Ay (2009)

BAFTA ödülünün sahibi Moon, iyi bir bilimkurgu ve gizemli drama filmi. Tek mekanda tek kişiyle çekilse de son derece ilginç ve sürükleyici.

Dünyada enerji kaynakları tükenmeye başlayınca en büyük enerji kaynağı olan güneşten faydalanmak için Solar adlı şirket ayın ayak basılmamış uzak bir noktasında bir üs kurar. Sam Bell 3 yıl süre ile aydaki bu üste çalışmayı kabul eder.

Dünya ile bağlantı kurma olanağı olmayan Sam , nadiren eşinin ve küçük kızının videolarını izleme şansı bulur. Konuşabildiği tek şey yapay zekalı makine GERTY ‘dir.

Görevinin bitmesine 2 hafta kala Sam üssün dışında bir kaza geçirir. Gözlerini açtığında üstedir. Gerçek sandığı halüsinasyonlar görmeye başlar. Karşısında adı Sam olan ve tıpatıp ona benzeyen biri vardır.

İzleyici olarak bu halüsinasyonlar nedir nedendir diye fikirler üretirken karşıma çok ilginç bir cevap çıktı. Filmin süprizi kaçmasın diye bundan sonrasını yazmayacağım ama filmin gidişatı çok enteresan oldu.

Başrol oyuncusu SAM ROCKWELL sevdiğim bir aktör. Filmi tek başına alıp götürecek kadar yetenekli. Sanatçının rol aldığı diğer filmler: Green Mile, Matchstick Men, Iron Man 2, Frost /Nixon.

Filmin yönetmeni ve senaristi ünlü İngiliz Şarkıcı David Bowie’nin oğlu DUNCAN JONES. Yönetmenin 2011 yapımı Source Code filmi de büyük başarı elde etmişti.

Moon /Ay filmini izlemediyseniz tavsiye ederim. Kaliteli bir yapım.

İnsanın sonsuz evren altında ezilen ve kaynağı belirsiz aciz yalnızlığı, anlaşılır ve alışıldık bir kurguya yedirilerek ancak bu kadar sessiz ve sakin anlatılır.

Mavi gökyüzünden, saç diplerini okşayan kuru kayısı tadında bir meltemden, gül yüzlünün kulağa fısıldadığı tatlı kelimelerden, kısaca insana kendini insan hissettiren her şeyden uzakta, aynı kabusun içinde defalarca uyanırcasına, var olmanın dayanılmaz, katlanılmaz ağırlığı…

filmin öyküsü, İnsanın bir böcekten daha değersiz varlığına sığmayan, evrenin en ücra köşelerini dolaşacak cüretteki aklının, kurban olduğu kurgularından biridir.

İzleyin ve farkına bile varmadan usul usul depresyona girin.

Benim asıl merak ettiğim, yönetmenin bu filmi çekmeye nasıl cesaret edebildiği.
Çünkü film en ufak bir yanlış kararla enkaz haline gelebilirdi.

Senaryo gelmiş geçmiş en özgün hikayelerden biri olsa gerek. Dekora ve efektlere zaten hiçbir şey diyemiyorum. Tek kusuru, geride bir çok soru işareti bırakmış olması ama olacak o kadar.