filmi.” diyor. “Hughes ve ben nehrin karşısından ya da çatı katlarından New York’un ikonik binalarına bakarak onun büyük panoramik manzarasını göstermek istedik.” diyor filmin sanat yönetmeni Tom Duffield. “Filmin bir sahnesinde Palace Otel’in çatı katından hem Empire State Binasını hem de Chrysler Binasını tek bir karede çekebildik. Bu sahneler filme gerçekbir ikonik New York şehri havasını verdi.”

Kurgu ise “The Social Network” ile Oscar ödülü kazanan Atticus Ross, Claudia Same ve Leo Ross eşliğinde yapıldı.


KAST HAKKINDA

MARK WAHLBERG (Billy Taggart/Yapımcı) “The Fighter” ve “The Departed” filmleriyle hem Oscar Ödüllerine hem de Altın Küre’ye 2 defa aday oldu.

Wahlberg’in dikkat çekici kariyeri “Renaissance Man” ve “The Basketball Diaries” ile başladı. Tanınması ise “Boogie Nights” filmi ile oldu.

Daha sonra “Three Kings”, “The Perfect Strom”da George Clooney ile “The Italian Job” ta Chalize Theron ile “Invincible”da Greg Kinnear ile çalıştı. Diğer filmleri ise “Shooter”, “We Own The Night”, “The Happening”, “Max Payne”, “The Lovely Bones”, “Date Night”, “The Other Guys”, son olarak ta “Contraband”ta yer aldı.

Wahlberg’in Peabody Ödülü ve 2 Oscar adaylığı, 10 Altın Küre adaylığı ve 5 Emmy adaylığı bulunmakta. Wahlberg aynı zamanda “Broadwalk Empire”, “Entourage”, “In Treatment” ve “How to Make It In America” HBO serilerinde yapımcılık yapıyor.

RUSSELL CROWE (Belediye Başkan’ı Nicolas Hostetler) Yeni Zelanda asıllı Oscar ödüllü oyuncu jenerasyonunun en iyilerinden olarak düşünülüyor. İlk çıkışını tartışmalı film “Romper Stomper” ile yaptı. “The Insider”, “Gladiator” ve “A Beautiful Mind” ile Oscar adaylığı alan Crowe “ Gladiator” ile En İyi Aktör ödülünü kazandı. Ayrıca bu rolü ile Broadcast Film Critics, Hollywood Foreign Press Association, Screen Actor Guild ve BAFTA dâhil birçok eleştiri kuruluşundan En İyi Aktör ödülü aldı.

Yakın zamanda çıkan filmleri ise “The Man With The Iron Fists, “Les Miserables”, “Man Of Steel”, “The Next Three Days”, “Robin Hood”, “State Of Play” “Body Of Lies” “3:10 To Yuma” ve “American Gangster” oynadı.

Film arşivi aynı zamanda “L.A. Confidential”, “Cinderalla Man”, “A Very Good Year”, “Mystery Alaska”da dâhil. Western filmleri ise “The Quick and The Dead”, “Heaven’s Burning”, “Breaking Up”, “Rough Magic”, The Sum Of Us”, “For The Moment”, “Love In Limbo”, “The Silver Brumby” , “The Efficienc Expert”, ve “Prisoners Of The Sun”.

CATHERINE ZETA-JONES (Cathleen Hostetler) Güzel aktrist sinema filminden tiyatroya çeşitlilik gösteren yeteneğiyle birçok ödüle sahip oldu. “Chicago” müzikalinin beyazperdeye adaptasyonu En İyi Film dalında Oscar ve Altın Küre alan filmde Velma Kelly karakteriyle Oscar ödülü kazanan Zeta- Jones, Renêe Zellweger ve Richard Gere birlikte rol aldı. Ayrıca aynı rolle Altın Küreye aday oldu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Critic’s Choice Ödülü, Screen Actors Guild Ödülü ve BAFTA Ödülü aldı.

“A Little Night Music” müzikali ile Tony Ödülü aldı. Yakın zamanda oynadığı filmler ise “Playing For Keepers”, “LayThe Favorite”, “Reservations”, “Death Defing Acts”.
2005 yılında Zeta-Jones “The Legend Of Zorro” ve daha sonra da “The Mask Of Zorro”da yer aldı. Diğer filmleri ise “Oceans’s 12”, “The Terminal”, “Intolerable Cruelty”, “Entrapment”, “America’s Sweethearts”, “The Darling Buds Of May”.

2010 yılında ise Commander Of The British Empire(CBE)’da Kraliçenin doğum günü Listesinde film sektörüne bulunduğu katkılardan dolayı ödüle layık görüldü.

FİLMİ YAPIMCILARI HAKKINDA

ALLEN HUGHES (Yönetmen, Yapımcı) film yaratıcısının ilk çıkışı ikizi ile yaptığı “Man II Society” ile oldu. Filmin şehir hayatına gerçekçi bakışı uluslararası alanda eleştiri alkışları topladı ve hemen onları tanınır hale getirdi.

Detroit, Michigan doğumlu Allen film çekmeye 12 yaşında başladı. İkizi ve Allen o zamandan beri birçok kısa film çekselerde ilk fark edilişi lisede bir televizyon prodüksiyonun da çalışması ile oldu. “How To Be A Burglar” kısa filmi ile öğretmenin ilgisini çekti. Kısa bir süre sonrada kardeşi müzik videoları çekmeye başladı.

Müzik klipleri çekilirken tanıştığı rapçi Easy-E ile çok yakın arkadaş oldu ve onun hayatında büyük bir etki yarattı. Aynı zamanda müzik videoları çekmekte çok başarılı oldular ve sektörün aranan isimleri arasına girdiler. Kardeşi ile çektikleri “Menace” ve “ The Drive By” kısa filmleri ile de dikkatleri iyice üstlerine çektiler. 1993 Cannes Film Festivalinde ise ilk defa kısa filmleri gösterildi, “Menace II Society”. Film o yıl birçok eleştiri kurumu tarafından en iyi 10 film arasında gösterildi ve 1994 MTV Film Ödüllerinde En İyi Görüntü Onur’u aldı.

Daha sonra ki filmleri ise “Dead Presidents”, “American Pimp”, “From Hell”, ve “Book Of Eli”.
Allen müzik alanında da çok yetenekli olduğunu gösterdi. , “Menace II Society” ve “Dead Presidents” filmlerinin müziklerini kendisi ve kardeşi beraber yapmışlardı. “Touching Evil” da Atticus Ross ile çalışmaya başladı ve “Book Of Eli” ile devam ettiler. Ross “The Social Network” filmi ile Oscar kazandı.

BRIAN TUCKER (Yazar, Uygulayıcı Yapımcı) New York’ta yaşayan film ve tiyatro yazarının çekilen ilk filmi “Bitik Şehir”. Tucker’ın diğer işleri “Sympathy For Mr. Vegeance” ve “Expiration”.

Juiliard Okulunun Tiyatro Yazımı Programı mezunu Tucker New York ve Chicago tiyatrolarında performans gösterdi.

RANDALL EMMETT (Yapımcı) 1990’larda Mark Wahlberg’in asistanı olarak sektöre başlayan yapımcı o zamandan beri 70’in üstünde filmin yapımcılığını yaptı. Emmett’ın büyük Hollywood yapımları bulunduğu gibi küçük ve eleştirmenler tarafından takdir gören “Narc” ve “Wonderland” gibi filmleri de bulunuyor.

Yakın zamanda yayınlanan filmleri ise “End Of Watch”, “Lay The Favorite”, ve iki Oscar adaylığı olan “Freelancers”.

Miami’de doğup büyüyen Emmett saygı duyulan sanat lisesi New World Okulu’ndan mezun. Daha sonra NYU’nun Görsel Sanatlarına katıldı. Simdi ise birçok Konferans’ta ve UCLA’de konuşmalar vermekte.

“Bitik Şehir” Amerika ile aynı anda 18 Ocak’ta Sinemalarda!



Kaynak:Filmmakarası


Yorumlar

kokeen 04 Ocak 2013 04:21
Russell Crowe u sinemada izlemek... ve yanında Mark Wahlberg ee benim birşey dememe gerek kalmadı yemede yanında yat Hımmm Baygın Ağlamaklı duygulandım Heyoo
asab26 04 Ocak 2013 05:58
Merakla bekliyorum. Saygılar

Yorumunuz






Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film