• 
  Lizbon'a Gece Treni

Son Yorumları

Bogus (1996)

Hayatında büyük bir dram yaşayan küçük bir çocuğun, bunu atlatabilmesi için hayali bir arkadaş bulmasıyla başlayan, duygusal ve sıcak bir film. Senaryo olarak çok başarılı diyemeyeceğim ancak oyunculuk olarak sorun yaşatmayan ve vermeye çalıştığı duyguyu yakalarsanız çok hoşunuza gidecek bir film. Gérard Depardieu ve Whoopi Goldberg'e çocuk oyuncu olarak Haley Joel Osment eşlik ediyor. Yakın yaşlarda bir oğlu olan baba olarak, etkilenerek izledim.

When a Man Loves a Woman (1994)

Alkol sorunlarıyla yüzleşen bir kadının, eşi ve çocukları ile hayata tutunmasını anlatan dram yönü ağırlıkta bir film. Romantik komedilerin sempatik ve güzel yüzü Meg Ryan; bu filmde alkolün kendi hayatındaki etkilerini oyunculuk olarak çok güzel yansıtmış. Duyguları gözleri ile mimikleriyle çok gerçekçi oynamış. Çok başarılı buldum. Andy Garcia da eşine yardım etmek isteyen, çocukları ile ilgilenen, mesleğini de aksatmadan yapmaya çalışan bir pilot. O da rolün hakkını vermiş. Filmin küçükleri de gayet sıcak ve samimi işler çıkarmış. Tüm oyunculuklar çok başarılı. Dram ve duygusal film sevmeyen beni bile hiç sıkmadan ekran başında tutmalarından belli. Aslında film hayatın tam ortasından her ailede olabilecek, eşlerin birbirini anlamaması ya da uzaklaşmalarını güzel işlemiş. Filmde bu sorun alkol olarak seçilmiş ama aslında herhangi başka bir şey de olabilirdi. Sorun yaşayan eşler ne yaşarsa yaşasınlar bu durumdan en çok çocukların etkilendiğini çok güzel yansıtmışlar. Çocukların bir şey anlamayacağını düşünerek yaptığımız bir çok kötü olay, durum, davranış ya da tavır aslında onların gözünde gayet kolay görülebiliyor. Filmde de babanın içkileri çöpe attığı sahnede bunu görüyoruz. Baba bile bazı şeyleri anlamamışken, görememişken evin minikleri kendi küçük dünyalarında her şeyi yaşıyordu. İlk defa bu kadar uzun bir yorum yazdım. Film beni etkiledi demek ki. Son sözüm eşinizi ve ya çocuğunuzu dinleyin. gerçekten dinleyin ve anlamaya çalışın. Samimi, sıcak ve müdahale etmeden gerçekten dinleyin.

L'Empereur de Paris (2018)

Dönem Fransa'sını çok güzel yansıtmışlar. Sokaklardan gelen Vidocq karakterinin, kendini temize çıkarması ve geçmişinden kurtulup adalet ve güvenlik sağlayan bir yetkiliye dönüşmesini anlatıyor. Dönem filmi seven biri olarak beni tatmin etti. Vidocq karakterinin hikâyesini anlatan 2001 yapımı Gerard Depardieu'nun başrolde olduğu "Vidocq" isimli bir film daha var. Orada Vidocq'un hayatının ileriki bir döneminde aldığı bir davayı, dedektiflik havasında çözmeye çalışması anlatılıyor. Bu filmde ise Vidocq'un hayatının geneline bakıyoruz. MAhkumluk günleri, Sonrası ve Paris'in imparatoru olma yolunda yaşadıkları. Ben hikâyeyi de, dönem atmosferini de başarılı buldum. Keyif de aldım. Tek bir eleştirim var final biraz sönük kalmış. 1830lar Fransa'sı hakkında biraz da tarihi bilgiye sahip olarak izlerseniz, film daha anlaşılır olur. İmparatorluktan Cumhuriyete, Cumhuriyetten monarşiye geçen bir ülkenin çalkantısı arka planda veriliyor. Ayrıca Vincent Cassel role çok yakışmış. Ben beğenerek izledim. Tavsiye ediyorum.