• 
  Micro Men
• 
  Dürüst Oyun
• 
  Savaş Tanrısı
• 
  Sosyeteden İnsan Manzaraları
• 
  Haklı İntikam

• 
  Better Call Saul
• 
  Breaking Bad
• 
  The Wire

• 
  Scott Frank
• 
  Jack Nicholson
• 
  Hayao Miyazaki
• 
  Satoshi Kon
• 
  Marion Cotillard

• 
  The Mandalorian
• 
  Andor
• 
  Amsterdam
• 
  Micro Men
• 
  Hayaller Diyarı

Son Yorumları

Andor (2022)

İlk sezon için genel gözlemim;

Seyri keyifli, temposu oldukça dengeli ve kararında, prodüksiyonu son derece başarılı, oyunculukları göze batmayan, müzikleri başarılı, ailece bile izlenebilecek ekstrem sahneleri olmayan, ve en önelisi başta Netflix yapımları olmak üzere son zamanlarda yapımlara virüs gibi işleyen ve yayılan, göze soka soka belli başlı politik acenda temalarını yapımın ana konusunun bile üstünde işlenmesi gibi bir sorunu olmayan güzel bir sezon sundular.

Umarım sonraki sezonlarda da aynı dengeyi koruyarak devam eder, bize de keyifle izlemek kalır.

The Expanse (2015)

Diziyi tüm sezonları ile birlikte ele alıp genel ortalama notu biçtiğimde 10 üzerinden 8 puanı layık görüyorum ancak böylesi uzay bilim kurgu yapımlarının kıtlığından mütevellit bir 0.5 puanı da ekleyip 8.5 yapıyorum. Baştan söyleyeyim, kitaplarını okumadım. Dizi hakkında iyisiyle kötüsüyle söylenecek çok şey var ancak hepsini burada ele almak mümkün değil.

Şu an aklıma gelen belli başlı birkaç artı ve eksiyi şöyle sıralamak isterim. Yalnız eksi sayısının fazlalığı artısının az olmasından değil sadece listeyi bu şekilde kısa tutmak daha mümkün olduğundan;

-Piyasada uzun soluklu uzay bilim kurgusu üzerine seçenek oldukça kısıtlı ve haliyle her yapım belli bir düzeyde kıymete biniyor, The Expanse de bu kefeye dahil.

-Dizi kendi bünyesinde çoklu kimliğe sahip bir yapım. Başta üç karakter ekseninde ilerleyen ancak çevrelerinde olan biteni de es geçmeden ele alıp izleyiciyi içine çeken, polisiye bir havayla ilerleyen bölümleri kişisel favorimdi. Seyri en sürükleyici bölümler de gene bu kısımdaydı.

-Uzay ve gemi savaş sahnelerine ait prodüksiyon kalitesi bir dizi için ilgi çekiçi ve seyri keyifliydi.

-Erkek güzeli Steven Strait'ın oyunculuğu Jim Holden gibi bir karakter için hiç ama hiç olmamış, yakışmamış. Genel olarak en kötü ve duygusu bana geçmeyen oyunculuk ona aitti.

-Sezon 6 son derece aceleye getirilmiş çekelim de bitsin gidelim havasında çekilmiş kovalamacaya getirilmiş bölümlerdi.

-Sezon 2 Bölüm 5'ten sonra genel olarak sezonlar arası ve hatta yer yer bölümler arası bir bütünlük sıkıntısı vardı. Bütünden ziyade derleme hissi yaratıyor ve akış kopukluklarına neden oluyordu, karakter işlenme tutarsızlıkları da cabası.







Genel olarak dizide gözüme batan en büyük kusur yukarıda da değindiğim ve değinmediğim çeşitli irili ufaklı duygu, karakter, ve olay akışı kopukluklarıydı. En basit haliyle bu durumu şöyle izah edeblirim, düşünün ki bir hikayeyi bir hikaye anlatıcısından dinlerken bir anda o kişinin hikayeyi olay örgüsünde yarıda bırakıp yerine başka birinin anlatımı devralması ve yer yer ilk anlatıcının özenle dokuduğu ve vurguladığı karakter ve olay akışlarına sonra gelen anlatıcının aynı özeni sürdürmemesi ve erozyona uğratması. Şimdi bunu çoklu anlatıcıya uyarlayın. Bu durum diziyede rahatsız olduğum en önemli faktördü.

Resident Evil: Welcome to Raccoon City (2021)

Evet oyundaki diyaloglar da oldukça vasattır ancak oyunda oyuncu doğrudan etkileşim içerisinde olduğu için atmosferi ve karakterleri bir filme göre kat be kat daha yoğun bir şekilde hisseder ve haliyle benzer senaryo ve diyalog vasatlıkları mazur görülebilir ancak bu canlı kanlı insanlarım oynadığı ve seyircinin bu tür kusurları görmesi işten bile değildir.

Diğer yorum yapan arkadaşların da dediği gibi filmin tek seyredilecek yanı prodüksiyonu, onun dışında gerek karakterler ve işleniş biçimleri olsun gerekse de senaryo ve diyaloglar, gözler görmesin, kulaklar duymasın.

Senaristin Chris ve Leon'u gerek zeka gerekse de kabiliyet olarak aşağı çekmesi, bir diğer deyişle 'nerf'lemesi dikkatten kaçacak gibi değil.