Giriş Kayıt

Çıtkırıldım (2021)


Petite nature

93 dk
6.6
  • 132/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
6.6/10 puan 10 kullanıcı oyladı
Yönetmen:
Senaryo:
Ülke:
Tür:
Rating:
7.0
Vizyon Tarihi:
09 Mart 2022 (Fransa)
Dil:
Fransızca
Müzik:
13 kişi izledi 15 kişi izleyecek 12 takip
Özet
İlk gösterimini 2021 Cannes’ın Eleştirmenler Haftası bölümünde yapan ve Paris Match’a göre “Bu yıl Cannes’dan çıkan en yetkin, en güçlü filmlerden” Çıtkırıldım hassas, zeki, merak ve ilgi dolu bir oğlan çocuğun yeni öğretmeniyle kurduğu güçlü bağı gözlemliyor. Kendi annesini mercek altına aldığı, 2015'te festivale konuk geldiği Party Girl filmiyle tanıdığımız yönetmen Samuel Theis, bu kez kendi çocukluğundan esinleniyor: “Bu film bir uyanış hakkında, tüm uyanışlar hakkında. Doğduğumuzda hepimiz toplumsal yargılarla damgalanıyoruz. Bazıları bunlardan kaçabilse de determinizme teslim oluyor. Filmim şu sorudan yola çıkıyor: Bir çocuk hayatının hangi noktasında kendini özgürleştirme arzusuna kapılır?” - Gönderen: Quaresmania
Yorumlar
2 ay önce
avatar
Hayatın içinden bir Fransız filmi. Bence filmin vermek istediği mesaj aile ortamında çocuk eğitiminin sevgisinin ne kadar önemli olduğu. Sorunlu bir ailede yetişen 10 yaşındaki küçük bir erkek çocuğunun cinsel eğiliminin yanlış yöne kayması hiç hoş değildi. Filmden bir kaç kare Türkiye ile ilgiliydi. Çocuk köpeğini gezdirdiğinde Galata Saray formalı başka bir çocuk dikkatimi çekti. Yine annesinin çalıştığı yerde bir Türk'ün Türkçe konuşmaları vardı. Ayrıca filmin sonunda küçük çocuk geleceği ile karar verdiğinde çalan ( Deep Purple--- Child In Time ) şarkısı Muhteşemdi. Açıkçası tavsiye edilmesi ve tamamlaması zor bir film...Ancak sabırlı izleyiciler şans verebilirler......
2 ay önce
avatar
"Child in Time", Zaman içinde çocuk; İngiliz Rock grubu Deep Purple'ın 1970 yılında piyasaya sürdükleri "Deep Purple in Rock" albümünde sergilenen, 10 dakika 18 saniye uzunluğundaki anıtsal ve meşhur bir eser.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Vietnam'daki savaşını protesto eden parça ağır ağır giriş yapar ancak Ian Gillan attığı çığlıklarla parça başka bambaşka bir ivme kazanır pek çok müzik sever tarafından dünyanın en iyi ve vurucu gitar solosuyla anıtsal kimliğini kazanır ve kültürel miras listesindeki yerini üst sıralardan alır. Film bu güzel parçanın eşliğinde Aliocha Reinert'ın inanılmaz dansıyla bitiyor...

Şu an 15 yaşındaki, 2008 doğumlu Fransız "oyuncu" Aliocha Reinert başlı başına malum kontenjanın hepsini kaptı diyebilirim. Reinert, imdat frenine var gücüyle asılan ve bir süreliğine dünyayı durduran çocuk aktör, çocuk aktörüm oldu. Reinert buradaki rolüyle En İyi Yeni Gelen Erkek Oyuncu kategorisinde César 2023'e aday gösterildi. 15 yaşındaki Reinert, 10 yaşındaki Johhny karakterine can veren bir zaman içinde çocuk... Bu öyle bir can verme ki açılış sekansındaki sigara sarmasında da son sahnedeki dansında da bunu görebiliyorsunuz.
Hepimizin gönlünde taht kuran Mads Mikkelsen'in Druk'ta benzer bir final dansı vardı ama Reinert'ın bu seviyeye, bu yaşta ulaşması inanılmazın ötesinde.

Child in Time öylesine enteresan ve anıtsal bir parçadır ki ağır başlayan şarkıya ayaklarınızı uzatıp, elinizi ensenizin arkasına koyup rehavetle cevap veresiniz gelir ancak bir anda kopan Gillan'ın hayvansı çığlıkları sizi şok etmeye hazırdır. Hayat çizgisi gibi algılanır ama iyi ile kötü arasındaki çizgiden bahsedilir. Çocuk bunu zamanla görecektir... çocuğa der ki: "göreceksin kör insanı dünyaya ateş eden"... eğer bir kötülüğün olduysa -ki kesin olmuştur!- ve vurulmadıysan uçuşan kurşunlarca, en iyisi gözlerini kapat ve başını eğ, kurşunların sekmesini bekle hiç olmazsa der çocuğa ama tam da derken kurşun sekmez!! ve Ian Gillan yaralı bir hayvan gibi bağırmaya başlar...

Filmin tamamına yayılan Reinert hegomonyası altında tutsaklığımız sürerken filmin kola sahneli climaxında Reinert da oyunculuğunu zirveye çıkarıyor ve filmi birlikte izlediğimiz şu ara bende kalan Belçikalı bisikletçiyle tarihimize geçiyor. Aman tanrım! deyip birbirimize baktık şaşkınlıkla... Hani eskiden sinema salonlarında sanki oyuncular duyacaklarmış gibi içli bir sahnede alkış kıyamet koparmış ya gerçekten ayağa kalkıp alkışlayasım geldi Reinert'ı

Beni harekete geçiren filmleri paylaşmayı seviyorum ama tek başına Reinert düzgün bir takdim yapmamın önüne geçti diyelim, af dileyelim ve biraz sakinleşelim.

Sizleri yoğun, sürükleyici ve çok özgün bir sinema deneyimi ile sizi tanıştırmak istiyorum. Sarsıcı ve çocuk oyuncuların oyunculuklarıyla iz bıraktığı filmler buluşuyor bu ara benimle, Close'dan sonra Petite nature de onlardan biri oldu. Öğretmen ve eşinin dışındaki tüm oyuncular amatörler tarafından canlandırıldığı için yalnızca oyuncu seçimi ile bile çok iyi bir iş çıkarmış olduğunu söyleyebiliriz Samuel Theis için. Öğretmen-öğrenci ilişkisi hakkındaki klişeleri yerle bir eden Petite nature, gerçekçi, inandırıcı, samimi, vurucu oyunculuklarla kesinlikle üst düzey bir seyir keyfi sunuyor. Çıtkırıldım olarak kim Türkçeleştirdi bilemiyorum ama tam karşılığı olan "anasının kuzusu" bence filmin aktarmak istedikleriyle çok daha uyumlu görünüyor. Daha önce hiçbir filmini izlemediğim Samuel Theis, görsel ve sinematografik açıdan bir şölenle, on yaşındaki küçük Johnny'nin incelikli hikayesi ile bizi baş başa bırakıyor. Fransa'nın kuzeydoğusundaki Forbach'ta annesi ve iki kardeşiyle birlikte, zorlu bir mahallede yaşayan, parçalanmış, yoksul ve sorumsuz bir ailede büyümüş ve minicik omuzlarında kocaman sorumluluklar taşıyan, Johnny'nin hayatı, ona yeni bir dünya açmak isteyen yeni öğretmeninin potansiyelini görmesi ve ona inanması ile değişir. Zeki, duyarlı ve yaşının çok ötesinde her türlü şeyi ilgiyle takip eden Johnny, bekar annesinin çalkantılı aşk hayatındaki iniş çıkışları merakla izler. Büyük şehirden gelen bir öğretmen olan Bay Adamski, Johnny'ye inanır ve ona yeni bir dünya keşfetme fırsatı sunmak ister. Bu sofistike genç öğretmen de Johnny'nin ilgisini çekmeyi başarır. Dünyayı değiştirebilecek bir öğretmen-öğrenci ilişkisi filmin temel eksenini oluştursa da Johnny'nin karmaşık deneyimsel dünyasını dokunaklı bir şekilde anlatan Theis filmde başka başka eksenlerin de varlığına şüphe bırakmıyor.

Kalabalık bir dans salonunu çağrıştıran filmin atmosferi, zaman zaman yumuşak ve duygusal, zaman zaman da sert bir dansın yükselen sesleri ve titreşimleri ile hınca hınç dolu. İzleyici, önce kuyrukta bekliyor, sonra içeri giriyor nihayetinde duygular ve insanlar arasındaki bağları keşfetmek için Theis tarafından dansa kaldırılıyor.

Johnny Jung karakterini canlandıran Aliocha Reinert ile Jean Adamski karakterini canlandıran Antoine Reinartz'ın soyadlarının benzerliği dikkatinizi çekti mi? Peki hocası Sigmund Freud'un önce "gözdesi" sonra düşmanı olan Carl Gustav Jung'la aynı soyadını taşıyan Johnny Jung?

Johnny, şu cümlelerle saçma bulduğu din dersinden muafiyet için aklı bir karış havada olan annesine dilekçe yazdırtan bir karakter...
-Başka okullarda din dersi yok.
İyi ya, şanslısın işte.
-Hayır ya, garip bir şey bu.
Kim demiş?
-Öğretmenimiz.
Din dersi olduğundan haberi bile yokmuş.
-Garip buldu.
Nesi garip ki?
-Çünkü orası burası devlet okulu, manastır değil.
-Tanrıya inanıyorum bu arada.
-Tanrıya inanmaktan vazgeçmek istediğimden değil.
-O aptal derse girmek istemiyorum sadece.

Johnny aynı zamanda, 20 yıl sonra kendinizi nerede hayal ediyorsunuz? gibi zor bir soru soran yeni öğretmenine, "Peki, hayaliniz Forbach'ta öğretmenlik yapmak mıydı?" diye bir cevap fırlatabilecek de bir karakterdir. Neyse ki karşısında "Hayalim, öğretmen olmaktı, ki soruları ben sorabileyim." diyen bir diğer parlak zihin vardır ve Johnny'nin radarları, Bay Adamski'ye ait olan her detayı hassasiyetle yakalamaktadır.

Hocasının tensel teması eşliğinde şah damarından -çünkü buradan hissetmek daha kolaydır- uzun uzun nabız saydığımız o sahne esnasında hepimizin midesinde kelebekler uçuşur, hepimiz aşık olur ve Johnny gibi kontrolü kaybederiz. Bu prematüre çocuksu hoşlanımın tam karşılığı elbette aşk değildir ve hali hazırda babasız ve zor şartlarda; zor bir çevrede, zor bir anneyle, zor sorumluluklar ve zor karakterlerle büyüyen Johnny için bu kavram elbette çok daha karmaşık ancak bir o kadar masumdur. 4. sınıfa gittiği halde 6. sınıf soruları çözebilen, Bay Adamski'nin kız arkadaşı tarafından gece müze gezmeye davet edilen, devamında entelektüel olgun arkadaşlarla sohbetlere dalabilen Johnny'nin annesi ise farklı partnerlerle düşüp kalkmakta, Türk işletmecisi olan küçük bir büfede tezgahtarlık yapmaktadır. Annenin, kardeşinin, çevresinin sınırlı kapasitesinin farkında olan Johnny, annesinin aksine sevdiği bir iş yapmak istemekte burs alıp yatılı bir okula gitmek istemektedir. Annesinin buna karşı cevabı 'sana burada çok ihtiyacım var, Dylan'a güven olmaz, sen lazımsın bana'dan öteye gidemez.

Bir yanda yeni keşfedilen potansiyeli diğer yanda aşkı bir diğer yanda sorumlulukları arasında Johnny sizce ne yapacaktır?

İzlemek isteyenler için 14 şubata kadar Gain platformundaki Fransız filmleri festivali kapsamında ve başka çevrimiçi alemlerde mevcut olduğunu belirtelim.
Petite nature Altyazıları

Türkçe Altyazılar

Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
NETRip
24
173
RARBG / VXT / KUCHU / YTS.MX
2 ay önce

İngilizce Altyazılar

Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
NETRip
23.976
6
KUCHU / RARBG / VXT / YTS.MX
8 ay önce
  • İyi
  • Yeterli
  • Yetersiz
  • Değerlendirilmedi
  • Kaynak Altyazı Bekleniyor
  • Arşiv
Forumdan Benzer Başlıklar
Türkçe Altyazı © 2007 - 2023