fernazbey özetleri
fernazbey profil sayfasıKuch Kuch Hota Hai | [04 Temmuz 2012 15:32] Göster
En iyi arkadaş olan Rahul (Shahrukh Khan) ve erkek fatma Anjali (Kajol) St. Xavier Akademisi öğrencileridirler. Günün birinde okul müdürünün kızı Tina, (Rani Mukerji), St. Xavier Akademisi’ne kaydını yaptırır. Anjali’nin zıddı olan Tina güzel, kadınsı ve bilgilidir. Rahul Tina’yı görür görmez aşık olur ve sonra Tinan’nında kalbini kazanır. Fakat tam o sıralarda Anjali’de Rahul’e karşı bir takım duygular beslediğinin farkına varır. Bir gün Anjali bütün cesaretini toplayıp Rahul’e aşkını itiraf etmeye gider. Fakat Anjali tam söylemek üzereyken Rahul Anjali’den önce davranır ve kendisinin Tina’ya aşık olduğunu söyler. Birden Anjali’nin bütün dünyası yıkılır. Ertesi gün Anjali ani bir kararla bu büyük acıyı unutmak için okulu terkeder ve bir daha dönmemek üzere ailesinin yanına döner.
Mere Brother Ki Dulhan | [23 Mayıs 2012 17:57] Göster
Londra'da yaşamakla "ingiliz" olunamayacağını anlayabilmek için Pyali'yle (Tara De'Souza) kavga etmek zorunda olduğunu nereden bilebilirdi ki Luv (Ali Zafar)... Onun istediği "fastfood"ları akşam yemeği diye önüne koyan bir kız değilmiş meğer. Annesi gibi, tıpkı tüm Hint kızları gibi, oturup kocası için yemek yapan Hintli bir kız!!!
Çok değil kavganın hemen ardından kardeşini arar, Bollywood'un yükselen yönetmeni değil midir kardeşi Kush (Imran Khan) zaten, annesini-babasını alsa ve abisi için bir gelin baksa ne olur, öyle değil mi?... Ve maceramız başlar.. Hindistan kazan, onlar kepçe... En son ki gelin adayı gözlerinin içine baktığında neden elindeki kahveyi dökmüştür, günler geçtikçe daha iyi anlar. Evet, onu daha önceden tanıdığındandır baştaki şaşkınlığı.. Ama ya sonra?! Ya en son ki sarılmada...Ya nişan yüzükleri takıldığında... Ve kız (Katrina Kaif), niye hala gözlerinin içine öyle bakmakta?
...
Çok değil kavganın hemen ardından kardeşini arar, Bollywood'un yükselen yönetmeni değil midir kardeşi Kush (Imran Khan) zaten, annesini-babasını alsa ve abisi için bir gelin baksa ne olur, öyle değil mi?... Ve maceramız başlar.. Hindistan kazan, onlar kepçe... En son ki gelin adayı gözlerinin içine baktığında neden elindeki kahveyi dökmüştür, günler geçtikçe daha iyi anlar. Evet, onu daha önceden tanıdığındandır baştaki şaşkınlığı.. Ama ya sonra?! Ya en son ki sarılmada...Ya nişan yüzükleri takıldığında... Ve kız (Katrina Kaif), niye hala gözlerinin içine öyle bakmakta?
...
Bir Zamanlar Osmanli - KIYAM | [20 Nisan 2012 14:45] Göster
Kıyam; III. Ahmet’in tahtta olduğu, Osmanlı’nın Avrupa ile ilişkilerini savaş alanlarından diplomasi alanına kaydırma çabalarının yaşandığı bir dönemde geçmektedir. Her geçiş ve yenilenme dönemi gibi bu dönemde de, kışkırtmalara açık duran statükocularla ve yenilenmenin iyileşme olduğunun farkında olan değişim yanlıları arasında kanlı bir hesaplaşma yaşanmaktadır. Bu kanlı hesaplaşmaya başka devletlerin istihbarat teşkilatları da fiilen katılır.
Hikâyemizin kahramanlarından eski bir solakbaşı olan Murat; karısının ısrarı üzerine silahını bırakmış, kendi küçük ve mutlu dünyasına çekilmiştir. Karısı Goncanigar’ın, Şeyh’in öldürülmesine tanık olması ve Acem’in gönderdiği adamların ‘tanık olduğu için’ Goncanigar’ı katletmesiyle, Murat kendini olayların içinde ve tarafında bulur.
Acem Şahı kendi oğlunu şehzade olarak Osmanlı tahtına geçirmek istemektedir. Bunun için de “düşmanımın düşmanı dostumdur” şiarıyla Kasım ve Canseza’yı görevlendirir…
Canseza’nın Murat’a âşık olması Canseza’yı intikamı ile aşkı arasında bırakır. Babasının intikamı için yolan çıkan Kasım, intikam arzusuna saplanıp kalır ve kendi sonunu hazırlar…
Acem Şahı birçok koldan saldırmaktadır. Bu saldırıların vurucu gücü ise zamanında kimsenin pek de hesaba almadığı bir hamam tellağı olan Patrona Halil’dir.
Bir Zamanlar Osmanlı “Kıyam”, 12 Mart’tan İtibaren Her Pazartesi 19.50’de TRT 1’de…
Hikâyemizin kahramanlarından eski bir solakbaşı olan Murat; karısının ısrarı üzerine silahını bırakmış, kendi küçük ve mutlu dünyasına çekilmiştir. Karısı Goncanigar’ın, Şeyh’in öldürülmesine tanık olması ve Acem’in gönderdiği adamların ‘tanık olduğu için’ Goncanigar’ı katletmesiyle, Murat kendini olayların içinde ve tarafında bulur.
Acem Şahı kendi oğlunu şehzade olarak Osmanlı tahtına geçirmek istemektedir. Bunun için de “düşmanımın düşmanı dostumdur” şiarıyla Kasım ve Canseza’yı görevlendirir…
Canseza’nın Murat’a âşık olması Canseza’yı intikamı ile aşkı arasında bırakır. Babasının intikamı için yolan çıkan Kasım, intikam arzusuna saplanıp kalır ve kendi sonunu hazırlar…
Acem Şahı birçok koldan saldırmaktadır. Bu saldırıların vurucu gücü ise zamanında kimsenin pek de hesaba almadığı bir hamam tellağı olan Patrona Halil’dir.
Bir Zamanlar Osmanlı “Kıyam”, 12 Mart’tan İtibaren Her Pazartesi 19.50’de TRT 1’de…
Bir Zamanlar Osmanli - KIYAM | [20 Nisan 2012 14:42] Göster
Kıyam; III. Ahmet’in tahtta olduğu, Osmanlı’nın Avrupa ile ilişkilerini savaş alanlarından diplomasi alanına kaydırma çabalarının yaşandığı bir dönemde geçmektedir. Her geçiş ve yenilenme dönemi gibi bu dönemde de, kışkırtmalara açık duran statükocularla ve yenilenmenin iyileşme olduğunun farkında olan değişim yanlıları arasında kanlı bir hesaplaşma yaşanmaktadır. Bu kanlı hesaplaşmaya başka devletlerin istihbarat teşkilatları da fiilen katılır.
Hikâyemizin kahramanlarından eski bir solakbaşı olan Murat; karısının ısrarı üzerine silahını bırakmış, kendi küçük ve mutlu dünyasına çekilmiştir. Karısı Goncanigar’ın, Şeyh’in öldürülmesine tanık olması ve Acem’in gönderdiği adamların ‘tanık olduğu için’ Goncanigar’ı katletmesiyle, Murat kendini olayların içinde ve tarafında bulur.
Acem Şahı kendi oğlunu şehzade olarak Osmanlı tahtına geçirmek istemektedir. Bunun için de “düşmanımın düşmanı dostumdur” şiarıyla Kasım ve Canseza’yı görevlendirir…
Canseza’nın Murat’a âşık olması Canseza’yı intikamı ile aşkı arasında bırakır. Babasının intikamı için yolan çıkan Kasım, intikam arzusuna saplanıp kalır ve kendi sonunu hazırlar…
Acem Şahı birçok koldan saldırmaktadır. Bu saldırıların vurucu gücü ise zamanında kimsenin pek de hesaba almadığı bir hamam tellağı olan Patrona Halil’dir.
Bir Zamanlar Osmanlı “Kıyam”, 12 Mart’tan İtibaren Her Pazartesi 19.50’de TRT 1’de…
Hikâyemizin kahramanlarından eski bir solakbaşı olan Murat; karısının ısrarı üzerine silahını bırakmış, kendi küçük ve mutlu dünyasına çekilmiştir. Karısı Goncanigar’ın, Şeyh’in öldürülmesine tanık olması ve Acem’in gönderdiği adamların ‘tanık olduğu için’ Goncanigar’ı katletmesiyle, Murat kendini olayların içinde ve tarafında bulur.
Acem Şahı kendi oğlunu şehzade olarak Osmanlı tahtına geçirmek istemektedir. Bunun için de “düşmanımın düşmanı dostumdur” şiarıyla Kasım ve Canseza’yı görevlendirir…
Canseza’nın Murat’a âşık olması Canseza’yı intikamı ile aşkı arasında bırakır. Babasının intikamı için yolan çıkan Kasım, intikam arzusuna saplanıp kalır ve kendi sonunu hazırlar…
Acem Şahı birçok koldan saldırmaktadır. Bu saldırıların vurucu gücü ise zamanında kimsenin pek de hesaba almadığı bir hamam tellağı olan Patrona Halil’dir.
Bir Zamanlar Osmanlı “Kıyam”, 12 Mart’tan İtibaren Her Pazartesi 19.50’de TRT 1’de…
Yangin var | [17 Nisan 2012 16:40] Göster
"Sevgi önce 'Ben' yerine, önce 'Sen' diyebilmek... Kendinden önce Onu düşünebilmek... Onun yanında huzur bulmak! Seni seveceğini bilerek 'Kendin' olmaktır!
Sonunda dudaklarının arasından bu sözlerin, neredeyse aşığı olduğu "Selvi Boylum Alyazmalım"daki gibi bir güzele söyleyeceğini bilse gider miydi Diyarbakır'a, düşer miydi baştan beri gitmek istemediği yollara?
Koşman bizim uşaklardan, Belediyenin olmayan itfaiye aracının şoförü... Her tarafta yangınlar.. Koşman'ın eli kolu bağlı. Ta ki bir dönem Mardin'de öğretmenlik yapmış belde belediye başkanı Diyarbakır'dan yardım isteyene kadar. Cevap olumlu, Doğu'nun insanı Mevlana'nın dediği gibi, "Cömertlikte akarsu gibi, yardıma koşmada da öyle". Diyarbakır başkanı diyor, "Kardeşliğimiz de aynıdır, akarsu gibidir. Akan suyun üzerinde tortu-kir kalmaz!".
Derken Koşan ön yargıyla istemeye istemeye yola çıkar. Başkan çok sıcak karşılar onu. Hatta akşam ki düğünde de misafir eder, sağa sola bakınırken bizim deli oğlan, kırmızılar içerisinde onu görür. Tıpkı "Asya" gibidir! Nereden bilebilir ki yarın ki yolculuğunda ona eşlik edeceğini! Evraklar çok arzulayacağı böyle bir şeye vesile olacaktır.
Yol uzun, kat edilmesi gereken çok mesafe var. Ama Koşman yolun her metresinde nasıl yapacağını öğrenir, Asya'da. Demek yanlışlar engel olmuştur yapılması gereken tüm doğrulara. Demek farklılık olarak gördükleri her şeyle güzelleşiyorlarmış. Ön yargılar yerine çoktan başka şeye bırakmıştır...
Neye mi?
Sonunda dudaklarının arasından bu sözlerin, neredeyse aşığı olduğu "Selvi Boylum Alyazmalım"daki gibi bir güzele söyleyeceğini bilse gider miydi Diyarbakır'a, düşer miydi baştan beri gitmek istemediği yollara?
Koşman bizim uşaklardan, Belediyenin olmayan itfaiye aracının şoförü... Her tarafta yangınlar.. Koşman'ın eli kolu bağlı. Ta ki bir dönem Mardin'de öğretmenlik yapmış belde belediye başkanı Diyarbakır'dan yardım isteyene kadar. Cevap olumlu, Doğu'nun insanı Mevlana'nın dediği gibi, "Cömertlikte akarsu gibi, yardıma koşmada da öyle". Diyarbakır başkanı diyor, "Kardeşliğimiz de aynıdır, akarsu gibidir. Akan suyun üzerinde tortu-kir kalmaz!".
Derken Koşan ön yargıyla istemeye istemeye yola çıkar. Başkan çok sıcak karşılar onu. Hatta akşam ki düğünde de misafir eder, sağa sola bakınırken bizim deli oğlan, kırmızılar içerisinde onu görür. Tıpkı "Asya" gibidir! Nereden bilebilir ki yarın ki yolculuğunda ona eşlik edeceğini! Evraklar çok arzulayacağı böyle bir şeye vesile olacaktır.
Yol uzun, kat edilmesi gereken çok mesafe var. Ama Koşman yolun her metresinde nasıl yapacağını öğrenir, Asya'da. Demek yanlışlar engel olmuştur yapılması gereken tüm doğrulara. Demek farklılık olarak gördükleri her şeyle güzelleşiyorlarmış. Ön yargılar yerine çoktan başka şeye bırakmıştır...
Neye mi?
Taare Zameen Par | [16 Mart 2012 15:08] Göster
Karşımızda yaramaz, tembel, kavgacı bir çocuk var: Ishaan... Acaba öyle mi?
Hikayemiz Ishaan'ın okulunda başlar, ödevlerini yapmayı çok önceleri bırakmış delikanlımız. Kafasında sadece hayal ettiği kendi dünyası var. Öğretmenleri, arkadaşları ondan acayip şikayetçi. Geçen sene 3. sınıfta kaldığı için bu yıl tekrarını okuyor ama gram ilerleme yok. Sınıfının birincisi olan abisi Yohaan'a bakıldığında ikisinin kardeş olduğuna kimse inanmaz. Prensipli babamız bir türlü yola getiremiyor oğlunu. Çaresiz annesinin elinden ise sadece gözyaşı dökmek geliyor. Geriye bıraktığı kariyeri, senelerdir verdiği emeği para etmemiş. Bir gün, uslanmaz oğlunun bunca yapıp ettiğinin üzerine okuldan kaçtığını da duyduklarında, ağzına kadar dolan bardakları taşıverir ebeveynlerin. Artık Ishaan'ın terbiye olma vakti gelmiştir. Baba bağlantılı olduğu bir tanıdığına ulaşır, Ishaan'ın önüne "yatılı okulun yolu" açılır. Bakalım Ishaan'ı yatılı okulda neler beklemektedir?
Hikayemiz Ishaan'ın okulunda başlar, ödevlerini yapmayı çok önceleri bırakmış delikanlımız. Kafasında sadece hayal ettiği kendi dünyası var. Öğretmenleri, arkadaşları ondan acayip şikayetçi. Geçen sene 3. sınıfta kaldığı için bu yıl tekrarını okuyor ama gram ilerleme yok. Sınıfının birincisi olan abisi Yohaan'a bakıldığında ikisinin kardeş olduğuna kimse inanmaz. Prensipli babamız bir türlü yola getiremiyor oğlunu. Çaresiz annesinin elinden ise sadece gözyaşı dökmek geliyor. Geriye bıraktığı kariyeri, senelerdir verdiği emeği para etmemiş. Bir gün, uslanmaz oğlunun bunca yapıp ettiğinin üzerine okuldan kaçtığını da duyduklarında, ağzına kadar dolan bardakları taşıverir ebeveynlerin. Artık Ishaan'ın terbiye olma vakti gelmiştir. Baba bağlantılı olduğu bir tanıdığına ulaşır, Ishaan'ın önüne "yatılı okulun yolu" açılır. Bakalım Ishaan'ı yatılı okulda neler beklemektedir?
Hakkini helal et | [16 Mart 2012 12:42] Göster
Çok özel bir hikaye...
Bir zamanların azılı hırsızı Murat(Mürşit Bağ)... Hapisteki oğlunun derdiyle iki büklüm bir anne(Necla Nazır)... Kocasının hapse girmesiyle boşanma davasını hiç geciktirmeyen Suna(Seda Saygın)... Murat bir şeylerin arayışında ama onu ne yediği içtiği, ne çalıp çırptığı tatmin ediyor. İçinde kocaman bir boşluk var, ne ile dolduracağını bilemediği. Hapis ders olmayacak elbette, dışarıda onu bekleyen bir dünya var, Murat kopmak istese de onlar bırakmaz. Ama annenin ağzından hiç eksilmiyor ki dua, çok içten çok samimi ve hatta bazen gözyaşlarıyla.
Derken içeriden çıkmadan evvel arkadaşını kıramaz Murat, çocuk esirgemeye düşmüş çocuğa bakmayı kabul eder. Sabıka kayıtlı bir adama dışarıda verilecek iş yoktur. Neticede eski dünyası onu yeniden bulur, bu son iş gibilerinden. Halbuki son işler hiç bitmemiştir ki.
Gecenin karanlığında, içerideki güzel hemşirenin(Ahu Gül Ürük) hasta yatağındaki adama nasıl şefkatle yaklaştığını görür, hayranlıkla. Bakarken ona, bir anda bir hatanın eseri, güzel hemşire birden telaşlanır, içeride birinin olduğunu anlamıştır. Gördüğü adamın başındaki maskeyi hiç unutmayacaktır, korkudan ayakları titreyen Merve hemşire, hiç unutmayacaktır o keskin, derin bakışları.
Polislerin geldiğini anlayınca bizimkiler hızla kaçmaya başlarlar, bu arada bıçaklanır da Murat. Kendini kapısını açık bulduğu bir eve atar. Hayatının değiştiği andır bu, içeride daha önce hiç görmediği müthiş insanlar vardır. Bambaşka bir dünyanın içine adım atmıştır bilmeden. Yaralı olarak eve dönse de asıl yaralarının dermanını nerede bulacağını öğrenmiştir. Gördüğü müthiş rüyada da aynı yolun nereden geçtiğini iyice bellemiştir.
Çok sevdiği mahallenin fırıncısı vefat edince artık "Yeni Murat" dönemi başlar. Musallanın başında namazı beklerken, sanki kendisini ölmüş gibi hisseder. Sanki orada yatan kendisidir, başından sonuna kirle dolu bir hayatı ardında bırakmıştır. Artık yeni hayatında bambaşka bir insan olacaktır. Fırıncının vasiyetiyle fırın ona kalır. Odasındaki tele tek tek isimlerini yazıp astığı kişileri bulup helalliklerini almaya, aldıktan sonrada cehennem alevinin yerine o kağıdı fırına atmaya başlar. Her attığı kağıt onu ebedi alevden kurtaran bir el oluyordur aynı zamanda. Böylece bir arınma macerasına adım atar Murat... İçinde derin pişmanlık, kalbinde her geçen gün büyüyen Merve hemşireye duyduğu sevgi, helalliğe gittiği insanların karşısındaki derin üzüntü... Dolu dolu bir dizi gerçekten.
Bir zamanların azılı hırsızı Murat(Mürşit Bağ)... Hapisteki oğlunun derdiyle iki büklüm bir anne(Necla Nazır)... Kocasının hapse girmesiyle boşanma davasını hiç geciktirmeyen Suna(Seda Saygın)... Murat bir şeylerin arayışında ama onu ne yediği içtiği, ne çalıp çırptığı tatmin ediyor. İçinde kocaman bir boşluk var, ne ile dolduracağını bilemediği. Hapis ders olmayacak elbette, dışarıda onu bekleyen bir dünya var, Murat kopmak istese de onlar bırakmaz. Ama annenin ağzından hiç eksilmiyor ki dua, çok içten çok samimi ve hatta bazen gözyaşlarıyla.
Derken içeriden çıkmadan evvel arkadaşını kıramaz Murat, çocuk esirgemeye düşmüş çocuğa bakmayı kabul eder. Sabıka kayıtlı bir adama dışarıda verilecek iş yoktur. Neticede eski dünyası onu yeniden bulur, bu son iş gibilerinden. Halbuki son işler hiç bitmemiştir ki.
Gecenin karanlığında, içerideki güzel hemşirenin(Ahu Gül Ürük) hasta yatağındaki adama nasıl şefkatle yaklaştığını görür, hayranlıkla. Bakarken ona, bir anda bir hatanın eseri, güzel hemşire birden telaşlanır, içeride birinin olduğunu anlamıştır. Gördüğü adamın başındaki maskeyi hiç unutmayacaktır, korkudan ayakları titreyen Merve hemşire, hiç unutmayacaktır o keskin, derin bakışları.
Polislerin geldiğini anlayınca bizimkiler hızla kaçmaya başlarlar, bu arada bıçaklanır da Murat. Kendini kapısını açık bulduğu bir eve atar. Hayatının değiştiği andır bu, içeride daha önce hiç görmediği müthiş insanlar vardır. Bambaşka bir dünyanın içine adım atmıştır bilmeden. Yaralı olarak eve dönse de asıl yaralarının dermanını nerede bulacağını öğrenmiştir. Gördüğü müthiş rüyada da aynı yolun nereden geçtiğini iyice bellemiştir.
Çok sevdiği mahallenin fırıncısı vefat edince artık "Yeni Murat" dönemi başlar. Musallanın başında namazı beklerken, sanki kendisini ölmüş gibi hisseder. Sanki orada yatan kendisidir, başından sonuna kirle dolu bir hayatı ardında bırakmıştır. Artık yeni hayatında bambaşka bir insan olacaktır. Fırıncının vasiyetiyle fırın ona kalır. Odasındaki tele tek tek isimlerini yazıp astığı kişileri bulup helalliklerini almaya, aldıktan sonrada cehennem alevinin yerine o kağıdı fırına atmaya başlar. Her attığı kağıt onu ebedi alevden kurtaran bir el oluyordur aynı zamanda. Böylece bir arınma macerasına adım atar Murat... İçinde derin pişmanlık, kalbinde her geçen gün büyüyen Merve hemşireye duyduğu sevgi, helalliğe gittiği insanların karşısındaki derin üzüntü... Dolu dolu bir dizi gerçekten.
Tek Türkiye | [15 Mart 2012 12:50] Göster
Memleketin Doğusunu Batısını birleştiren bir hikaye. Doğu'da küçük bir köye tayin edilen doktor, aynı köyde bütün zorluklara rağmen okulu ayakta tutmaya çalışan öğretmen, Doktor'un yanında kendi halkına hizmet etmeyi gaye edinmiş bir hemşire...
Kaderin cilvesi, Doktor Tarık(Ozan Çobanoğlu) babasının görev yaptığı köye tayin edilir. Ailesi ve özellikle annesi başta çok karşı çıkar oğlunun tehlikeli bir köyde çalışmasına. Endişesinde haklı çıkacaktır anne. Köy devamlı teröristlerce basılmaktadır. Dağdaki ekibiyle köyün başının belasıdır Şivan(Süleyman Karadağ). Yıllar önce babasının bir gece baskınında yaka-paça götürülmesi ve sonra bir daha gelmemesi, kinle doldurmuştur yüreğini. Yıllardır dağda babasının intikamını almakta, kendi halkına dahi cehennem azabı yaşatmaktadır ama... Devletin bir doktorunun köydeki samimi çalışmaları, senelerdir sürdürdüğü gayretini alabora edecektir. Doktor Tarık, Şivan'ın tek hedefi olur. "T.C." düşman olarak görülmelidir çünkü.
Zorlukların dalga dalga geldiği bu küçük köyde, yalnızlığına Zeynep Öğretmenin(Ezgi Sertel) bakışlarında çare bulur Doktor, bir de Holte Zelal'in(Özlem Akınözü). Holte(Kürtçe teyze demek) o kadar içten, o kadar gönüldendir ki, uzaklardaki annesinin kokusunu onda duyar Tarık. Sağlık ocağında beraberce köylünün dertlerine derman yetiştirmeye çalıştıkları Dila Hemşirenin(Müjgan Gönül) muhabbet dolu sinesinden habersizdir bu yoğun gündemin içinde. Dila, amansız bir platonik aşkın cenderesinde bulur kendini.
Bir gün oğlunun hasretine dayanamayan anne köye çıkar gelir. Oğlunu bağrına basıp özlemini giderirken bir taraftan da Zelal'in gözüne bakmaktadır. Yoksa anne ile Zelal daha önceden tanışıyorlar mıdır?
Kaderin cilvesi, Doktor Tarık(Ozan Çobanoğlu) babasının görev yaptığı köye tayin edilir. Ailesi ve özellikle annesi başta çok karşı çıkar oğlunun tehlikeli bir köyde çalışmasına. Endişesinde haklı çıkacaktır anne. Köy devamlı teröristlerce basılmaktadır. Dağdaki ekibiyle köyün başının belasıdır Şivan(Süleyman Karadağ). Yıllar önce babasının bir gece baskınında yaka-paça götürülmesi ve sonra bir daha gelmemesi, kinle doldurmuştur yüreğini. Yıllardır dağda babasının intikamını almakta, kendi halkına dahi cehennem azabı yaşatmaktadır ama... Devletin bir doktorunun köydeki samimi çalışmaları, senelerdir sürdürdüğü gayretini alabora edecektir. Doktor Tarık, Şivan'ın tek hedefi olur. "T.C." düşman olarak görülmelidir çünkü.
Zorlukların dalga dalga geldiği bu küçük köyde, yalnızlığına Zeynep Öğretmenin(Ezgi Sertel) bakışlarında çare bulur Doktor, bir de Holte Zelal'in(Özlem Akınözü). Holte(Kürtçe teyze demek) o kadar içten, o kadar gönüldendir ki, uzaklardaki annesinin kokusunu onda duyar Tarık. Sağlık ocağında beraberce köylünün dertlerine derman yetiştirmeye çalıştıkları Dila Hemşirenin(Müjgan Gönül) muhabbet dolu sinesinden habersizdir bu yoğun gündemin içinde. Dila, amansız bir platonik aşkın cenderesinde bulur kendini.
Bir gün oğlunun hasretine dayanamayan anne köye çıkar gelir. Oğlunu bağrına basıp özlemini giderirken bir taraftan da Zelal'in gözüne bakmaktadır. Yoksa anne ile Zelal daha önceden tanışıyorlar mıdır?
‹ Önceki
1
Sonraki ›
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (2,673)
Kimitachi wa dô ikiru ka (1,515)
Dune: Part Two (345)
Mad Max: Fury Road (322)
The Fall Guy (228)
Tarot (181)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (149)
Godzilla x Kong: The New Empire (127)
Håndtering av udøde (122)
Spoorloos (104)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (4,864)
Evil (694)
The Acolyte (274)
Tracker (179)
Halo (171)
Young Sheldon (165)
True Detective (155)
The Bear (153)
From (149)
Yellowstone (145)
Yakında
- Minions: The Rise of Gru (2022)
- Shotgun Wedding (0)
- Thor: Love and Thunder (2022)
- Mrs. Harris Goes to Paris (2022)
- Wrong Place (2022)
- Nope (2022)
- Where the Crawdads Sing (2022)
- Paws of Fury: The Legend of Hank (2022)
- Bullet Train (2022)
- DC League of Super-Pets (2022)