General Patton (1970)
Pattonserdardemirkiran (08 Temmuz 2017)
“Şunu unutmayın ki, hiç kimse ülkesi uğruna ölerek savaşı kazanmamıştır. Savaşı ancak başka aptalların ölmesini sağlayarak kazanabilirsiniz.
Beyler, Amerika’nın savaşmak istememesi ve savaştan uzak duracağı şeklindeki sözler tamamiyle yalandır. Amerikalılar geleneksel olarak savaşı sever. Bütün gerçek Amerikalılar çarpışmaya katılmayı sever. Siz çocukken en iyi bilye atıcısını ve en iyi koşanı tutardınız. En iyi top atıcısını, en güçlü boksörü.. Amerika kazananı sever, kaybetmeye tahammül edemeyiz. Amerika hep kazanmaya oynar. Kaybettikten sonra gülen bir adamı ben ne yapayım? Bu yüzden Amerikalılar hiç kaybetmedi. Ve hiç savaş kaybetmeyeceğiz. Çünkü kaybetme düşüncesi Amerikalılar için bir utançtır. Şimdi, ordu bir takımdır. Takım gibi yer, içer ve yaşar. Bireysellik diye bir şey yoktur. SaturdayEvening Post’ta bireyselliği yazan o züppe salakların gerçek savaş hakkında hiçbir fikirleri yok. Bizde en iyi yemek ve malzeme, en iyi moral ve dünyanın en iyi askeri var. Biliyor musunuz aslında karşımıza çıkacak o zavallılara çok acıyorum. Tanrı şahidimdir, pislikleri vurmakla kalmayacağız canlı canlı ciğerlerini sökeceğiz ve onları, tanklarda gres yağı olarak kullanacağız. Bu zavallı zevk düşkünlerini utanç içinde öldüreceğiz. Evet bazılarınızın merak ettiğini biliyorum ateş altında kaçacak mısınız? Bunu hiç düşünmeyin, sizi temin ederim üstünüze düşeni yapacaksınız. Naziler bizim düşmanımız. Onlara saldırın! Kanlarını ortaya saçın! Karınlarından vurun! Çatışmaya girince en iyi arkadaşınızın yüzündeki ifadeyi görünce gerekeni yapacaksınız. Ve şunu hep hatırlayın. Bana sakın “yerimizi koruyoruz” şeklinde mesaj yollamayın. Hiçbir şeyi korumuyoruz. Bırakın onlar yapsın. Biz sürekli ilerleyecek ve düşman dışında hiçbir şeyi elde tutmaya çalışmayacağız. Biz onları burunlarından yakalayacağız ve kıçlarını tekmeleyeceğiz. Onları aman vermeden tekmeleyeceğiz. Ve sonunda kaçışan kaz sürüsünden farkları kalmayacak. Şimdi evinize döndüğünüzde söyleyebileceğiniz tek şey olacak. Bunun için şükredeceksiniz. Bundan otuz yıl sonra şöminenin önünde otururken torununuz yanınıza gelip size şunu soracak. “II. Dünya Savaşında ne yaptın, dede?” şunu söylemeyeceksin; “Evet, Louisiana’da gübre kürekledim”.Pekala, aşağılık herifler duygularım belli. Sizlere her zaman, her yerde liderlik etmekten gurur duyacağım her zaman. Hepsi bu…”
Film, Patton’un Normandiya çıkarması öncesi yaptığı ve tarihe geçen bu bol küfürlü “Blood and Guts / Kan ve Cesaret” adlı konuşmasıyla başlıyor.
Patton savaşa aşık bir asker. Film, bu kişiliği ön plana çıkarmada son derece başarılı. George C. Scott, Patton’u mükemmel canlandırıyor. Hırsı, mücadelesi, ülke sevgisi, düşmanlarına karşı olan acımasızlığı hepsi son derece başarılı sahneler olarak sunuluyor, yakın arkadaşı general Bradley’in “Savaş bitiyor George, daha sonra sen ne yapacaksın?” deyişi bu savaş tutkunu general hakkında onu daha iyi tanımamızda etken oluyor. Kendisinin tarihe mal olan sözleri arasında;
-“Tanrı düşmanlarıma acısın çünkü ben acımayacağım”.
-“Arkamda bir Fransız ordusu olacağına, karşımda bir Alman ordusunun olmasını tercih ederim”.
-“Bugün uygulamaya geçirilen iyi bir plan, yarın uygulanacak mükemmel bir plandan daha iyidir”.
-“İnsanın bir şeyi elde etmesinin üç yolu vardır: Planlayarak, çalışarak, dua ederek”.
-“Ben, bir insanın başarısını ne kadar yükseğe tırmandığıyla değil, dibe vurduğunda ne kadar yukseğe zıpladığıyla ölçerim”.
Sözleri de onun kişiliğini daha iyi tanımamıza yardımcı oluyor.
Yönetmen Franklin J. Schaffner, “Maymunlar Cehennemi” filmi başarısı sonrası “Patton” ı yönetiyor. Unutulmaz “Papillon” filminden de tanıyoruz kendisini bu filmdede yönetimi çok başarılı.
Film, 7 Oscar (En İyi Film, yönetmen, erkek oyuncu, fotoğraf, senaryo, dekor ve ses) kazanıp, 3 te adaylık almıştı. Film “En iyi film” Oscar’ını alırken “Love Story, Airport, Five Easy Pieces ve MASH” filmlerini geride bırakmıştı.
Kuzey Afrika, 1942: Alman generali “Çöl Tilkisi” lakaplı Rommel'le Afrika’daki ilk karşılaşmalarında Amerikalılar çok kötü kaybetmişlerdi. Savaş sonrası değerlendirmede, General Omar Bradley (Karl Malden) sahip oldukları en iyi tank komutanına ihtiyaç duyduklarına karar verir. Patton çağrıya cevap verir ve bağıran sirenler ve bir toz bulutu arasında gelir. sabahın erken saatlerinde yerinde bulunuyor ve tüm askerin disiplinli olması konusunda çok sert emirler veriyor, yenilgilerinin ana kaynağı olarak askerdeki bu rahat ve lakayt tavrın olduğuna inananıyor. Kendisi karşı karşıya olduğu Almanlara büyük saygı duyuyor ve Rommel'in taktiklerini sahada inceledi, yazdığı kitabını yanından ayırmıyor. Rommel hakkında ise “Bana saldırmadan ben ona saldıracağım” diyor. Almanlar’ın, Tunus'taki Amerikan mevzilerine hareketini duyunca Patton planını yapıp ilk saldıran oluyor ve Amerikalılara ilk zaferlerini kazandırıyor. Kuzey Afrika’da müttefikler şimdi iki tane güçlü komutana sahiptir; Patton ve aynı derecede egoist İngiliz komutanı Field Marshal Montgomery (Michael Bates). İkiside birbirinden hoşlanmıyor ve biri diğerini alt etmeye çalışıyor. Afrika’da işler sona yaklaştıkça İtalya işgali için planlar yapılıyor. Patton’da, Montgomery’de kendi planı doğrultusunda kulis yapıyorlar. Amerikalı general Eisenhover’ın Montgomery’den yana tavır almasına çok kızıyor. Sicilya’da iki koldan ilerliyorlar ve aralarında Messina şehrine kimin gireceği mücadelesi sergileniyor. Montgomery şehre İskoç gaydaları eşliğinde törenle giriyor ancak kendisini bekleyen Patton’u buluyor. Bu başarı sonrası talihi dönüyor, Bir hastanede yaralıları ziyareti esnasında, bir köşede ağlayan askerle karşılaşır ve onun “korkuyorum” sözüne sinirlenip askeri tokatlar, hastaneden kovar ve “bu korkak adamı derhal cepheye gönderin” talimatını verir. Bu olay basın tarafından onu zor duruma sokar. Bir de Eisenhower’dan tüm askerler önünde özür konuşması yapması istenir. Patton gözden düşmüştür. Normandiya çıkarmasında pasifize bir görev verilir. Çıkarma sonrası Ardenler’de sıkı Alman direnişi karşısında adeta duran müttefikler, tekrar bu gözüpek komutanlarını göreve çağırırlar. Patton Ardenlerde, Alman cephesini yarar geçer, geriden gelen birlikler ona yetişemez çare olarak yakıtını keserler durması için… Patton’ı durdurmak mümkün değildir…
Film hakkında verilecek bilgiler arasında;
- George C. Scott, filmin açılışındaki konuşmanın Amerikan bayrağı önünde olmasını reddetmişti, performansını etkileyeceğini belirtmişti Yönetmen Franklin J.Schaffner ona bu konuşmanın sona konacağını söyleyerek ikna etmişti.
- İspanyol ordusundan kiralanan asker ve teçhizat için bütçenin yarısı harcanmıştı.
- Film başkan Richard Nixon’un en sevdiği filmdi.Kendisi için özel basımı vardı, Beyaz Saray’da Vietnam ve Kamboçya için önemli askeri kararlar almadan filmi izlediği söylenmişti.
- Yapımcı Frank McCarthy, savaşta General Marshall’ın ekibinde görevli bir genaraldi ve Patton hakkında film yapmak için 20 yıl uğraştı. Oscar’ı kazandıktan sonra da onu Marshall müzesine bağışladı.
- John Wayne, General Patton rolüne çok istekliydi ama yapımcı McCarthy onu reddetti.
- General Bradley, Patton’dan yedi yaş küçüktü ama filmde Karl Malden (Bradley), George C. Scott’tan 15 yaş büyüktü.
- Rol önce Rod Steiger’a teklif edilmişti ve o geri çevirmişti bu teklifi.Daha sonraları bunun büyük bir hata olduğunu itiraf etmişti. Burt Lancaster’de savaş karşıtı biri olduğunu öne sürerek rolü geri çevirmişti.
- John Huston, Henry Hathaway ve Fred Zinneman filmi yönetmeyi reddetmişlerdi.
- Patton Üçüncü Ordu Papazına, hava durumu duası oluşturmasını istemişti. Papaz James Hugh O’Neal isteksizce yazdığı dua sonucu, hava şartları düzelince Patton papaza bronz yıldız hediye etmişti.
- Oscar kazanan George C. Scott, bu tür ödüllerin oyuncular arasında haksız rekabet yarattığı gerekçesi ile ödülü almamıştı.
Filmde dikkat çeken replikler arasında : Rommel karşısında bozguna uğrayan Amerikalıların görev verdikleri Patton’un “Hayatım boyunca çaresiz bir savaşta komutan olmak istedim. Şimdi bunu yapacağım” sözü.
Tepeyi ele geçirmekte zorlanan askerlerinin yanına bombalar altında jipiyle giden Patton “Cesaret, cesaret. Her zaman cesaret. O tepe dört saat içinde alınacak, yoksa seni görevden alırım” deyişi.
General Bradley’in Patton’a “Seninle aramızda büyük bir fark var George. Ben askerliği meslek olarak yapıyorum. Sen ise askerliğe aşıksın” deyişi.
Askeri tokatlaması ve pasif göreve alınması üzerine kendisine dediği; “Küçük bir korkak, hafif bir tokat, hepsi bu. Ah George, keşke o pislik herifi öpseydim”.
“- Bütün dünya savaşıyor ve ben dışında kalıyorum. Tanrı böyle bir şeye izin veremez”.
“Kahramanlık olmadan öldürmenin, zaferle ve onurla ilgisi yoktur”.
PATTON Hakkında Bilgi (Alıntı) : George Smith Patton, Jr. (d. 11 Kasım 1885 – ö. 21 Aralık 1945) II. Dünya Savaşı'nda Amerikan Ordusu'nun en bilindik tankçı komutanlarından biriydi. Tanklarıyla II. Dünya Savaşı'nın kaderini değiştirdi. 36 yıllık ordu hayatında hep zırhlı birliklerin önemini savundu ve bunu II. Dünya Savaşı sırasında komuta ettiği ordularla ispatladı. Kuzey Afrika Cephesi'nde tank kolordusu komutanlığı, Husky Harekatı'nda ise zırhlı ordu komutanlığı yaptı.
İtalya'nın işgali sırasında emrindeki askerlerden bazılarına kötü muamele ettiği gerekçesiyle Normandiya Çıkarması sırasında kızakta bekletildi. Çıkartma sonrası müttefikler Almanlar karşısında ilerleyemeyince, Eisenhower tarafından zırhlı ordular grup komutanı olarak göreve döndü. Fransa'nın işgali sırasında komutasındaki birlikler istenenden çok daha süratli biçimde Alman hatlarının gerisine dalınca, kendisini durdurmak için akaryakıtını kestiler. Ardenler'de kışın son kez karşı taarruza geçip Müttefik Ordularını zor duruma düşüren Mareşal Gerdvon Rundstedt komutasındaki Alman Ordularını bozguna uğrattı.
Almanya'nın batısını işgal ettikten sonra, Sovyet Birliklerini Elbe nehri kıyılarında durdurdu. Daha sonra Alman ordusunu da müttefik olarak alıp, hep birlikte Sovyetler Birliği'ni işgal etmek gerektiğini söyledikten birkaç gün sonra, Almanya'da şüpheli bir trafik kazasında öldü. Patton, Üçüncü Ordu'nun diğer üyeleriyle birlikte Lüksemburg'un Hamm köyündeki Lüksemburg Amerikan Mezarlığı ve Anıtına gömüldü.
Bu döneminin en önemli biyografik filmlerinden olan ve günümüzde halen değerini ve izlenirliğini koruyan film sinemaseverlerin görmesi gereken filmlerden. İzlenmeli…
Beyler, Amerika’nın savaşmak istememesi ve savaştan uzak duracağı şeklindeki sözler tamamiyle yalandır. Amerikalılar geleneksel olarak savaşı sever. Bütün gerçek Amerikalılar çarpışmaya katılmayı sever. Siz çocukken en iyi bilye atıcısını ve en iyi koşanı tutardınız. En iyi top atıcısını, en güçlü boksörü.. Amerika kazananı sever, kaybetmeye tahammül edemeyiz. Amerika hep kazanmaya oynar. Kaybettikten sonra gülen bir adamı ben ne yapayım? Bu yüzden Amerikalılar hiç kaybetmedi. Ve hiç savaş kaybetmeyeceğiz. Çünkü kaybetme düşüncesi Amerikalılar için bir utançtır. Şimdi, ordu bir takımdır. Takım gibi yer, içer ve yaşar. Bireysellik diye bir şey yoktur. SaturdayEvening Post’ta bireyselliği yazan o züppe salakların gerçek savaş hakkında hiçbir fikirleri yok. Bizde en iyi yemek ve malzeme, en iyi moral ve dünyanın en iyi askeri var. Biliyor musunuz aslında karşımıza çıkacak o zavallılara çok acıyorum. Tanrı şahidimdir, pislikleri vurmakla kalmayacağız canlı canlı ciğerlerini sökeceğiz ve onları, tanklarda gres yağı olarak kullanacağız. Bu zavallı zevk düşkünlerini utanç içinde öldüreceğiz. Evet bazılarınızın merak ettiğini biliyorum ateş altında kaçacak mısınız? Bunu hiç düşünmeyin, sizi temin ederim üstünüze düşeni yapacaksınız. Naziler bizim düşmanımız. Onlara saldırın! Kanlarını ortaya saçın! Karınlarından vurun! Çatışmaya girince en iyi arkadaşınızın yüzündeki ifadeyi görünce gerekeni yapacaksınız. Ve şunu hep hatırlayın. Bana sakın “yerimizi koruyoruz” şeklinde mesaj yollamayın. Hiçbir şeyi korumuyoruz. Bırakın onlar yapsın. Biz sürekli ilerleyecek ve düşman dışında hiçbir şeyi elde tutmaya çalışmayacağız. Biz onları burunlarından yakalayacağız ve kıçlarını tekmeleyeceğiz. Onları aman vermeden tekmeleyeceğiz. Ve sonunda kaçışan kaz sürüsünden farkları kalmayacak. Şimdi evinize döndüğünüzde söyleyebileceğiniz tek şey olacak. Bunun için şükredeceksiniz. Bundan otuz yıl sonra şöminenin önünde otururken torununuz yanınıza gelip size şunu soracak. “II. Dünya Savaşında ne yaptın, dede?” şunu söylemeyeceksin; “Evet, Louisiana’da gübre kürekledim”.Pekala, aşağılık herifler duygularım belli. Sizlere her zaman, her yerde liderlik etmekten gurur duyacağım her zaman. Hepsi bu…”
Film, Patton’un Normandiya çıkarması öncesi yaptığı ve tarihe geçen bu bol küfürlü “Blood and Guts / Kan ve Cesaret” adlı konuşmasıyla başlıyor.
Patton savaşa aşık bir asker. Film, bu kişiliği ön plana çıkarmada son derece başarılı. George C. Scott, Patton’u mükemmel canlandırıyor. Hırsı, mücadelesi, ülke sevgisi, düşmanlarına karşı olan acımasızlığı hepsi son derece başarılı sahneler olarak sunuluyor, yakın arkadaşı general Bradley’in “Savaş bitiyor George, daha sonra sen ne yapacaksın?” deyişi bu savaş tutkunu general hakkında onu daha iyi tanımamızda etken oluyor. Kendisinin tarihe mal olan sözleri arasında;
-“Tanrı düşmanlarıma acısın çünkü ben acımayacağım”.
-“Arkamda bir Fransız ordusu olacağına, karşımda bir Alman ordusunun olmasını tercih ederim”.
-“Bugün uygulamaya geçirilen iyi bir plan, yarın uygulanacak mükemmel bir plandan daha iyidir”.
-“İnsanın bir şeyi elde etmesinin üç yolu vardır: Planlayarak, çalışarak, dua ederek”.
-“Ben, bir insanın başarısını ne kadar yükseğe tırmandığıyla değil, dibe vurduğunda ne kadar yukseğe zıpladığıyla ölçerim”.
Sözleri de onun kişiliğini daha iyi tanımamıza yardımcı oluyor.
Yönetmen Franklin J. Schaffner, “Maymunlar Cehennemi” filmi başarısı sonrası “Patton” ı yönetiyor. Unutulmaz “Papillon” filminden de tanıyoruz kendisini bu filmdede yönetimi çok başarılı.
Film, 7 Oscar (En İyi Film, yönetmen, erkek oyuncu, fotoğraf, senaryo, dekor ve ses) kazanıp, 3 te adaylık almıştı. Film “En iyi film” Oscar’ını alırken “Love Story, Airport, Five Easy Pieces ve MASH” filmlerini geride bırakmıştı.
Kuzey Afrika, 1942: Alman generali “Çöl Tilkisi” lakaplı Rommel'le Afrika’daki ilk karşılaşmalarında Amerikalılar çok kötü kaybetmişlerdi. Savaş sonrası değerlendirmede, General Omar Bradley (Karl Malden) sahip oldukları en iyi tank komutanına ihtiyaç duyduklarına karar verir. Patton çağrıya cevap verir ve bağıran sirenler ve bir toz bulutu arasında gelir. sabahın erken saatlerinde yerinde bulunuyor ve tüm askerin disiplinli olması konusunda çok sert emirler veriyor, yenilgilerinin ana kaynağı olarak askerdeki bu rahat ve lakayt tavrın olduğuna inananıyor. Kendisi karşı karşıya olduğu Almanlara büyük saygı duyuyor ve Rommel'in taktiklerini sahada inceledi, yazdığı kitabını yanından ayırmıyor. Rommel hakkında ise “Bana saldırmadan ben ona saldıracağım” diyor. Almanlar’ın, Tunus'taki Amerikan mevzilerine hareketini duyunca Patton planını yapıp ilk saldıran oluyor ve Amerikalılara ilk zaferlerini kazandırıyor. Kuzey Afrika’da müttefikler şimdi iki tane güçlü komutana sahiptir; Patton ve aynı derecede egoist İngiliz komutanı Field Marshal Montgomery (Michael Bates). İkiside birbirinden hoşlanmıyor ve biri diğerini alt etmeye çalışıyor. Afrika’da işler sona yaklaştıkça İtalya işgali için planlar yapılıyor. Patton’da, Montgomery’de kendi planı doğrultusunda kulis yapıyorlar. Amerikalı general Eisenhover’ın Montgomery’den yana tavır almasına çok kızıyor. Sicilya’da iki koldan ilerliyorlar ve aralarında Messina şehrine kimin gireceği mücadelesi sergileniyor. Montgomery şehre İskoç gaydaları eşliğinde törenle giriyor ancak kendisini bekleyen Patton’u buluyor. Bu başarı sonrası talihi dönüyor, Bir hastanede yaralıları ziyareti esnasında, bir köşede ağlayan askerle karşılaşır ve onun “korkuyorum” sözüne sinirlenip askeri tokatlar, hastaneden kovar ve “bu korkak adamı derhal cepheye gönderin” talimatını verir. Bu olay basın tarafından onu zor duruma sokar. Bir de Eisenhower’dan tüm askerler önünde özür konuşması yapması istenir. Patton gözden düşmüştür. Normandiya çıkarmasında pasifize bir görev verilir. Çıkarma sonrası Ardenler’de sıkı Alman direnişi karşısında adeta duran müttefikler, tekrar bu gözüpek komutanlarını göreve çağırırlar. Patton Ardenlerde, Alman cephesini yarar geçer, geriden gelen birlikler ona yetişemez çare olarak yakıtını keserler durması için… Patton’ı durdurmak mümkün değildir…
Film hakkında verilecek bilgiler arasında;
- George C. Scott, filmin açılışındaki konuşmanın Amerikan bayrağı önünde olmasını reddetmişti, performansını etkileyeceğini belirtmişti Yönetmen Franklin J.Schaffner ona bu konuşmanın sona konacağını söyleyerek ikna etmişti.
- İspanyol ordusundan kiralanan asker ve teçhizat için bütçenin yarısı harcanmıştı.
- Film başkan Richard Nixon’un en sevdiği filmdi.Kendisi için özel basımı vardı, Beyaz Saray’da Vietnam ve Kamboçya için önemli askeri kararlar almadan filmi izlediği söylenmişti.
- Yapımcı Frank McCarthy, savaşta General Marshall’ın ekibinde görevli bir genaraldi ve Patton hakkında film yapmak için 20 yıl uğraştı. Oscar’ı kazandıktan sonra da onu Marshall müzesine bağışladı.
- John Wayne, General Patton rolüne çok istekliydi ama yapımcı McCarthy onu reddetti.
- General Bradley, Patton’dan yedi yaş küçüktü ama filmde Karl Malden (Bradley), George C. Scott’tan 15 yaş büyüktü.
- Rol önce Rod Steiger’a teklif edilmişti ve o geri çevirmişti bu teklifi.Daha sonraları bunun büyük bir hata olduğunu itiraf etmişti. Burt Lancaster’de savaş karşıtı biri olduğunu öne sürerek rolü geri çevirmişti.
- John Huston, Henry Hathaway ve Fred Zinneman filmi yönetmeyi reddetmişlerdi.
- Patton Üçüncü Ordu Papazına, hava durumu duası oluşturmasını istemişti. Papaz James Hugh O’Neal isteksizce yazdığı dua sonucu, hava şartları düzelince Patton papaza bronz yıldız hediye etmişti.
- Oscar kazanan George C. Scott, bu tür ödüllerin oyuncular arasında haksız rekabet yarattığı gerekçesi ile ödülü almamıştı.
Filmde dikkat çeken replikler arasında : Rommel karşısında bozguna uğrayan Amerikalıların görev verdikleri Patton’un “Hayatım boyunca çaresiz bir savaşta komutan olmak istedim. Şimdi bunu yapacağım” sözü.
Tepeyi ele geçirmekte zorlanan askerlerinin yanına bombalar altında jipiyle giden Patton “Cesaret, cesaret. Her zaman cesaret. O tepe dört saat içinde alınacak, yoksa seni görevden alırım” deyişi.
General Bradley’in Patton’a “Seninle aramızda büyük bir fark var George. Ben askerliği meslek olarak yapıyorum. Sen ise askerliğe aşıksın” deyişi.
Askeri tokatlaması ve pasif göreve alınması üzerine kendisine dediği; “Küçük bir korkak, hafif bir tokat, hepsi bu. Ah George, keşke o pislik herifi öpseydim”.
“- Bütün dünya savaşıyor ve ben dışında kalıyorum. Tanrı böyle bir şeye izin veremez”.
“Kahramanlık olmadan öldürmenin, zaferle ve onurla ilgisi yoktur”.
PATTON Hakkında Bilgi (Alıntı) : George Smith Patton, Jr. (d. 11 Kasım 1885 – ö. 21 Aralık 1945) II. Dünya Savaşı'nda Amerikan Ordusu'nun en bilindik tankçı komutanlarından biriydi. Tanklarıyla II. Dünya Savaşı'nın kaderini değiştirdi. 36 yıllık ordu hayatında hep zırhlı birliklerin önemini savundu ve bunu II. Dünya Savaşı sırasında komuta ettiği ordularla ispatladı. Kuzey Afrika Cephesi'nde tank kolordusu komutanlığı, Husky Harekatı'nda ise zırhlı ordu komutanlığı yaptı.
İtalya'nın işgali sırasında emrindeki askerlerden bazılarına kötü muamele ettiği gerekçesiyle Normandiya Çıkarması sırasında kızakta bekletildi. Çıkartma sonrası müttefikler Almanlar karşısında ilerleyemeyince, Eisenhower tarafından zırhlı ordular grup komutanı olarak göreve döndü. Fransa'nın işgali sırasında komutasındaki birlikler istenenden çok daha süratli biçimde Alman hatlarının gerisine dalınca, kendisini durdurmak için akaryakıtını kestiler. Ardenler'de kışın son kez karşı taarruza geçip Müttefik Ordularını zor duruma düşüren Mareşal Gerdvon Rundstedt komutasındaki Alman Ordularını bozguna uğrattı.
Almanya'nın batısını işgal ettikten sonra, Sovyet Birliklerini Elbe nehri kıyılarında durdurdu. Daha sonra Alman ordusunu da müttefik olarak alıp, hep birlikte Sovyetler Birliği'ni işgal etmek gerektiğini söyledikten birkaç gün sonra, Almanya'da şüpheli bir trafik kazasında öldü. Patton, Üçüncü Ordu'nun diğer üyeleriyle birlikte Lüksemburg'un Hamm köyündeki Lüksemburg Amerikan Mezarlığı ve Anıtına gömüldü.
Bu döneminin en önemli biyografik filmlerinden olan ve günümüzde halen değerini ve izlenirliğini koruyan film sinemaseverlerin görmesi gereken filmlerden. İzlenmeli…
Film Altyazıları
Rebel Ridge (669)
Beetlejuice (354)
eXistenZ (200)
Furiosa: A Mad Max Saga (181)
Shooting Stars (162)
Dune: Part Two (142)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (130)
Prometheus (121)
A Quiet Place: Day One (120)
The Godfather (119)
Dizi Altyazıları
Slow Horses (777)
Evil (366)
Bad Monkey (235)
Only Murders in the Building (229)
From (184)
Fargo (164)
True Detective (134)
The Rookie (127)
Shingeki no kyojin (114)
The Serpent Queen (105)