bloodflower

Sezon finalinde tabii ki her bölümde olduğu gibi hiçbir şeyin cevabını alamadık ancak en azından dişe dokunur değişiklikler oldu. Öncelikle kabuslarında ölmeleri konusunu aştığımıza çok sevindim. Yoksa tüm kasaba uyumadan zombiye dönüşecekti ve her hafta kim uyumuş kim kaç gün uyumamış diye takip etmek zorunda kalacaktık.

Daha önce düşündüğüm "çok kişilikli bir insanın hayal gücü" olduğunu düşündürten hiçbir şey yoktu bu sezon finalinde. Tabitha'nın gerçek dünyaya geçişi çoğu teoriyi altüst etti. Ancak aynadaki yansımasının farklı oluşu (belki güneş vurmuştur bilemedim) ya da bize gerçek dünya diye yutturup bir labirentin ikinci aşaması olabileceği gibi konuları da düşününce dizi çok daha farklı bir seviyeye gidiyor. Diyelim ki Tabitha gerçek dünyaya gitti, o halde herkes o Şişe Ağacı'ndan geçip kuleden atlar ve gerçek dünyaya giderdi. Ya bu sadece Tabitha'ya özel bir çıkıştı ya da beyazlı çocuk başka kimseye görünmeyip "atla buradan" demeyeceği için insanlar sadece kuleyi gezip dönmüş olacaklar. Tabii her şey Jim'in düşündüğü gibi bir deneyse, Kasaba 1. deney yeri ve Hastane 2.deney yeri olabilir. Belki böyle birkaç tane deney sahası vardır.

Jade'in ölü barmenle konuştuğu sahnede söylenen birkaç şey var. Jade'in "Bu yerle ilgili hiçbir şey doğal değil" lafına, "Yanlış, bu yerle ilgili hiçbir şey tanıdık değil" diye cevap veriyor barmen. "Arada fark var" diye de ekliyor. Buradan hareketle, fizik kurallarının başka türlü işlediği farklı bir evrende olduklarını varsayabilir miyiz? Öyleyse başka bir gezegen ya da çoğu kişinin dediği gibi Araf benzeri bir yerde ya da koma halinde olabilirler mi? Umarım bunların cevabını alırız ilerleyen bölümlerde. Çünkü cevaplar çok zor geliyor.

Tabitha'nın kuleden düşünce diğer tarafa geçmesi acaba orada ölen herkesin de oraya geçip geçmediği sorusunu akla getiriyor. Eğer böyle bir şey varsa ve Tabitha'nın şu anda bulunduğu yer gerçek dünyaysa o halde 3. sezon boyunca Fromville'e dönmek için oradan birilerini arayacaktır. Öldüğünü düşündüğümüz Boyd'un karısı ya da peder gibi. Ancak orada ölen bazı kişiler yine ortalıkta dolaşıp istediklerine görünebiliyorlar ki bu konuyu "O, sana gülüyor. Onu kasabaya getirip özgür bıraktığın için" kişisine bağlıyorum.

Sonlara doğru Boyd'un karısı ortaya çıkıyor ve Boyd'a şöyle şeyler söylüyor; "Lütfen. O kutuyu yok etmek ıstıraplarını sona erdirmeyecek. Sadece süreyi uzatacaksın. Bu kasabadaki insanlar hayal bile edemeyeceğin şekillerde acılar çekecek. Hepsi çığlık çığlığa ölecek." Şu söylenene bakınca burası direkt cehennem diyor insan. Tabii öyle bir durumda da Tabitha'nın başka bir gerçekliğe geçip geçmemesi ya da Boyd'un uğraşları hiçbir şey fark ettirmeyecektir. Ancak bu lafların hepsini, müzik sustuktan sonra insanların kabusuna giren o yaratığın, Boyd'u kandırmak için dedirttiğini düşünüyorum. Aklını çelmek için söylenen boş laflar kanımca. Tabii bizim de aklımızı çelmek için.

Gece ortaya çıkan yaratıklar, Anghkooey diyen çocuklar, bir anda ortaya çıkan köpek, yer değiştiren ağaçlar ya da Victor'ın kız kardeşi gibi birçok konu daha var ama ipucu gelmedikçe bunların tam olarak ne olduğunu söylemek çok zor. Sinir bozucu beyazlı çocuğa ve mağarada oyun oynayan kıza girmiyorum bile.

Önce nasıl bu sonuca nasıl vardığıma dair birkaç açıklama yapıp üstüne de tahminimi yazacağım.

2. sezon 7. bölüm 05:12'de Ellis babası Boyd'a "Dikkatli ol" dedikten sonra "Her zaman" cevabını alıyor ve 2. sezon 8. bölüm 24:36'da Julie babası Jim'e dikkatli ol dediğinde yine "Her zaman" cevabını alıyor. Çok zayıf bir bağlantı gibi gözükse de, önceden Kristi'nin nişanlısı Mari'yi görmek isteyip, ölümler olunca da ona kavuşması aklıma hemen izlediğim bir filmi getirdi. 2003 yapımı Identity. İzlemeyenler lütfen buradan sonrası okumasın ve hemen gidip izlesinler. O kadar süper bir filmdi.

Identity filmini buraya bağlayınca aklıma ilk gelen, bir hastanede yatan ve bir sürü kişiliği olan birinin kişilikleri arası etkileşimini izliyoruz oldu. Bence bunun en güzel örneği de, yine 2. sezon 8. bölümde Donna'nın hep kritik noktalarda ortaya çıkması olarak verilebilir. Bu teoriye göre adamın kişiliklerinden bazıları ara ara diğer kişiliklere saldırıyor. (Randall'ın Donna'ya saldırması gibi) Ya da bazı ana karakterler ölse de yine beliriyor. (Peder Khatri gibi) Tabii böyle birçok kişiliğin oluşturduğu bir hayal dünyasında yaşıyorsanız, kabloların hiçbir yere gitmediği ama elektriğin yandığı ya da hiçbir yere çıkmayan yolların olduğu bir yer de hayal etmek zor olmasa gerek. Bu açıdan bakınca, beyazlı çocuk o hasta adamın güzel zamanlarındaki çocukluğunu, diğer "Anghkooey" diyen şımarık çocuklar da kötü zamanları temsil ediyor olabilir. Saçmaladıysam kusura bakmayın, gelecek bölümlerde görüşürüz.