Elm Sokağında Kabus (2010) incelemesi

1984 yılında Wes Craven adında bir yönetmenin lise yıllarında yaşadığı hademe korkusu(hademenin ismi Freddy idi) sonraları New Line Cinema'yı iflastan kurtaran,korku film tarihinin en iyileri arasına tartışmasız kendini bulan,dünyanın her köşesinde büyük fanları oluşan yaşlı olsun genç olsun nesilden nesile geçecek bir slasher kahramanını ortaya çıkmış oluyordu.Kahramanımızın adı FREDDY KRUGER idi...

Sonraları ardı ardına gelen Elm sokağı kabusu 1,2,3,4 ve 5.bölümden sonra yapımcıların Freddyi öldürmeleriyle seri sona ermişti.Ama fanların bir şekilde yapımcı şirkete olan ısrarları yüzünden bir elm sokağı daha çekilecek,Freddy bu sefer gerçek hayatta insanların kabuslarını cehenneme çevirmeye devam edecekti.

Akabinde bununla yetinmeyen ve ticari beklentilerini en üst seviyede tutan yapımcılar iki slasher kahramanını karşı karşıya getirip belkide artık fanlar ve sıkı takipçiler üzerinde sömürüye giden bir yolu seçmiş oluyorlardı.Sonuç olarak çekecekleri film ne kadar kötü olursa olsun kazandıracaktı.Çünkü malın kalitesini sorgulamayacak kadar çok seven bir talep grubunun varlığı söz konusuydu.Tabiki bunlar izleyicinin salak yerine konulup,iki korkutan ve kült olmuş kahramanı bayağaalaştırmaktan öteye gitmiyordu.

Ve en nihayetinde remake geldi,yani yeniden çevrim.Şimdilerde yeni yetmelerin sokaklarda''Abi sizin zamanında korktuğunuz kadar değilmiş ya,hatta çok komik saçma bir film'' diye bizi ti ye almalarıda bi yana,Freddy karakterinin bu derecede bitirilmesi ve onunla hiç alakası olmayan bir makine düzeneğinde işleyen çakma Freddy'nin getirilmesi nasıl kabul edilebilinir ki ? Hayranlarının onu sevmesindeki ilk neden tabiki Robert Englund...Bir karakter başka bir karakterle bu kadar özdeşleşemez.Bunda Freddy'nin maskeli olmamasıda jest mimik gibi unsurlarıda kullanmasıda çok büyük etken.Şöyle ki;Jason ya da Myres karakterine olmazsa olmaz bir kişiye bağlı kılamazsınız.Çünkü fiziksel ölçüleri uygunsa sokaktan geçen biride o karakteri rahatlıkla oynayabilir.Ama aynı şey Freddy için söz konusu değil.Çünkü Freddy=Robert Englund'dur...

Filme baktığımızda,orjinal senaryoya kısmen bağlı kalınmış.Karakterler aynı,ölüm sahneleri büyük ölçüde aynı,sonuda benzerlikler taşıyor ilk filmle.Yani yeni izleyicilere bu saçma kopyayı izlettirirken,eski izleyicilerde yeni bişeyler görsünler diye saçma ilaveler yapmışlar.Freddy'nin çılgın bir mizah anlayışı vardır.O güldürürken öldürür,kurbanlarıyla oynar,onların zayıflıklarını mizahi bir şekilde dile gitirir ve kedi fare oyunu şeklinde sonlarını getirirdi.Ama bu sefer suratsız? hiçbir mizahi yönü olmayan ve sadece ölüm makinası robot tarzında bir Freddy karşımızda.Ne bir jest bir mimik,ne bir espri ne ince bir detay yok bu filmde...

Son olarak bu film sadece biz türü sevenlere yapılmış büyük bir ihanet.Özelliklede Freddy sevenlere...Filmi sinemada izlemiş olabilirim,ikincisi gelse yine koşa koşa giderim ama bu güzel bir şeyler göreceğim için değildir gitme nedenim,Freddy'e olan sevgimdendir.Seriyi hiç izlememiş olan birine bu filmi izlettirmeyin,mümkünse ilk yapım olan 1984 yılındakiyle başlasın.Sonuçta bizde hayran olduğumuz birşeyle ilgili güzel şeyler duyalım,sonra bir kaç yeni yetmenin sizin için özelliği olan bir şeye makara yapışıyla karşılaşıyorsunuz.Eee ilk olarak bu bölümü izleyen biri için haksızda sayılmazlar,değilmi?...