Driven to the Edge (2020)

Moda tasarımcısı Tess için yolculuk paylaşımı uygulamaları, yapması gereken işlere ulaşmanın daha kolay bir yolu haline gelmiştir. Bir gün bir toplantıya giderken Tess, Jaye ile bir arabayı paylaşır. Tesadüfi karşılaşma, Jaye'nin, Tess'in arkadaşı olmayı istemesiyle sona erer ve Tess başlangıçta isteksizken, sonradan Jaye'yi çekici bir genç kadın olarak bulur ve yeni bulduğu arkadaşıyla daha fazla zaman geçirmeye başlar. Ancak Jaye'nin sıcak gülümsemesi ve esprili sözlerinin altında sapkın bir zihin yatmaktadır. Tess'in haberi olmadan, Jaye ile tanışması bir kaza değildi ve kendisi de gizlice bir araç paylaşımı sürücüsü olan Jaye, onunla Tess’in arasına hiçbir şeyin girmemesini sağlamaya kararlıdır. Küçükken yaşadığı bir olay üzerine Jaye büyüdükten sonra da aynı küçükken babasını öldürdüğü gibi farklı isimler kullanarak Roller adında Uber’e benzeyen bir uygulama kullanarak insanları arabasına alıp istedikleri yere götürmektedir. Tabii bunu yapmasındaki asıl amaç gerçekten insanları bir yerlere götürmek değil, onları öldürmektir. Sürekli şehir değiştirip farklı isimler kullanan Jaye, kendisine bir partner aramaktadır. Böylece tüm hayalleri yerine gelebilir ve yeni partneriyle birlikte insanları öldürebilecektir. Bir moda tasarımcısı olan Tess’le karşılaşınca aradığını bulur ancak işler istediği gibi gitmeyecektir. Tess’in yakın arkadaşları sorun yaratmaya başlayınca seslerini kesmek için farklı yöntemlere başvuracaktır. Bu sırada zevki için insanları arabasına alıp öldürmeye devam etmekte ve Tess’e hala bir emlakçı olduğunu söylemektedir. Ancak bir gün yalanı ortaya çıkacak ve Tess onun bir Roller sürücüsü olduğunu öğrenecektir. Tess, "arkadaşı" hakkındaki gerçeği zamanında keşfedecek mi, yoksa bir sonraki yolculuğu onu mezarına mı götürecek? - Gönderen: vedatotur