Malta Şahini (1941)

Kara filmin tüm özelliklerini sağlayan bir öaşyapıttır. Arzu ve arzunun imkansızlığı ise, filmin altmetnini oluşturur. Bogart ise büyüler.

Tam anlamıyla bir film-noir. Cinayet, dedektif, entrikacı kadın ve karanlıkta geçen mekanlar.

Filmi izleyip, anlaması biraz zor. Çok fazla diyalog ve entrika var ve yetişemiyorsunuz. Bogard, her zamanki gibi burada da karizmasını konuşturuyor. M filmindeki muhteşem performansıyla tanıdığımız Peter Lorre, burada da klasını konuşturuyor. Türünün en iyi filmlerinden biri.

Bu film, Bogart'ın vitrini için yapılmış bir film. Film daha önce 2 kez çekilmek için denense de, Sam Spade karakteri sanki Bogart için yaratılmış bir karakter. Her zaman söyleyecek bir şeyi olan, gizli detektifi oynayan, bir kadına aşık olabilen -bir kaç dakikalığına bile- daha sonra kadını darağacına yollayabilen, işinde duygu barındırmayan, sert bir karakter.

Suç, drama, gizem türlerinin kitabını yazmış bir film. Büyük ihtimalle kendi türünde de en iyi senaryosu olan filmdir. Hiç kuşkusuz, bulaşıcı sesi ve inatçı tavrıyla Bogart, Spade karakterini hayata getiren kişi olsa da, filmin kendisi zaten tek başına mükemmel, sadece sonu bile benim için yeter.

Film-Noir türünü 40'larda nallarına diktiren en üst düzey gizem. Kesinlikle görmeniz gereken bir film.