The Assassination Bureau (1969)

Hayatınızda prensip sahibi olmanın sizin için değeri nedir. Her konuda objektif düşünmeyi ve yararlı ise yapmayı prensip haline getirmiş biri olsanız ve birisi gelip sizin ölümünüzün yararlı olacağını söylese prensipleriniz uğruna kendi ölüm fermanınızı yazabilecek kadar entellektüel bir karar alabilir misiniz? Jack London'un kaleminden çıkan cinayet şirketi romanından uyarlanan film bir grup entellektüelin bir araya gelerek toplum yararına ancak aynı zamanda kar amacı güden bir şirketin yozlaşması ve başkanın kendi ölümünü kabulü ile başlayan cinayetler zincirini konu alıyor. Bol ve eğlenceli dialogları ile akıcı ilerleyen sahneleri sayesinde filmi sıkılmadan ve eğlenerek izledim. Belki kimse okumayacak bu yorumumu ama benim gibi Jack'in işlerine bakarken denk geldiyseniz bu filme kesinlikle izleyin. Çevirmen arkadaşa da çok teşekkürler.

Filmi beğendim. Komedi unsurlarıyla birlikte, günlük hayatta da karşılığı olabilecek olayların ölçülü bir şekilde harmanlanarak verildiği bir film olmuş. Hani derler ya: "her şakanın altında bir gerçek var" diye. I.Dünya Savaşından günümüze değin meydana gelen büyük savaşların ve suikastlerin de böyle bir örgütün elinden çıkabilirliği sorusu akılları kurcalıyor. Bu konuya Kubrick de "Eyes Wide Shut" filmiyle değinmiştir.
Diana Rigg'ten bahsetmek gerekirse... Mükemmel.