mirfin özetleri

Sedra Dünyasının çok uzağında, terörist saldırılarını inceyelen Jameson Locke ve ekibinin korkunç bir biyolojik saldırıya uğramaları onları çok aşırı daha tehlikeli bir hale sokar.

Ünlü yazar Stephen King’in aynı adlı romanından uyarlanan ''A Good Marriage'' filminin başrollerinde Kristen Connolly, Joan Allen, Anthony LaPaglia ve Stephen Lang gibi isimlerin yer alıyor. Film, standart bir hayatları olan evli bir çiftin, kadının kocasının seri katil olduğunu keşfetmesiyle tümüyle değişmesini konu alıyor. Yönetmen koltuğunda 2011 yapımı Certanity ve 2000 yapımı Company Man’nin yönetmeni Peter Askin oturuyor.

Film; 1915'te İtalya ve Avusturya arasında patlak veren Birinci Dünya Savaşı'nda, muhteşem Dolomiti Dağları'nda geçen heyecanlı bir aşk hikayesi ve savaş dramasıdır

İki beyaz yakalı dolandırıcı, arabalarını çalan iki hırsızla istemeden de olsa işbirliği yapmak zorunda kalırlar.

Gerçek bir hikayeden esinlenen filmde Florida savcısı Jeff Ashton, Amerika halkını şoke eden Casey Anthony cinayetini araştırmasını görüyoruz.Rob Lowe, Elizabeth Mitchell ve Oscar Nunez'in oynadığı dramanın yönetmeni Peter Werner.

Psikoloji öğrencisi İris (Hannah Hoekstra), tuhaf bir biçimde cep telefonunda ortaya çıkan bir uygulama olduğunu fark eder. Uygulama, birbirinden korkunç fotoğraflar ve videolar ile İris'in en derin sırlarını gün yüzüne çıkaracak, genç kızın hayatını kabusa çevirecektir.

Pentagon'un en iyi fizikçisi tarafından yapılmaya başlanan ve sonra durdurulan bir proje, askeri kullanıma sunulmak için eski yardımcısı tarafından tekrar ortaya çıkarılır. Yardımcının beceriksizliği ve Savunma Sekreterliği ile sistem çok erken test edilir ve ortaya daha önce görülmemiş ışınlar çıkar. Bu ışınlar tüm kıtalarda felaketlere neden olur. Bunu sadece bir dahi durdurabilir, daha önce Güvenlik Sekreteri tarafından mağdur edilmiş bir dahi. Dünyanın çekirdeğinin dönmeyi durdurduğu ve Dünya’da sismik felaketlerin başladığı bu durumda bu dahi, özel kuvvetleri atlatıp dünyayı kurtarmak zorundadır ..

Kilise, bir manastır mahzeninde gizemli bir şekilde ölen bir grup gence ne olduğunu araştırmak için inceleme ekibi oluşturur.Mark Harris, Natalie Stone ve Peter Woodward'ın oynadığı gerilim dolu filmin yönetmeni Mark Murphy. .

Bu Belgesel, Maude Barlow ve Tony Clarke'in Kaleme Aldığı Çığır Açan Bie Kitaptan Yola Çıkıyor: ''Mavi Altın; Dünyanın Suyunu Çalan Şirketleri Durdurma Mücadelesi''.

Geleceğin savaşı,tıpkı bugünün petrolünde olduğu gibi su üzerine olacak. Şimdiden insan varoluşunun kaynağı üzerindeki bu mücadelenin etkileri, küresel pazarda ve politik arenada görülmeye başlanmış durumda. Yapım bu noktalara ışık tutuyor

Üç suikastçi, içinde bulundukları ihanet, aldatma ve cinayet dolu hayattan kurtulmanın yollarını arar. Üç suikastçi daha iyi bir hayat için cevaplar bulmaya çalışırken hayatla, aşkla, bağımlılıkla ve güvenle uğraşırlar. Birlikte bu cinayet, açgözlülük, arkadaşlık ve ihanet ağında en güvenilir kişiler olduklarını kanıtlarlar.

Bir terapist ve Alzheimer hastası eski bir aktris, beklenmedik bir yol macerasında bir araya gelirler. İsviçre'de pahalı bir klinikte terapistlik yapan David, hastası Madam Hansen ile klinik dışında bir iş için bir araya gelir. Ancak hem provokatif hem de stresli bir kişiliğe sahip hastasıyla geçirdiği her dakika, farklı bir maceranın kapılarını aralar.

Film Sovyetler Birliği zamanındaki Güneybatı Rusya'da geçiyor. Güvenlik sebebiyle zulme uğramış tüm topluluklardan oluşan suçluların olduğu bölge çeşitli etnik gruplardan varoş suçluların kontrolü altına giriyor. İçlerindeki en fakir ama en korkunç grup olan Sibiryalıların yaşamı, intikam ve diğer duyguları gerçeğe yakın bir şekilde işleniyor.

Susanna’nın sevgi arayışı evliliklerle sonuçlanır yalnız son kocasının esrarengiz ölümüyle izdivaç biter

Mike Fletcher (John Cusack) New York'ta görevli bir polis dedektifidir Partneri Kelsey Walker (Jennifer Carpenter) ile birlikte, fahişeleri öldüren seri katili yakalamaya çalışmaktadır. Ancak kızı o katil tarafından kaçırılır Mike için bu dava artık kişisel bir hal almıştır. Kızını kurtarmak için bütün yetkilerini kullanacak hatta kurallara karşı gelmekten bile çekinmeyecektir.

Wind ve Cloud adlı iki arkadaş, çok güçlü bir lordun ülkelerini işgal etmesine engel olmak için mücadele etmeye karar verir ve çok güçlü ve ünlü ustalardan dövüş sanatlarını öğrenir.

Hindenburg Zeplini’nin gümüş renkli dev gövdesini yere bağlayan halatlar kalkış için çözülmektedir. İstikamet Amerika’dır. Takvimler ise 3 Mayıs 1937’yi göstermektedir. Hindenburg yavaşça yerden havalanmaya başlar. Üstünde LZ 129 yazmaktadır. Bu, onun şimdiye kadar yapılmış olan 129’uncu zeplin olduğunu göstermektedir. 250 metrelik uzunluğuyla gelmiş geçmiş en büyük zeplindir. Motorları aynı anda gürültüyle çalışmaya başlar. Akşam karanlığında gözden kayboluncaya dek, projektörler gümüş renkteki bedenine yerden ışık tutmaya devam eder. Sonra hepsi birden kapanır. Havaalanı işçileri bir sonraki uçuşa kadar tembellik yapmaya devam etmek üzere odalarının yolunu tutmuşlardır. Hindenburg ise Amerika’ya doğru yol almaktadır. Herkes o zamanın teknoloji harikası, döneminin en ihtişamlı aracı olan Hindenburg Zeplini’ne güvenmektedir. Fakat kimse zeplinlerin altın çağını bitirecek olan muazzam kazanın iki gün uzaklıkta olduğunu bilmemektedir. (alıntıdır)

Dünyanın sonunun ardından, dört kişilik bir ailenin umutsuzca aşılmaz zorluklara rağmen hayatta kalmak mücadelesi. Onların amacı: şehirden kaçmak kırsal alanda toplanan diğer insanlara katılabilmek.Onlar medeniyetten olabildiğince uzağa gitmek zorundalar.

Dameon aylak aylak dolaşan, zeki ancak hem uyuşuk hem de anti sosyal birisidir. Gizemli bir samuray ve gücü ile kötülükler lordu Jigoku no Ken'i canlandırabilecek sihirli bir kılıçla ilgili kabuslar görmeye başlar. Bir gün bir ceset bulan Dameon, fark ettiği ipuçları ile cesedin atalarına ait olduğunu ve kötülüklerin anası olan kılıcın da gerçek olduğunu anlar. Fark ettiği yeni şey ise; aslında kılıçtan iki tane olduğudur. Zira biri kötülük kılıcıdır ve yeri belli değildir, diğeri ise atasının cesedi yanında bulduğu süper iyilik kılıcıdır. Dameon, durumdan oda arkadaşı Kara'yı da haberdar eder ancak pişman olur çünkü Kara, Dameon'un cesedin yanında bulduğu günlüğü deşifre eder, kötülük kılıcının yerini bulur ve yakınlarda kaybettiği kardeşini canlandırmak için kullanır. Ancak işler ters gider ve acaip kötü güçlere sahip olan ölümsüz ninjaları da canlandırır. Dünya böyle bir tehlike altında iken bakalım Dameon atalarının izinden gidip Dünya'yı kurtarabilecek midir?

1619'da 3 Kore askeri, Çin ve Kore kuvvetleri arasındaki ölümcül bir savaşta sağ kalır. Askerler, Ming Hanedanlığı tarafından Çin'e gelmeye zorlanır, ve düşmanları ile değil kendi arkadaşları ile kanlı bir savaş başlar.

Aki ve Ritsuko (Masami Nagasawa ve Kou Shibasaki) nişanlıdırlar. Ritsuko ansızın ortadan kaybolur. Aki Ritsuko'nun peşinden çocukluğunun geçtiği kasabaya gider. Genç adam kasabaya vardığında on yedi sene önce yaşadığı ilk aşkı düşünür. Aki yıllar önce okullarındaki en güzel kızlardan birisi olan Sakutaro (Mirai Moriyama) ile ilk aşkı yaşamıştır. Aki ve Sakutaro'nun ilişkilerinde birbirleri için kaydettikleri kasetler çok önemli yer tutmaktadır. Henüz 16 yaşında olan iki gencin arasındaki romantik ilişki Sakutaro'nun hastalanıp ölmesi ile son bulur. Aki yıllar önce kaybettiği sevgilisini anarken, o zaman farkında olmadığı bir şekilde Ritsuko'nun da hikayeye dahil olduğunu öğrenir. Ritsuko şehirden ayrılmaya karar vermiştir ve en az genç adamın duyguları kadar güçlü bir tayfun şehri vurmak üzeredir. Geçmişteki aşkını gözden geçiren Aki şimdiki aşkını kaybetmemek için elinden geleni yapmaya kararlıdır.

Jong-cheol çok yönlü bir sanatçıdır fakat ailesiyle hiç ilgilenmeyen tam anlamıyla işkolik biridir..

Adam işiyle o kadar meşgul ki yıllarca ailesini ihmal etmiş, her daim karısı ile bu konu yüzünden kavgalıdır. Ve bir gece ailesi trafik kazası geçirir..Kadın arabanın içinde can çekişirken son bir nefesle hala kocasını arayıp yardım istiyor ama adam karısının telefonlarına işi nedeniyle cevap vermekten kaçınır ve bu kazada karısı ve kızı hayatını kaybeder..Bu olay nedeniyle adam vicdan azabı ve bir boşluk duygusu içinde kalır..

İşi bırakır, kendini sadece içmeye ve uyumaya verir.Bir gün marketten içkileri yüklenip eve gideceği zaman, otoparkta yere çömelmiş küçük bir erkek çocuğu görür.Başta ilgisini çekmeyen bu çocuğun hastalanıp yere yığılması ve onu hastaneye götürmesi ile bir şekilde kendini bu çocukla ilgilenirken buluyor..Belki de asla ilgilenmediği kızının izlerini görüyordur onda veya tutunacak bir şeylerin açlığı içinde kendini çocuğa yakın hissediyordur..

Çocuğun ciddi bir kalp hastalığı olduğunu ve son dönemlerini yaşadığını öğreniyor daha sonra; anne, babası tarafından terk edilmiş, kendi düzenini kurmaya çalışan teyzesi tarafından büyültmeye çalışılan; elindeki küçük köpek balığı ile dünyaya küçücük gözleriyle bakan çok ama çok tatlı bir çocuktur..
Not:Yok olmak isteyen bir adamla, günleri hastanede geçen yalnız bir çocuğun arkadaşlığını sunuyor bize bu film; gülüyor, eğlendiriyor ama bolca da üzmeye devam ediyor..

Üç arkadaş vardı. Biri saldırgan oldu ve biri de kurban. Diğeriyse bütün hıncıyla yumruklarını bozulan arkadaşlığına salladı. Yönetmenin genç aktör kreasyonu ve lise gençlerinin hayatına bakışıyla saldırgan ve kurban neden ve sonuç ilişkileriyle geldi. Bu zaman herkesin acı çekeceği bir zamandı...

Nam Hyun-soo,bir zamanlar popüler bir yıldızdır.Şimdi 30'larında olmasına rağmen,hala beğenilen bir ünlüdür ve popüler radyo show'unda sunuculuk yapmaktadır.Bir gün çok genç bir bekar anne olan Jung-nam,Hyun-soo'radyo programına kendi hikayesini yollar.Hikayesi,hiç görmediği babasıyla tanışma isteğini anlatmaktadır.Daha sonra Jung-nam,yanına 7 yaşındaki çocuğu Gi-dong'u alarak,Hyun-soo'nun karşısına çıkar.Onun babası olduğunu iddia eder ve yanındaki çocuğun da torunu olduğunu söyler.Üstelik onu nereye gitse takip etmeye başlar,bu da medyanın olayı daha farklı yorumlamasına ve ikilinin sevgili olduğunu düşünmelerine neden olur.Karmakarışık bir skandal patlak vermiştir ve Hyun-soo ününü korumak için elinden geleni yapmaya çalışacaktır.

Yazar Gong Ji-yung'un adlı eserine ve gerçek bir hikâyeye dayanan film, bir sağırlar okuluna atanan bir öğretmenin orada dönen gizli şiddet ve trajediyi dünyaya duyurmasına odaklanıyor.

Bir çocuk annesinin acımasızca öldürülmesine tanık olur. Büyüdükçe katili bulmak için daha takıntılı bir hal almaya başlar. Normal sıradan sessiz ama kendi dünyasında kendini kahraman olarak gören bir öğrenci. Ama gerçek bir kahraman nedir? Ve doğru veya neyin yanlış olduğuna kim karar verir? Bunun sınırları ise bulanıktır. Boy Wonder, doğru ve haklının ne olduğunu, ahlak ve ahlaksızlığın algınmasındaki sorgulamaları irdeleyen bir film.

Çölde uyanan dört kişi kaybolmuştur ve nerede olduklarına dair hiçbir ipuçları yoktur. Hepsinde yeni ameliyat yarası vardır. Aralarındaki bağlar ortaya çıktıkça içlerinden yalnızca birinin kurtulacağını anlarlar.

Uluslararası çapta maliyecilik yapan Manuel Esquama bir politikacıya yardım etmek üzere Newyork'a gelir. Ancak yardım edeceği politikacı Mark Brice'in eşinin yıllar önce büyük bir aşk yaşadığı kadın Ella olduğunu görür. Mark bu aşkı engellemek için o zamanki adıyla Alan'ın yani Manuel'in hayatını mahvetmiştir. Yıllar sonra yaşanan bu korkunç süpriz onların gerilim dolu bir hesaplaşmaya doğru sürüklemeye başlar...

The Triangle “üçgen” adlı 2005 yapımı toplamı 6 saat olan üç bölümlük mini dizi. Filmin konusu bildik bir konu, Bermuda Şeytan Üçgeni’ndeki olayları esas alıyor. Dizi başlarken en başta dizinin kahramanlarının kimler olduğu ve yaptıkları işlere dair bir takım görüntülerle başlıyor devamında ise Eric Benerall adlı bir armatörün bu kişileri bulup onlara yeni bir iş teklif etmesiyle devam ediyor.
Herbiri farklı alanlarda uzman dört kişi Eric Benerall’ın kendilerine teklif ettiği 5 milyon dolarlık iş karşısında biraz tereddüt etselerde sonunda işi kabul ediyorlar. Yapacakları iş bermuda şeytan üçgenindeki olayları mantıklı bir şekilde açıklayacak bir araştırma, başlangıçta herşey normal gitsede zamanla yaptıkları iş kazanacakları 5 milyon dolardan ziyade kendi geçmişleri ve geleceklerini etkileyen olaylar silsilesine döner ve tabi garip açıklanamayan bir takım olaylarla karşı karşıya kalırlar ve bu olayların nedenleri anlamaya ve çözmeye uğraşırlar.

Bir uzay seyahati sonrasında dünyaya gelen bir virüs hızla yayılmaya ve dünyayı tehdit etmeye başlar. Buna karşı durabilmek için geliştirilen Threshold sistemiyle, gizli bir kuruluş panik yaratmadan virüsü engellenmek üzere görevlendirilir.

Filmde, Ian Fleming'in 30 kişilik komando timinin, Norveç Dağları'ndaki son derece tehlikeli düşman hatlarının içine girip savaşın kaderini değiştirmek için canları pahasına verdikleri amansız mücadele anlatılıyor.