kurt_thewolf

 

• 
  Mustafa Kemal Atatürk

• 
  Bir Skandalın Anatomisi
• 
  Solgun Mavi Gözler
• 
  Treadstone
• 
  Amerikan Sapığı
• 
  The Peripheral

Son Yorumları

Altered Carbon (2018)

Uyarlandığı kitabı okumadan sadece bir dizi olarak ele aldığımda benim için güzel bir diziydi. Oluşturulan atmosfer büyüleyiciydi. Görsel olarak oldukça doyurucu ve izleyiciyi tatmin eden bir yapım. Konusu ilginç ve o ilginçliğin içinde dram ağırlıklı bir konuyu işlemek oldukça zordu. Ben duygu yönünü sevdiğimi söyleyebilirim. Oyunculukları da başarılı buldum. Bana göre dizinin tek bir eksik yanı vardı, o da kurgusu. Dizinin başında konuya biraz balıklama atladıktan, çoğu şeyi yorumlayıp anladıktan sonra bir kırılma anı hatta kırılma bölümü geliyor. Orada konuyu en başından anlatmaları kurguya ket vurdu bana göre. Tam bir şeyler biriktirip ana konuya devam edeceğiz diye beklerken en başa dönmek kazandığım ivmeyi düşürdü. Hiç başa dönmeselerdi veya kurguyu kronolojik olarak ele alsalardı daha güzel olurdu. Ama elimizdeki şey bu. İyi, farklı bir dizi. Ancak atmosferi herkesi memnun etmeyebilir. Sürekli aksiyon yok dizide. Duygusal olarak da güçlü olduğundan dolayı sadece aksiyondan oluşmuyor. Benim sevdiğim özelliğinden biri de bu. Kurgu yönünden tatmin olmamama rağmen yine de ele aldığı konuyu güzel şekilde anlatıyor. Son zamanlarda zevk alarak izlediğim bir dizi oldu kısacası.

The Post (2017)

Gazeteci Cüneyt Özdemir'in film hakkındaki görüşü filmi izlemeden önce farklı algılar oluşturmuştu. Kısaca şunu diyordu: "Hangi ülkede olursanız olun gazetecilik, haber yapma düzeni hep aynı. Gazeteci, patron ve iktidar arasındaki bağ kopmadıktan sonra anlatılanlar sadece bir hikaye olarak kalıyor. Bu film de öyle bir hikaye... " Yani her ne kadar gerçek bir olaydan da uyarlanmış olsa aslında gerçeklerin neler olduğunu bilemeyeceğimiz daha bir gerçek geliyor. Amerikan yapımlarının kendilerini eleştirirken bile başka yerlerden kendilerine övgü yağdırma gibi bir huyları var. Bu konsepte çok güzel oturan bir yapım. Devlet başkanı hatta başkanları böyle yaptı ama bakın biz basın özgürlüğünü getirdik... Bunu film olarak aktarırken bile ne kadarı doğru ne kadarı uydurma diye düşünüyoruz. Neyse bu konu farklı bir noktayı ilgilendiriyor.

Filmde konunun etkileyici olmasının yanında güçlü oyuncu kadrosu dikkat çekiyor. Meryl Streep ile Tom Hanks başrolde ancak yan karakterler de bir o kadar güçlü. Hem isim olarak hem de filmdeki konuya dahil edilişleriyle güçlü oyuncu ve karakterler mevcut. Bu filmin amacı esasen Oscar olarak görünüyor. Spotlight filmi ile oldukça benzerlikler göstermesinden anlaşılabilen bir durum. Tek fark burada toplum ile yöneticilerin biraz farklı rollerde olması. Artık her yıl Oscar ile birlikte anılan Meryl Streep bu sene de Oscar'a aday canlandırdığı rolle. Güzel oyunculuğunu iyi aktarmış. O ürkek karakterin hislerini bize hissettiriyor. Tom Hanks her zamanki gibi. Kısacası oyunculardan yana herhangi bir sıkıntı yok filmde. Esas sıkıntı konunun açıklarında yatıyor. O haber sürecine daha fazla odaklanması gerekiyordu. Gazetenin durumuna o kadar çok odaklanıldı ki filmin başında bir an ana konunun sanki gazetenin batmamasını sağlamak olarak algıladım. Halbuki yan bir konuydu bu ve bu kadar ayrıntıya girilmesine gerek yoktu. Sonra olaylar ilerledikçe bazı karakterlere ne olduğu soru işareti olarak kaldı. Konunun merkezinde olan karaktere ne oldu mesela?

Konu ve kurgu açıkları olmasına karşın kendini sıktırmadan izlettiren bir film. Ancak izleyicisine çok bir şey katmıyor. Benim amacım aslında Oscar, o yüzden bu kadar aceleye geldim havası veriyor. O yüzden sırf ödül almak için yapılan yapımları çok sevemiyorum.

Kolonya Cumhuriyeti (2017)

Film günümüz komedi sinemacılığında kalbur üstü diyebileceğimiz, bir konusu olan ve bu konu içerisindeki işleyişten ötürü de zevk veren bir yapım. Çok iyi, mükemmel değil tabii ama çok kötü de değil. Çağlar Çorumlu'nun son yıllarda yakaladığı popülerlik üzerinden çekildiğini düşündüğüm film bir nebze bunu doğruluyor. Ama tamamen sırtını Çağlar Çorumlu'ya dayamamış. Hem yan karakterler, hem de konu bazında filme sonradan dahil olan bazı karakterler ki, burada Uzaylı'yı kastediyorum, filmi zenginleştiren unsurlar olmuş. Ancak konu açısından zorlama olduğunu düşündüğüm tek bir karakter var. O da Büşra Pekin'in canlandırdığı Mualla karakteri. Sanki filmde kadın yok demişler ve bu karakteri sonradan dahil etmişler gibi sırıttı. Karakter yazı olarak ve kurgu olarak kötü olunca oyunculuk da kurtaramamış. O karakter haricinde fazlalık veya aşırılık olarak sırıttığını söyleyebileceğim bir yeri yok filmin.

Uzaylı meselesini çok yaratıcı buldum. Konuya dahil edilme şekli ve sonrasında filmin sonuna kadar karakterin evrilmesi gerçekten çok güzeldi. En çok zevk aldığım karakterdi diyebilirim. Biraz AROG usulü, biraz gerçek derken ortaya çok güzel bir karışım çıkmış ve bu karışımı da filme güzel yedirmişler.

Filmde sevmediğim bir başka nokta da argo daha doğrusu küfür meselesi. Ben beğenmedim. Olmasaydı daha iyi olacağına inanıyorum filmin. Çünkü film küfürlü şakalar üzerine kurulu ve sürekli bel altı konuşmalara dayalı bir film değil. Arada birkaç yerde küfür geçiyor ve bunlar da sırıtıyor bana göre. Filmin o hoş havasını biraz çalmış. Ama hem konusu hem de oyuncuları ile bana göre beklentileri karşılayan bir filmdi. Kurgu hatası, mantık hatası var tabii. Ama günümüze göre değerlendirecek olursak en azından biraz zevk alabileceğiniz bir yapım olmuş.

Çeviri Duyuruları