• 
  Güvenlik Sonra Gelir
• 
  Potemkin Zırhlısı
• 
  Akıl Oyunları
• 
  Dogville
• 
  Yedi

• 
  Filmin Hikayesi: Uzun
• 
  Doktor House
• 
  Hagane no renkinjutsushi
• 
  Dragon Ball: Doragon

• 
  Nuri Bilge Ceylan
• 
  Guy Ritchie
• 
  Larry David
• 
  Buster Keaton
• 
  Sergei Eisenstein

• 
  Kahve Ve Sigara
• 
  Filmin Hikayesi: Uzun ve Maceralı Bir Yolculuk
• 
  La révélation des pyramides
• 
  Susuz Yaz
• 
  Bir Zamanlar Anadolu'da

Son Yorumları

The Prisoner (1967)

The Truman Show, The Matrix, Lost, The Dark City, Alias, Twin Peaks ve 1984 gibi pek çok yapıma vesile olan bu dizinin özellikle belirsizlik içinde aktarılan öyküsü hala televizyon programlarına, müzik endüstrisine, çizgi romanlara ve filmlere ilham kaynağı olması beni fazlasıyla meraklandırdı.

The Story of Film: An Odyssey (2011)

Belgesel sinemanın hikayesi bakımından muhteşem, kesinlikle izlemenizi öneririm..

''On beş saatlik bu görkemli belgesel, beş yılı aşkın bir çalışma sonucunda dünya sinema tarihini bütünüyle gözler önüne seriyor. Mark Cousins’in aynı adlı kitabını temel alan film, sinemanın getirdiği yenilikleri keşfe çıkarken sinemacıların hem dönemlerinin tarihi olaylarından, hem de birbirlerinden nasıl etkilenmiş olduklarını inceliyor; sessiz sinemanın ilk günlerinden Hollywood’un doğuşuna ve yıldız sistemine uzanarak, sinemanın Rusya, Japonya, Almanya, Fransa, İtalya, İngiltere, İskandinavya ve ABD’deki sanatsal evrimini kat ediyor. Bernardo Bertolucci, Jane Campion, Gus Van Sant, Lars Von Trier, Claire Denis, Stanley Donen ve Claudia Cardinale gibi efsanevi sinemacılar ve oyuncularla söyleşiler içeren bu yapıtla izleyici tüm zamanların en iyi filmlerini kuşatan sürükleyici bir dünya turuna çıkıyor...''



(alıntı:iksv)

Quadrophenia (1979)

Arkadaşlar, belki aranızda bilmeyenler merak etmişlerdir; mod, rocker nedir?

''1960'larda ingiltere'yi kuşatmış bir tercih sorunu: mod musun, rocker mi?*

rocker'lar -ki bunlara başlangıçta teddy boy da denirdi- deri ceketleri, yağlı saçlarıyla ortalıkta dolaşan, nispeten "maço" tavirlar takinan, motosikletli adamlardi. genellikle blues etkilenimli müzikler dinlerlerdi. mod'lar ise kendine iyi bakan, gündüzleri köpek gibi çalisip para kazanan*, kazandiklari bu paralari üstlerine baslarina dönemin moda olan giysilerini almak, r&b ve soul plaklari koleksiyonu yapmak gibi seyler için harcayan, scooter'li gençlerdi. modlarin daha özgürlükçü olduklarini söylemek mümkün.'' (alıntı:eksisozluk)