![](/images/aisaret/siddet.gif)
Goya'nın Hayaletleri (2006)
Goya's GhostsGoya'nın Hayaletler'i 18. yüzyılın son dönemlerinde İspanya'nın siyasi durumu ve Engizisyon Mahkemeleri hakkında bize ayrıntılı bilgi veriyor. Filmde ön plana çıkan karakterlerden ziyade daha çok Fransız İhtilali süreci ve Engizisyon Mahkemeleri üzerinde durulmuş. Filme ismini veren Goya (Stellan Skarsgard) karakteri 18. ve 19. yüzyılda yaşamış ünlü bir İspanyol ressamdır. Filme ismini vermesine rağmen filmin ana karakterleri İnes (Natalia Portman) ve Lorenzo (Javier Bardem) 'dir.
Anlattığı dönemi oldukça başarılı yansıtması konusunda filmi çok başarılı buldum. Engizisyon Mahkemeleri'nin verdiği acımasız kararlar ve bunun sonucunda ortaya çıkan dramlar oldukça başarılı bir şekilde anlatılmış izleyiciye. Ayrınca Lorenzo karakterinde de çok ince bir ironi vardı. Lorenzo öncelikle bir rahip olarak çıktı karşımıza ama sonradan ülkeden ayrılmak zorunda kaldı fakat geri dönüşünde Fransız İhtilal'ini gerçekleştiren insanlardan biri konumuna geldi ve Engizisyon Mahkemeleri'nin gücünü arkasına aldı. Kısa bir süre içerisinde bir din adamı, bir asker ve aynı zamanda bir politikacı kimliğiyle ön plana çıktı. Fransız ihtilali ve Engizisyon Mahkemelerine ağır eleştiriler getiren bu filmi oldukça cesur buldum. Tabii ki Katolik Kilisesi de eleştirilerden payına düşeni almış. Katolik bir rahibin zindana suçsuz yere düşürülmüş bir kıza işkence edilmesinden zevk alması, zamanla bu bu kızla olan ilişkisine farklı bir boyut kazandırması gibi durumları göz önünde bulundurursak Katolik papazların göstermemeye çalıştıkları bir yüzlerinin filmde çok etkili bir şekilde eleştirildiğini anlarız.
Filmi biraz da fiziksel olarak incelersek ilk olarak film müzikleriyle başlamak istiyorum. Filmde kullanılan müzikler verilmek istenen duygunun verilmesine oldukça katkıda bulunmuşlar ve filmle bütünleşmişler. Kostümler ve makyaj da dönem şartlarına son derece uygun oldukça başarılı çalışmalardı.
![resim]()
Filmin en başarılı oyuncusu tartışmasız Javier Bardem'di. Güç için tabir-i caizse kılıktan kılığa giren papazlıktan devrimciliğe politikacılığa kadar uzunan bir yolu takip eden ve bu yolda önüne çıkanı ezen bir karakteri oldukça başarılı bir şekilde canlandırmış. Sanki her mimiği, her jesti, konuşması oyunculuk için yaratılmış bunu bu filmde bir kere daha anlıyorsunuz.
![resim]()
Natalia Portman da harika bir performans göstermiş oynadığı ses getiren filmlerin arasına bir yenisini daha eklemiş Portman. Ezilen, taciz edilen, tecavüze uğrayan, haksız yere hapse atılan, işkence gören bir insan portresini başarıyla çizmiş ve eşsiz güzelliğiyle filme renk katmış.
YÖNETMEN: MİLOS FORMAN
![resim]()
1970'ler de siyasi karışıklıklar içinde boğulan İspanya'yı, yok olmaya mahkum bir durumda olan Engizisyon Mahkemelerini ve o dönemde ki kilise yapısını korkmuş durumdaki halkın bakış açısıyla anlatan ve bu anlatımı Goya'nın tablolarıyla süsleyen Forman izleyicilere tam anlamıyla bir sinema ziyafeti yaşattı. Guguk Kuşu ve Amadeon gibi başarılı filmlerin yönetmeni 2 Oscarlı Forman bence bu film ile 3. Oscar'ını almayı sonuna kadar hak etmişti.
Anlattığı dönemi oldukça başarılı yansıtması konusunda filmi çok başarılı buldum. Engizisyon Mahkemeleri'nin verdiği acımasız kararlar ve bunun sonucunda ortaya çıkan dramlar oldukça başarılı bir şekilde anlatılmış izleyiciye. Ayrınca Lorenzo karakterinde de çok ince bir ironi vardı. Lorenzo öncelikle bir rahip olarak çıktı karşımıza ama sonradan ülkeden ayrılmak zorunda kaldı fakat geri dönüşünde Fransız İhtilal'ini gerçekleştiren insanlardan biri konumuna geldi ve Engizisyon Mahkemeleri'nin gücünü arkasına aldı. Kısa bir süre içerisinde bir din adamı, bir asker ve aynı zamanda bir politikacı kimliğiyle ön plana çıktı. Fransız ihtilali ve Engizisyon Mahkemelerine ağır eleştiriler getiren bu filmi oldukça cesur buldum. Tabii ki Katolik Kilisesi de eleştirilerden payına düşeni almış. Katolik bir rahibin zindana suçsuz yere düşürülmüş bir kıza işkence edilmesinden zevk alması, zamanla bu bu kızla olan ilişkisine farklı bir boyut kazandırması gibi durumları göz önünde bulundurursak Katolik papazların göstermemeye çalıştıkları bir yüzlerinin filmde çok etkili bir şekilde eleştirildiğini anlarız.
Filmi biraz da fiziksel olarak incelersek ilk olarak film müzikleriyle başlamak istiyorum. Filmde kullanılan müzikler verilmek istenen duygunun verilmesine oldukça katkıda bulunmuşlar ve filmle bütünleşmişler. Kostümler ve makyaj da dönem şartlarına son derece uygun oldukça başarılı çalışmalardı.
Filmin en başarılı oyuncusu tartışmasız Javier Bardem'di. Güç için tabir-i caizse kılıktan kılığa giren papazlıktan devrimciliğe politikacılığa kadar uzunan bir yolu takip eden ve bu yolda önüne çıkanı ezen bir karakteri oldukça başarılı bir şekilde canlandırmış. Sanki her mimiği, her jesti, konuşması oyunculuk için yaratılmış bunu bu filmde bir kere daha anlıyorsunuz.
Natalia Portman da harika bir performans göstermiş oynadığı ses getiren filmlerin arasına bir yenisini daha eklemiş Portman. Ezilen, taciz edilen, tecavüze uğrayan, haksız yere hapse atılan, işkence gören bir insan portresini başarıyla çizmiş ve eşsiz güzelliğiyle filme renk katmış.
YÖNETMEN: MİLOS FORMAN
1970'ler de siyasi karışıklıklar içinde boğulan İspanya'yı, yok olmaya mahkum bir durumda olan Engizisyon Mahkemelerini ve o dönemde ki kilise yapısını korkmuş durumdaki halkın bakış açısıyla anlatan ve bu anlatımı Goya'nın tablolarıyla süsleyen Forman izleyicilere tam anlamıyla bir sinema ziyafeti yaşattı. Guguk Kuşu ve Amadeon gibi başarılı filmlerin yönetmeni 2 Oscarlı Forman bence bu film ile 3. Oscar'ını almayı sonuna kadar hak etmişti.
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (1,116)
Beverly Hills Cop: Axel F (636)
Kimitachi wa dô ikiru ka (488)
Dune: Part Two (203)
The Fall Guy (145)
Mad Max: Fury Road (143)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (89)
Tarot (82)
Inside Out (72)
The Godfather (63)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (7,682)
The Acolyte (736)
Evil (478)
Tracker (265)
Halo (185)
The Bear (135)
Better Call Saul (131)
Yellowstone (120)
The Walking Dead (114)
Breaking Bad (105)