Rasomon: Sarı Irkın Şehveti (1950)
RashômonSenarist, Yönetmen, Yapımcı Akira Kurosawa'nın Japonya sınırlarını aşıp tüm dünya tarafından tanınıp takdir edilmesini sağlayan 1950 yapımı Rashomon, 1951 Venedik Film Festivali’nin büyük ödülü olan Altın Aslan ödülünü ( En iyi film)1952 yılında ise Onur Ödülü’nü (bugünkü adıyla Yabancı Dilde Oscar Ödülünü) kazanmış olan bir başyapıttır. Dekor kategorisinde ise Oscar’a aday gösterilmiştir.
Akira Kurosawa’nın, Ryunosuke Akutagawa'nın filmle aynı isimli öyküsünden uyarlayarak senaryosunu yazdığı Rashomon filminde bir cinayetin aydınlatılması konu alınır. Olay, filmde görünmeyen bir hakime, dört kişinin gözünden anlatılır ve biz izleyicilerin de bazı tahminler yapmasını sağlar.
Film, şiddetli bir sağanak yağış nedeniyle, Kyoto’nun 18.yy'dan kalan yıkık kapısı Raşo'nun önüne sığınmış üç adamın; Oduncu (Takashi Shimura) , Rahip (Minoru Chiaki) ve köyden bir adam(Kic hijiro Ueda), üç gün önce kasabada yaşanmış korkunç bir cinayet hakkında konuşmasıyla başlar. İlk sahnede Oduncu “Anlamıyorum, hiç anlamıyorum” der. Ormanda bir kadına tecavüz edilmiş ve kadının kocası öldürülmüştür. Bu olay hakkında konuşurlarken insanoğlunun zayıflıkları hakkında da çok sayıda tespitler yaparlar. Rahip insanların başına gelen çeşitli felaketlerden bahsederken durumun vehametini şu sözlerle açıklar ve biz izleyenler de sık sık söylediğimiz bu cümleyi sessizce onaylarız.
“ Bu sefer insanlığa olan inancımı galiba kaybedeceğim”
![resim]()
Bu sahneden sonra olayın yaşandığı günü gösteren sahneler başlar. Bu görüntüler oduncunun anlattıklarına dayanır. Mahkemenin bahçesindeki duruşmada, Oduncu, hakime ormanda yürürken tüllü bir kadın şapkası, bir samuray başlığı ve bir parça ip gördüğünü, durumdan şüphelendiğini ve etrafa bakınınca bir erkek cesedine rastladığını ve korkup kaçtığını, üç gün sonra da ifade vermeye çağırıldığını söyler.
Şahitlik sırası rahibe gelir. Ormandaki yolda yürürken, at üzerinde bir kadın (Machiko Kyô) ve atın ipini tutarak yürüyen oklu ve kılıçlı bir adam(Masayuki Mori) gördüğünü söyler.
Yaptığı kötülüklerle nam salmış olan azılı haydut Tajomaru’yu yakalayıp hakimin önüne getiren köylü de ifade verir. Hayduta nasıl rastladığını anlatır ama cinayet hakkında bilgisi yoktur. Bu cinayet olayının en başta gelen ismi olan haydut da yaşananları kendi gözünden anlatır. Ormanda uyurken bir samuray ile karısını yolculuk yaparken gördüğünü, kılıç ve ayna satmak için adamla konuşmaya başladığını, adamı tuzağa düşürüp bağladığını, karısının gözünde onu küçük düşürdüğünü, kadını çok beğendiği için ona sahip olmak istediğini bu yüzden kocasını bağlayıp, onun önünde kadınla birlikte olduğunu anlatır. Onun ifadesine ve görüntülere göre kadının rızası vardır. Biz, bu ifadenin görüntülerini izlerken haydutun, deli gibi hareketleri olduğu için anlattıkları gözümüzde pek de güvenilir olmaz. Kadının bedenine sahip olduğunu söyler ve adamı öldürdüğünü de itiraf eder. Onun bakış açısından kadının ne kadar karaktersiz ve aciz olduğu kanısına kapılırız.
![resim]()
Kadın da yaşadıklarını kendi bakış açısından anlatır. Kocasının gözü önünde tecavüze uğradığını ve bundan dolayı çok utanç duyduğunu ifade eder. Söyledikleri haydutunkinden oldukça farklıdır.
Filmde en ilginç olan sahnelerden biri, maktülün olayı anlatması ki bu gerçekten enteresandı. Öldükten sonra bir medyum aracılığı ile ona ulaşılıyor, o da yaşadıklarını ve hislerini anlatıyor. Maktül konuşmadan önce Rahibin söylediği bir replik de akılda kalıcıydı, “ Ama ölüler yalan söylemez”
Ölü adamın, büyücü kadının bedenine girerek konuştuğu sahnede kendini hançerlemesi iyice kafa karıştıyor.
Filmin sonunda yağmurun altında hikayeyi anlatan üç adamdan ikisi, önce bencillik örneği veriyorlar ama sonra insanlık tekrar ümit veriyor.
Filmin geneline bakınca, en önemli replik şuydu,
“İnsanoğlu zayıftır. Bu yüzden yalan söyler. Hatta kendine bile!”
Genç rahibin “ Sanırım insanlara olan inancımı devam ettirebilirim” demesi ise insanoğluna dair her zaman bir umut vardır mesajı verdi.
Filmde en çok yalan söylemek üzerinde durulmuş. Yalancılık konusunda çok fazla replik kullanılmış. İnsanların nüvesinde sahtekarlık, güvenilmezlik ve bencillik olduğu vurgulanmış.
Filmin eleştirilebilecek tek yönü neredeyse her sahnede kadının zayıf ve aciz gösterilmesiydi. Bir replikte “ Kadınlar yaratılıştan zayıf mahluklardır” dendi. Kadın sürekli ağladı ve tutarsız davranışlar sergiledi. Tabii bunu bütün kadınlara mal etmemek gerekir ama film boyunca üst üste vurgulandığı için dikkat çekiyor.
Kadının söylediği şu replik hoşuma gitti;
“ Bir kadın, kendisini tutkuyla seven adama aşık olur”
*Rashomon: Sinema Tarihinde Güneş'in göründüğü ilk filmdir.
Daha önce sinemada Ay’a bile gidildi (ilk kez 1902 yapımı Ay’a Yolculuk filminde) ama Güneş ancak 1950 yılında Akira Kurosawa ‘nın çektiği Rashomon filminde görüldü. Bu da filmin belki de en önemli özelliklerinden biri olarak sinema tarihine geçti. Uzun ağaçların altından gökyüzüne bakan kameranın Güneş’in parlak ışıklarını bize yansıtması çok etkileyiciydi. İyi ki bu görüntüler yeterli uzunlukta tutulmuş çünkü izlemesi çok keyifliydi.
![resim]()
* El kamerasının ustaca kullanımı ve karakterleri yakından takip etmesi de bu filmin artılarından biriydi.
* Çekim sırasında film ekibi Kurosawa’ya ellerinde senaryo ile yaklaşıp “ Bu film ne anlama geliyor” diye sormuşlar. Kurosawa ise Rashomon’un, hayatın yansıması olduğunu ve hayatın her zaman net bir anlamı olmadığını söylemiş.
* Filmin en ön planda olan haydut karakterini Akira Kurosawa’nın birlikte en çok çalıştığı aktör Toshiro Mifune (1920-1997) canlandırmış ve bu film ile çıkış yapmış. İnanılmaz bir aktör. Oynadığı her role bürünüyor ve karakteri gerçekçi kılıyor. Toshiro Mifune, Yedi Samuray (1954), Kumonosu - Jo (1957)Yojimbo (1961) ve diğer birkaç filmde de Kurosawa’nın başrol oyuncusu olmuş.
Siyah beyaz görüntülere sahip olan film, kısıtlı sayıda mekan ve oyuncu kullanımına rağmen merakla izleniyor. Bu kadar çok sahnenin sadece 88 dakikaya sahip olması da filmi kolay izlenebilir yapıyor.
Filmin müzikleri de olaya uygun şekilde bestelenmiş ve gerilimli sahnelerde heyecanı arttırmış. Kimi zaman Arap ezgilerini andırsa da film ile son derece uyumluydu.
![resim]()
Akira Kurosawa ve filmleri hakkında kısa bilgiler
Sadece Japon sinemasının değil, dünya sinemasının en değerli sinemacılarının başında gelen Akira Kurosawa (1910-1998) sadece yönetmen değil çok değerli bir senarist. Kendisi iyi bir senaryo yazmanın, iyi yönetmenlikten daha üstün olduğunu verdiği röportajlarında söylemiştir. Yönetmenliğini yaptığı filmlerin hepsinin senaryosunu kendisi yazmıştır. Sadece senaryosunu yazdığı (Shozo, Jakoman to Tetsubazı gibi) filmler de vardır.
Akira Kurosawa’nın ne yazık ki filmleriyle ilgili yönetmen veya senarist Oscar ödülü yok ama Ran filmi ile yönetmen adaylığı var. 1952 ve 1990 yıllarında Akademi tarafından Onur Ödülü’ne layık görüldü.
* En ünlü filmleri Rashomon (1950) Yedi samuray (1954), Ran (1985) ve Dersu Uzala (1975) olmakla beraber bütün filmleri gerek senaryoları gerek çekimleri ile çok beğenilen bir sinemacı.
* Yönetmenliğini yaptığı ilk filmi UMA (1941) son yönettiği film ise 1993 yapımı Madadayo.
* Roshomon’un yeniden çevrimi olan 1964 yapımı The Outrage/ Haydut filminde başrolü Paul Newman oynadı.
Akira Kurosawa’nın, Ryunosuke Akutagawa'nın filmle aynı isimli öyküsünden uyarlayarak senaryosunu yazdığı Rashomon filminde bir cinayetin aydınlatılması konu alınır. Olay, filmde görünmeyen bir hakime, dört kişinin gözünden anlatılır ve biz izleyicilerin de bazı tahminler yapmasını sağlar.
Film, şiddetli bir sağanak yağış nedeniyle, Kyoto’nun 18.yy'dan kalan yıkık kapısı Raşo'nun önüne sığınmış üç adamın; Oduncu (Takashi Shimura) , Rahip (Minoru Chiaki) ve köyden bir adam(Kic hijiro Ueda), üç gün önce kasabada yaşanmış korkunç bir cinayet hakkında konuşmasıyla başlar. İlk sahnede Oduncu “Anlamıyorum, hiç anlamıyorum” der. Ormanda bir kadına tecavüz edilmiş ve kadının kocası öldürülmüştür. Bu olay hakkında konuşurlarken insanoğlunun zayıflıkları hakkında da çok sayıda tespitler yaparlar. Rahip insanların başına gelen çeşitli felaketlerden bahsederken durumun vehametini şu sözlerle açıklar ve biz izleyenler de sık sık söylediğimiz bu cümleyi sessizce onaylarız.
“ Bu sefer insanlığa olan inancımı galiba kaybedeceğim”
Bu sahneden sonra olayın yaşandığı günü gösteren sahneler başlar. Bu görüntüler oduncunun anlattıklarına dayanır. Mahkemenin bahçesindeki duruşmada, Oduncu, hakime ormanda yürürken tüllü bir kadın şapkası, bir samuray başlığı ve bir parça ip gördüğünü, durumdan şüphelendiğini ve etrafa bakınınca bir erkek cesedine rastladığını ve korkup kaçtığını, üç gün sonra da ifade vermeye çağırıldığını söyler.
Şahitlik sırası rahibe gelir. Ormandaki yolda yürürken, at üzerinde bir kadın (Machiko Kyô) ve atın ipini tutarak yürüyen oklu ve kılıçlı bir adam(Masayuki Mori) gördüğünü söyler.
Yaptığı kötülüklerle nam salmış olan azılı haydut Tajomaru’yu yakalayıp hakimin önüne getiren köylü de ifade verir. Hayduta nasıl rastladığını anlatır ama cinayet hakkında bilgisi yoktur. Bu cinayet olayının en başta gelen ismi olan haydut da yaşananları kendi gözünden anlatır. Ormanda uyurken bir samuray ile karısını yolculuk yaparken gördüğünü, kılıç ve ayna satmak için adamla konuşmaya başladığını, adamı tuzağa düşürüp bağladığını, karısının gözünde onu küçük düşürdüğünü, kadını çok beğendiği için ona sahip olmak istediğini bu yüzden kocasını bağlayıp, onun önünde kadınla birlikte olduğunu anlatır. Onun ifadesine ve görüntülere göre kadının rızası vardır. Biz, bu ifadenin görüntülerini izlerken haydutun, deli gibi hareketleri olduğu için anlattıkları gözümüzde pek de güvenilir olmaz. Kadının bedenine sahip olduğunu söyler ve adamı öldürdüğünü de itiraf eder. Onun bakış açısından kadının ne kadar karaktersiz ve aciz olduğu kanısına kapılırız.
Kadın da yaşadıklarını kendi bakış açısından anlatır. Kocasının gözü önünde tecavüze uğradığını ve bundan dolayı çok utanç duyduğunu ifade eder. Söyledikleri haydutunkinden oldukça farklıdır.
Filmde en ilginç olan sahnelerden biri, maktülün olayı anlatması ki bu gerçekten enteresandı. Öldükten sonra bir medyum aracılığı ile ona ulaşılıyor, o da yaşadıklarını ve hislerini anlatıyor. Maktül konuşmadan önce Rahibin söylediği bir replik de akılda kalıcıydı, “ Ama ölüler yalan söylemez”
Ölü adamın, büyücü kadının bedenine girerek konuştuğu sahnede kendini hançerlemesi iyice kafa karıştıyor.
Filmin sonunda yağmurun altında hikayeyi anlatan üç adamdan ikisi, önce bencillik örneği veriyorlar ama sonra insanlık tekrar ümit veriyor.
Filmin geneline bakınca, en önemli replik şuydu,
“İnsanoğlu zayıftır. Bu yüzden yalan söyler. Hatta kendine bile!”
Genç rahibin “ Sanırım insanlara olan inancımı devam ettirebilirim” demesi ise insanoğluna dair her zaman bir umut vardır mesajı verdi.
Filmde en çok yalan söylemek üzerinde durulmuş. Yalancılık konusunda çok fazla replik kullanılmış. İnsanların nüvesinde sahtekarlık, güvenilmezlik ve bencillik olduğu vurgulanmış.
Filmin eleştirilebilecek tek yönü neredeyse her sahnede kadının zayıf ve aciz gösterilmesiydi. Bir replikte “ Kadınlar yaratılıştan zayıf mahluklardır” dendi. Kadın sürekli ağladı ve tutarsız davranışlar sergiledi. Tabii bunu bütün kadınlara mal etmemek gerekir ama film boyunca üst üste vurgulandığı için dikkat çekiyor.
Kadının söylediği şu replik hoşuma gitti;
“ Bir kadın, kendisini tutkuyla seven adama aşık olur”
*Rashomon: Sinema Tarihinde Güneş'in göründüğü ilk filmdir.
Daha önce sinemada Ay’a bile gidildi (ilk kez 1902 yapımı Ay’a Yolculuk filminde) ama Güneş ancak 1950 yılında Akira Kurosawa ‘nın çektiği Rashomon filminde görüldü. Bu da filmin belki de en önemli özelliklerinden biri olarak sinema tarihine geçti. Uzun ağaçların altından gökyüzüne bakan kameranın Güneş’in parlak ışıklarını bize yansıtması çok etkileyiciydi. İyi ki bu görüntüler yeterli uzunlukta tutulmuş çünkü izlemesi çok keyifliydi.
* El kamerasının ustaca kullanımı ve karakterleri yakından takip etmesi de bu filmin artılarından biriydi.
* Çekim sırasında film ekibi Kurosawa’ya ellerinde senaryo ile yaklaşıp “ Bu film ne anlama geliyor” diye sormuşlar. Kurosawa ise Rashomon’un, hayatın yansıması olduğunu ve hayatın her zaman net bir anlamı olmadığını söylemiş.
* Filmin en ön planda olan haydut karakterini Akira Kurosawa’nın birlikte en çok çalıştığı aktör Toshiro Mifune (1920-1997) canlandırmış ve bu film ile çıkış yapmış. İnanılmaz bir aktör. Oynadığı her role bürünüyor ve karakteri gerçekçi kılıyor. Toshiro Mifune, Yedi Samuray (1954), Kumonosu - Jo (1957)Yojimbo (1961) ve diğer birkaç filmde de Kurosawa’nın başrol oyuncusu olmuş.
Siyah beyaz görüntülere sahip olan film, kısıtlı sayıda mekan ve oyuncu kullanımına rağmen merakla izleniyor. Bu kadar çok sahnenin sadece 88 dakikaya sahip olması da filmi kolay izlenebilir yapıyor.
Filmin müzikleri de olaya uygun şekilde bestelenmiş ve gerilimli sahnelerde heyecanı arttırmış. Kimi zaman Arap ezgilerini andırsa da film ile son derece uyumluydu.
Akira Kurosawa ve filmleri hakkında kısa bilgiler
Sadece Japon sinemasının değil, dünya sinemasının en değerli sinemacılarının başında gelen Akira Kurosawa (1910-1998) sadece yönetmen değil çok değerli bir senarist. Kendisi iyi bir senaryo yazmanın, iyi yönetmenlikten daha üstün olduğunu verdiği röportajlarında söylemiştir. Yönetmenliğini yaptığı filmlerin hepsinin senaryosunu kendisi yazmıştır. Sadece senaryosunu yazdığı (Shozo, Jakoman to Tetsubazı gibi) filmler de vardır.
Akira Kurosawa’nın ne yazık ki filmleriyle ilgili yönetmen veya senarist Oscar ödülü yok ama Ran filmi ile yönetmen adaylığı var. 1952 ve 1990 yıllarında Akademi tarafından Onur Ödülü’ne layık görüldü.
* En ünlü filmleri Rashomon (1950) Yedi samuray (1954), Ran (1985) ve Dersu Uzala (1975) olmakla beraber bütün filmleri gerek senaryoları gerek çekimleri ile çok beğenilen bir sinemacı.
* Yönetmenliğini yaptığı ilk filmi UMA (1941) son yönettiği film ise 1993 yapımı Madadayo.
* Roshomon’un yeniden çevrimi olan 1964 yapımı The Outrage/ Haydut filminde başrolü Paul Newman oynadı.
Film Altyazıları
Reptile (1,564)
No One Will Save You (522)
Barbie (343)
Nowhere (337)
Indiana Jones and the Dial of Destiny (220)
Mending the Line (209)
Meg 2: The Trench (172)
Gran Turismo (165)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (161)
The Flash (140)
Dizi Altyazıları
Ahsoka (3,169)
The Continental: From the World of John Wick (1,652)
Invasion (690)
Foundation (508)
The Walking Dead: Daryl Dixon (462)
Succession (370)
Young Sheldon (287)
The Morning Show (282)
Silo (282)
Only Murders in the Building (279)