Lady in White (1988)

Sımsıcak bir korku filmi desem evet yanlış duymadınız bu bir gerilim gizem filmi ancak tıpkı bir stephen king öyküsünden fırlamış kasaba sıcaklığı hakim. komedi ve dram ile harmanlanmış iyi oynanmış iyi yönetilmiş atmosferi iyi kurulmuş bir gizem filmi.kaliteli filmlerin tadı başka.

1962 yılında geçen ve New York'da Beyazlı Kadın diye bilinen bir şehir efsanesinden esinlenen, aile draması inceliğinde bir korku / gizem filmi.

Cinayetle ilgili olduğu kadar büyümeyle ilgili de olan bir hayalet hikayesi baştan çocuk filmi gibi görünse de -ki değil- 80'li yıllarda çekilip de 50 ve 60'lı yılları anlatan filmlerdeki bisikletle okula giden öğrenciler, sarı okul otobüsü, şakalar, iyi ve mutlu insanlar gibi ortak noktaları olan filmden bir BACK TO THE FUTURE (1985) ya da herhangi bir Stephen King filmindeki gizemli küçük kasaba havasını hissetmeniz mümkündür.

İyi ancak nadir film çeken LaLoggia'nın yönetmenliğinde görsel tarzından olay örgüsüne kadar her yönüyle şaşırtıcı bir film ve hatırlanmayı hak eden mücevher.

Daha sonra TITANIC (1997) ile Oscar kazanacak olan ve en son AVATAR: THE WAY OF WATER (2022) filmlerinin de sinematografisini yapan Russell Carpenter'ın ilk çalışmalarından olsa da günümüzün CGI çağında neredeyse unutulan ışık ve kamera oyunları ile başarılı bir korku atmosferi yaratmayı başarmıştır.

Filmdeki Cadılar Bayramı için çocuğun taktığı maske DRACULA (1931) filmindeki karakterin görüntüsü olsa da seyredenlerin çoğu onu Richard Nixon'a ait olduğunu düşünmüştür.

"- İçme şunu, öleceksin yoksa."
"- Kim ölecek? Kimse ölmeyecek.