Punishment Park (1971)

Otoritenin totaliterleşmeye yatkınlığı ve bu yatkınlığın yarattığı veya yaratabileceği sorunlara eğilen kurgu-belgesel(mockumentary) kaliteli bir film Punishment Park.

Oyuncuların gerçek aktivist, pasifist, komünist, anarşist, feminist ve polislerden seçilmiş olması, kurgu-belgeselin gerçekçi bir yapıya bürünmesini ve etkisini arttırmasını sağlamış. "Sanıklarla" yargılayanların arasında geçen konuşmalar oldukça doyurucu.

İyi seyirler.

68 kuşağı gençliğinin Amerikadaki savaş karşıtı eylemleri sonucu Ceza Parkı adı verilen, çölün ortasındaki bir arazide 85 km’lik bir yolu aç ve susuz kat ederek, kendilerine önden 2 saat avans veren polislere yakalanmadan ABD bayrağına ulaşırlarsa serbest bırakılacakları vaadedilir.. Film olağanüstü hal ilan edilmiş, yönetim ve polis güçlerine olağanüstü yetkiler verilmiş bir polis devleti olan Amerikanın ne kadar kirli bir demokrasiye sahip olduğunu gözler önüne seriyor.

Belgeselleriyle tanınan Peter Watkins’ten bu kez (hazırlanmış, kurmaca bir belgesel) çalışması. Değişik bir “Amerkan Rüyası” İzleyeni rahatsız eden, bazı sahneleriyle isyan ettiren son derece çarpıcı bir film. 70 lerde Vietnam Savaşı’nın kötü gidişi sonrası ülkedeki tüm muhaliflere karşı girişilen ve potansiyel tehdit olarak görülen yazar, öğretim görevlisi, üniversite öğrencileri bu dönemde kurulan özel mahkemelerde yargılanırlar. Hemen politik suçlu sayılan bu kişilere “Ya hapis cezası, ya ceza kampı” denir. Ceza Kampı üç günlük bir maratondur. Başlangıca getirilen mahkumlar 85 km ötedeki bir tepedeki Amerikan bayrağına ulaşmaları istenmektedir. Mahkumlar salındıktan iki saat sonra polisler peşlerine takılacaktır. Direniş görürlerse silah kullanacaklardır… Amatör oyuncuların göründüğü sahneler son derece başarılı. Film mahkeme sahneleri ve çöldeki kovalamaca arasında gidip gelir. Resmedilen tam anlamıyla bir “İnsan Avı”dır. İnsanın insana olan düşmanlığı öylesine başarılı bir şekilde resmediliyorki, ekrandaki kurmaca öykünün dehşetine kapılıyor ve ürperiyor insan. Filmde anlatılan polis devletinde kişilerin değil düşündüklerini söylemeye, farklı düşünmeye bile hakkın yok deniyor. Anlatılan ülke Amerika, ama aynada bildiğimiz görüntüsü değil anlatılan, tüm sırları ortaya çıkmış çirkin acımasız yüzü görünen Amerika. Film 1971 de yapılmış, “günümüzde filmdekinden çok daha vahşice insan avı öykülerini yaşayarak görüyoruz, filme gerek yok” diyenler olacaktır. Onlarda haklılar. Bu tür filmlere alışık olmayan seyircileri pek çekmeyecek bir yapım ama bu tür filmlere de ihtiyaç var. Görülmeli, izlettirilmeli, üzerine düşünülüp tartışılmalı…