Giriş Kayıt

genesis23 yorumları

genesis23 profil sayfası
Interstellar (2014)
"Gerçek, kurgudan daha tuhaftır."
Film senaryo olarak aslında oldukça basit ve gerçekçi bir bilim kurgu, fakat bugüne kadar çok fazla kişinin el atmadığı bir konuyu temel alması bakımından sıradışılık arz ediyor. Christopher Nolan zaten çok üstün bir yetenek. Bu arada Hans Zimmer'in büyüleyici müziklerinin Nolan filmlerine kattığı havayı da yabana atmamak gerek. Puanım 8

  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 22 Ocak 2015 21:38
Before I Go to Sleep (2014)
Çok iyi değil ama şu sıralar yaşanan kaliteli film kıtlığında izlenebilecek bir film. puanım 5

  • 100/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 22 Ocak 2015 20:20
Birdman or (The Unexpected Virtue of Ignorance) (2014)
Filme sadece 30 dk. dayanabildim. Kuru kalabalık içinde sürekli dönüp duran kamera ve bitmek bilmeyen içi boş diyaloglar beni canımdan bezdirdi. Imdb puanının bu kadar şişirilmesi ve oscar için bu kadar sırtının sıvazlanması da insanı sinemadan soğutmuyor değil.

  • 20/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 22 Ocak 2015 20:03
Kick-Ass 2 (2013)
Diyalog yerine, bu yaşıma kadar duymadığım türde küfürleri bünyesinde barındırmasından ziyade kendi yetişkin sapık fantezilerini çocuklara mal edebilecek kadar iğrenç bir film.

  • 20/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 30 Ekim 2013 21:48
Curse of Chucky (2013)
Chucky karakterinin yaratıcısı Don Mancini'n yönettiği serinin bir önceki filmi "Seed of Chucky" faciasından sonra bu filmin yönetmen koltuğunda da aynı ismi görünce sanki bir Jason Statham filmi izleyecek gibi zamanımın canına kast edercesine düşük bir beklenti içinde filmi izlemeye koyuldum.
Fakat filmin her geçen dakikası beni daha da şaşırttı. Filmin izleyiciyi tuzağa düşürme, gerilim ögesine odaklama konusundaki başarısını ve hele o tavanda, yemek masasının üzerinde dönüp duran kamerayı görünce kaiteli bir yapım olmuş dedim kendi kendime.
Ama 80'li yılların o bilindik yarı aşırı yarı komedi unsurlarını içinde barındırması puan kırmama neden oldu.
Bu iki filmin de aynı yönetmenin elinden çıktığına inanmak gerçekten çok güç.
Bu arada Danielle Bisutti çok başarılı bir aktris , öyle ki sadece o yemyeşil gözleriyle bile rol yapabiliyor.
puanım 5

  • 100/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 26 Ekim 2013 23:57
World War Z (2013)
Böyle tazı gibi koşan zombilerle ilk defa 2003 yılında "28 Gün Sonra" da karşılaşmıştık. Aradan bir yıl geçti Zack Snyder'ın "Ölülerin Şafağı" ortaya çıktı, 2007'de ise "Ben Efsaneyim"...
Bu filmlerde zombiler geleneksel zombi anlayışının aksine artık mezardan çıkmıyorlar ve oldukça hızlı hareket ediyorlardı. Çünkü çağın gereklerine uygun olarak zombi kavramı evrim geçirmişti. Mezardan çıkma unsuru yerine bilimsel bir gerekçeye dayandırılabilen virüs unsuru kullanıldı. Bu virüslerin ilki 2002 yapımı "Ölümcül Deney"deki T-Virüsü'ydü. Fakat buradaki zombiler "28 Gün Sonra"daki gibi atik değillerdi. Çünkü bu bir oluşum süreci, geleneksel ve modern zombinin ara formuydu.
"Dünya Savaşı Z " işte bu sürecin son örneği. Artık zombiler çok daha hızlılar ve hareket kabiliyetleri o kadar geniş ki hiçbir engel tanımıyorlar.
Bunun haricinde Brad Pitt'in filmdeki eşinin bir zebra kadar kuvvetli tekmesi ve daha elleyip koklamadan kelek ve sağlam kavunu anlayabilen zombiler dışında gayet başarılı bir yapım.
Eleştirilerin aksine oyunculuklar da çok iyi.
Birkaç günde devr-i alem yapıldı. Gezilmedik yer, görülmedik memleket bırakılmadı. Bunların içinde tek bir ülkeye başka nedenlerden ötürü takılıp kalmak ve bu durumu filme olumsuz bir eleştiri olarak yansıtmayı doğru bulmuyorum.
puanım 7

  • 140/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 26 Ekim 2013 22:39
Only God Forgives (2013)
Eğer kuru gürültü filmlerin aranan oyuncusu Jason Statham hayranlarından biriyseniz elbette bu filmden hoşlanmayacaksınız.
Bu film herkese hitap etmez, çünkü "Sadece Tanrı Affeder" de tıpkı yine aynı ellerden çıkmış olan "Cennetin Kapısında" ve" Sürücü" gibi sanatsal bir yapım.
Bu filmlerin hepsi diyalogları az olduğu konusunda eleştirildi. Oysa Nicolas Winding kolayı bırakıp daha uğraş gerektiren diyalogsuz anlatım yöntemlerini tercih etmiştir.
Ryan Gosling asosyal-saldırgan kişilikli karakterler için iyi bir seçim. Zaten bu yönde de geçmişte oldukça tercih edildi.
Bu arada Chang gerçekten korkunç bir karakter. Sadece bakışları bile insanın tüylerini ürpertiyor.
Sonuç olarak bu da "Cennetin Kapısında" gibi hak ettiği puanı alamamış başarılı bir yapım.
Puanım 7

  • 140/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 26 Ekim 2013 21:46
Pacific Rim (2013)
" Pasifik'te saksağan, vur gözüne yumruğu "
Şimdi siz buna alakasızlık mı diyorsunuz? O zaman işte karşınızda pacifik rim; senenin mantıktan nasibini almamış en gözde filmi...
80'li yılların animelerinin en bilindik ve zaten saçma olan bu konusunu beyaz perdeye aktarırken filmi daha da akıl dışı unsurlarla doldurup boğmadan önce keşke başını iki elinin arasına alıp bir düşünseydin bay Del Toro.
Öncelikle hangi mantık öyle bir teknolojiye sahipken
Sürprizbozan: Göster


Nerde o Pan'ın labirenti'nin, blade 2'nin yönetmeni... taa 1997 yılında Mimic gibi müthiş bir film ortaya çıkarıyorsun, 2013'te böyle basit bir saçmalıkla karşımıza çıkıyorsun. Bu gidişle sen de shyamalan gibi olacaksın.
Pacifik rim günümüz yetişkinlerini çocukluk yıllarına götürdüğü için bu kadar oy aldı. Bunun dışında efektler de dahil hiçbir kayda değer yanı yok.
Bu arada siyahi rütbelinin halka sesleniş konuşmasına çok güldüm Gülücük
Puanım 3

  • 60/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 24 Ekim 2013 17:24
The Raid (2011)
Bir filmde kamera ancak bu kadar iyi kullanılabilir. Sahne geçişleri, kamera hareketleri, açıları mükemmel. Yönetmenin yapılabilecek her şeyi ortaya koyduğu bu filmi izlemeyi düşünüyorsanız eğer size şu kadarını söyleyebilirim: Bir filmden ziyade heyecan verici bir deneyime hazır olun. Puanım 8

  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 11 Eylül 2013 00:30
2001: A Space Odyssey (1968)
"Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik, fakat bu arada çok basit bir sanatı unuttuk. İnsan gibi yaşamak. .." diyor Martin Luther. Keza bu film de insanoğlunun milyonlarca yıllık ilkellikten modern insana uzanan öyküsünü sorguluyor. Peki nasıl oldu bu değişim? Ve neden sadece insan teknoloji üretebildi? Bu filmi 3 bölümde kategorize etmek mümkün;
1. Bölüm : ilksel nedenler.
2. Bölüm : ilksel nedenlerden kıvılcımlanan materyallerin ( filmin çekildiği yılların şartlarına göre ) ulaşabileceği en uç noktadaki formları.
3. Bölüm : Kaçınılmaz son ve döngünün tamamlanması.
Film evrim zincirine tanrisal bir dış müdahalenin mevcutluğu vurgusunu yapıyor. Fakat buradaki tanrının ne tür bir tanrı olduğu sorusu cevapsız bırakılıyor. Ben yorumlarımı 1. Bölüm İnsanın Şafağı üzerinde yoğunlaştırmak istiyorum. Filmde tarihle ilgili bilgi verilmiyor ama ilk alet kullanımının gerçekleştiği dönem olduğundan filmdeki hominid türünün australopithecus garhi olması gerekiyor. Bu türün yaşadığı dönem de günümüzden yaklaşık 2.6 milyon yıl önceye tekabül ediyor. Ama bu canlilar yaptıkları taş aletleri avcılık amacıyla değil, savunma amaciyla kullanırlardı. Bundan 200.000 sonra homo habilis aletle avlanmayi keşfedecektir. Filmdeki hominid alet kullanmayı keşfeder keşfetmez avlanıyor. Her neyse, film her biri bir yağlıboya tablosundan farksız olan olağanüstü görsellikte karelerle Afrika'nın ortasında yaşayan bir grup hominidin alet kullanma yetisini ilahi bir nedene dayandırıyor. Ama daha önce de dediğim gibi bunun nasıl bir ilah olduğu belirsiz.
Şempanzeler 4.300 yıldır alet kullanıyorlar (Ağaç dallarından barınak yapma, çubukla termit yeme ve yüksekteki nesnelere uzanma, yüksekteki nesnelere ulaşabilmek için çevredeki nesneleri üst üste koyma, dişleriye sivrilttikleri taşlarla avlanma gibi), kaldiki günümüzde primat dışındaki başka türler de alet kullanabiliyor. Öyleyse bu müdahale sadece insanı değil, zamanın başlangıcından beri evrendeki her şeyi kapsamaktadır.
Alet kullanimi insan icin bir dönüm noktası çünkü beraberinde ilk toplumsal kurallar olan totem hayvanı öldürmemek ve klan icinden eş edinmemek gibi ilk toplumsal kuralları da getirecek.
Filmde leoparın gözlerindeki ürkütücü ve hayranlık uyandıran ışıltı ilerde toteme dönüşebilecegi izlenimini uyandiriyor.
2. Bölümde insan eliyle oluşturulan teknolojonin insan üzerinde hakimiyet elde etmesi,
3. Bölüm ise neredeyse tamamen sembolik ifadelerden oluşuyor. Diğer Stanley Kubrick filmleriyle kıyaslandığında sembolizmin daha fazla olduğunu görüyoruz ve bu da filmi diğerlerinden ayri bir kefeye koymamizi sağlıyor. Filmde her şey en ince ayrıntıya kadar düşünülmüş ve geleceğe yönelik başarılı öngörülerde bulunulmuş. Bununla beraber biraz fizik ve astronomiye ilgi duyan arkadaşlarin fark edeceği gözden kaçmış küçük ayrıntılar yok değil. Bunların hepsini burada saymak istemiyorum.
Film o günün şartlarına göre gerek görsellik gerekse efektler bakımından gunumuz teknolojisiyle çekilmiş çoğu filme taş çıkarır cinsten. İnsanın Şafağındaki hominidlerin performansı bugune kadar gördüğüm en iyi oyunculuk performansları içinde yerini alıyor çünkü birebir primat davranışları sergiliyorlar. Hiçbir filmini oldu bittiye getirmeyen Kubrick bu filmde de çok emek harcamış, bu her yönüyle kendini fark ettiriyor ve karşımıza bir başyapıt çıkıyor. Puanim 8

  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 25 Ağustos 2013 12:03
‹ Önceki 1 2 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film