Yol (2009)

Yılında izleme şansı bulduğum bir yapım. Geleceği hiç bu kadar gerçekçi hayal etmemişti başka bir film/hikaye. "İnsan" çok korkunç bir hayvan tüm bencilliğiyle... Sonumuz böyle olmasın umuyorum....

S e y r e d i n!

“Sanırım Ekim ayındayız. Ama emin olamıyorum.
Yıllardır takvim tutmuyorum. Her geçen gün bir öncekinden daha da solgun.
Hava soğuk. Dünya yavaş yavaş ölürken ben daha da çok üşüyorum.
Hayatta kalan hayvan yok. Bitkiler ise çoktan tükendiler.
Yakında, dünyadaki tüm ağaçlar yere serilecek.
Yollar, alışveriş arabası sürükleyen mülteciler, silah taşıyan eşkıyalar,
yakıt ve yiyecek arayan insanlarla dolu.
Bir yıl içinde tepelerden alevler ve karmaşık şarkılar yükseldi.
Yamyamlık baş gösterdi. Yamyamlık büyük korku salar.
Genelde sıkıntım yiyecek bulmak. Daima yiyecek bulmak. Yiyecek ve soğuk.
Bir de ayaklarımız. Bazen oğluma cesaret ve adalet hikâyeleri anlatıyorum.
Gerçi, hatırlaması oldukça güç.
Tüm bildiğim, oğlumun hayata tutunma nedenim olduğu.
Şayet o, Tanrı’nın kelamı değilse Tanrı hiç konuşmuyor demektir…”

Oyuncu kadrosu yerli yerindeydi. Zaten fazla oyuncu da yok filmde. Performans açısından kusursuzdular. Viggo Mortensen yine döktürmüş tabi ki. Bu sefer dramatik bir yapımda karşımıza çıkıyor. Film gerilim-dram türündeki en iyi örneklerden biri bence. Gerilim bir an olsun kesilmiyor. Sürekli hareketlilik hakim. Görsellik ve mekanlar da iyiydi. Favori filmlerim arasına altın harflerle adını yazdırdı. Bir baba ve oğlunun hayatta kalma mücadelesinin içinde buluyorsunuz kendinizi. Açlık, susuzluk, korku, tedirginlik, ölüm ve daha niceleri... Filmin sonunda hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Bu film belki de hayatınıza birçok şey katacaktır. Kesinlikle izleyin, izletin.

Sinema tarihinin gerçeğe uygun olarak en iyi şekilde yansıtılmış Distopik/Apokaliptik filmlerinden biri. Küresel ısınmanın sonucunda dünya kendini yok etmeye başlamıştır, her yer kara bulutlarla kaplıdır ve yıllardır güneş yüzünü göstermemiştir, tüm bitkiler ve hayvanlar ölmüştür . Artık hiç bir şeyin önemi yoktur ne mal ne mülk ne petrol ne de para öyle ki filmin ilk dakikalarında baba ile oğulun 100`er dolarları ezerek geçtiğini görüyoruz. En önemli şey hayat ve tabii hayatta kalabilmek içinse yiyecektir kıtlık öylesine başını alıp gitmiştir ki insanlar artık birbirini yemeye başlamış yam yamlık ve yam yam gruplar türemiştir baba ve oğul gibi insanlığını korumaya çalışanlar ise bitki tohumları böcekler ile hayatta kalmaya çalışıp tek amaçları olan güneye gitmeye ve giderken de av olmamaya çalışmaktadırlar. İşte film böyle mükemmel bir konu üzerine ilerliyor. Kesinlikle izlenmeli.