aquilieri yorumları

hangisinin bizim bildiğimiz anlamda main karakter olduğunun bir anlamı kalmadı gibi. peki kadın için hangisinin olduğu farkedermi acaba?

ya aslında hiçbirşey kutudan çıkmıyorsa sonsuz küçüklükte var oluyorsa paralel evren olasılıkları? kutunun içindeki alt evrencikler

Fazla duygusal davranılmış filme. Filmde kimin kim olduğu belli olmayan bir savaş var. Ve topyekün bir savaşa benzemiyor karmakarışık kıyafetler giymiş çete benzeri askeri gruplar var.

Ilk çatışma sahnesinde 30 40 metre araları olan 2 grup birbirlerine yüzlerce mermi atıp tutturamıyor. Hakim noktada olanlar sürekli göğüs boy hedef veriyor aşağıdakiler ise allaha emanet. Ayakta geziyorlar. Yukarıda soldaki adam 2 adım daha sola kaysa herkesi kuş gibi avlayacak. "gazeteciler" ateş edenlerle aynı anda ortaya fırlayıp mermi açısından foto çekmeye çalışıyor? Ne gerçekçi, ne mantıklı, nede tutar yanı olmayan bu sahnenin bu şekilde çekilme nedeni ne? Gazeteciler sanki mermiyi kendileri atacak gibi çıkmasada güvenli bir açıdan çekseydi? Heyecan 0 olacaktı sıfır. Savaşan taraflarla bir alakamız yok duygusal bağımız yok kimin kiminle savaştığını bilmezse seyirci taraf tutamaz ortada çoluk çocuk kurtarılacak kadın filanda yok. Direk arkasına saklanan esmer abiye üzülen oldumu aranızda? Heyecan nereden geldi bu durumda?

Geniş açık arazi sahneleri var arada biraz bol cgi ile helikopter tank uçak duman ateş. Bolca geyik yapılan sahneler. Sonra bir sürü asker toplanmış sembolik bir binaya rastgele ateş ederlerken görüyoruz. Askerin birinin canı sıkılıyor taş binaya anti tank füze atıyor.
Sonra içeri giriyoruz oda nesi bizim fotocular yine mal gibi saldırı ekibi ile beraber koşturuyor. Cidden amaç ne? çektikleri fotoların çoğu önündeki askerin kulağı burnu filan. Fotoğrafçılık yok bunlarda zeka pırıltısı hiç yok tecrübe de yok. Koridor çatışmalarıda çok uydurma. Karşıdan ateş ediliyor 1 metre genişliğinde koridora go go go diye giriyorlar. Bu mu gerçekçilik?

Savaşın vahşetinin altının çizildiği, savaşta tarafların öneminin olmadığının, savaşın kendisinin bir rezillik olduğunu göstermeye çalışmış film ve gerçekçi olmayada çalışmamış. Son sahnedeki 5 6 kişilik saldırı ekibinin tavırları bile gerçekdışı idi. Kendi özel minik soykırımını yapan askerde gerçek dışıydı. Ve bunların hepsi aynı zamanda gerçekti.

Eğer gerçekçi olmaya çalışmış ise. Savaş karşıtıda olsan savaş hakkında bir film çekeceksen hele şehir içinde kapalı mekanda çatışma sahnelerin varsa gerçekçi olsun istiyorsan uzman tutar danışırsın. Yoksa sonuç bu olur.

yıldızlar göz kırptı bazı insanlar bir şeyler görmeye başladı filan

2 farklı zaman çizgisi birisi geçmiş zamanın sırası karışık olan flashbackleri ile bugünün halusinasyonları karışık diğer zaman çizgisi ise geçmişle alakalı ama tamamen bugünün halusinasyonları.

sevgili hairyboy ise filmin sadece en başında gördüğümüzde canlı .asansörle kendi katına inip intihar etmiş. filmin geri kalanındaki tüm sevişme sahneleri tüm gezintiler konuşmalar kahramanımızın fantazileri mantar yemiş uçan zihninin süreklilikği devamlılığı olan bir gündüz rüyası. her seferinde bir değişiklik olmaması devamlılığı olmasından anladığımız ise hasta başrolümüz.

sonunda da hasta zihni (belkide haplı ilaçlı) kendi kendine hayaller görerek çözmeye çalışıp hayali konuşmalar yapıyor ama unutulmamalı ki tüm konuşmaları hatırlayın ne anne ne baba o cümleleri kurmadı kahramanımız kafasında yazdı onların söyleyeceği satırlarıda. bilinçli olarak yaptığını söyleyemem kaldıki filmin nekadarlık süresinde bilinci yerindeydi ve nekadarlık süresinde bizimle aynı zaman çizgisindeydi söyleyebilmek çok zor.ailesi bizi görmeye gelmeni istemiyoruz bunun sana verdiği zararı görüyoruz derken belkide uyuşturucuyu bırak artık hayatını yaşa diyorlardı.

bir varsayım daha atayım ortaya. kahramanımız kendini öldürme girişiminde bulunur (tahminen overdose) ve 100 dakikalık bir son nefes verme süresinde bu rüyayı görür (bu filmde olanları). bulunamayan kendisidir ailesi tarafından anlaşılamayan kendisidir ailesi aslında ölü değildir ama gay olduğunu öğrendklerinden beri kahramanımız ölmüş gibi davranıp hiç arayıp sormamışlardır. alt kattaki ölen kişide kendisidir ve kendisini bulur yalnız değilsin der. son nefeste onlarla helalleşmiş bizimki. aslında 12 yaşında okuldan ağlayarak gelmiş babası ne oldu diye sormuş ve her şey ogün açıklanmıştır. o gün ailesi onu reddedip bir daha görmemek aramamak üzere uzağa büyükannesinin yanına postalamışlardır. ve kahramanımız o günden sonra gay değilmiş gibi rol yaparak yaşamıştır

4 genç kıza evlerinde tecavüz ediyorlar birini öldürüyorlar. geri kalan 3ünü bırakıp gidiyorlar. sen sex dungeon kurmuş adamsın neden kalanları alıp götürmüyorsun yada neden sağ bırakıyorsun. sonra olayın üstünden 1 saat geçmeden çocuk kaçırıyorsun. saçma sapan bir kötü adam var.