El Camino: A Breaking Bad Movie’deki Dikkat Çekici 10 Detay ve Diziye Yapılan Göndermeler

Heyecanla beklediğimiz El Camino: A Breaking Bad Movie’nin nihayet yayınlanmasının ardından filmdeki dikkat çekici detayları ve diziye yapılan önemli göndermeleri derledik.

Çekileceği ortaya çıktığı günden beri heyecanla beklenen Breaking Bad filmi, dün yayınlandı. Netflix’te izleyici ile buluşan El Camino: A Breaking Bad Movie özellikle diziyi sevenler tarafından ilgiyle karşılandı.




Dizinin yaratıcısı olan Vince Gilligan‘ın yazıp yönettiği film, eski çalışanlarından biri olan Todd ve amcasının Neo-Nazi grubu tarafından uzun süre esaret altında tutulup uyuşturucu hazırlamaya zorlandıktan sonra dizinin son bölümünde Walter White tarafından kurtarılan Jesse Pinkman’ın dizinin finalinin ardından yaşadıklarını ekranlara taşıdı. Aaron Paul‘un Jesse Pinkman rolüyle geri döndüğü film, flashback sahneleriyle Breaking Bad hayranlarına sevdikleri birçok karakteri tekrar görme şansı sundu.

Heyecanla beklediğimiz El Camino: A Breaking Bad Movie’nin nihayet yayınlanmasının ardından biz de filmdeki dikkat çekici detayları ve diziye yapılan önemli göndermeleri derledik.





Flashback sahneleriyle sık sık izleyicileri geçmişe götüren Breaking Bad filminin açılışı da bir flashback sahnesiyle oluyor. 4. sezonda Jesse’nin Walter White’a uyuşturucu işinden çıkmak istediğini söylemesinin hemen öncesinde geçen bu sahnede Jesse’yi dizinin en önemli karakterlerinden biri olan Mike Ehrmantraut ile birlikte görüyoruz. Spin-off dizisi olan Better Call Saul’da da karaktere hayat veren Jonathan Banks‘in Mike rolüyle geri döndüğü bu sahne, özellikle çekildiği yerle dikkat çekiyor. Çünkü karakterlerin gelecekleri hakkında konuştuğu ve emeklilik planlarını paylaştığı bu sahne, Mike’ın 5. sezonda öldüğü yerde geçiyor.





Sezon finalindeki çatışmanın yaşandığı olay yerinden uzaklaştıktan sonra neler olup bittiğini radyodan takip eden Jesse ve onunla birlikte izleyici olarak biz, iki önemli gelişmeyi öğreniyoruz. Birincisi dizinin bitmesinin ardından başına ne geldiği uzun süre konuşulan Walter White, Vince Gilligan’ın da geçtiğimiz günlerde açıkladığı gibi sondaki o çatışmadan sağ çıkmıyor. Walter White’ın ölümüne resmiyet kazandıran bu haberi bir başka haber takip ediyor. O da Walter’ın ölmeden önce öldürdüğü son kişinin Lydia olduğu. 3. sezonda diziye dâhil olan Lydia, son sezonda Jesse’yi esaret altında tutan Neo-Nazi grubuyla çalışmış ve Jesse’nin başına gelenlerde önemli bir rol oynamıştı. Bu durumun farkında olan Walter, Lydia ile son buluşmalarında çayına attığı şekeri ölümcül bir zehirle değiştirmişti. Final bölümünde Lydia’yı arayıp kendisini iyi hissetmemesinin nedenini açıklayan Walter’ın son kurbanının Lydia olduğu El Camino’da duyduğumuz bu haberle birlikte kesinleşmiş oldu.





Jesse esaret altında tutulduğu yerden nihayet kurtulmuş olsa da bu kez de polislerden kaçmak zorunda kalıyor. Kaçma planını hayata geçirmeden önce durup dinlenecek bir yere ihtiyaç duyan Jesse, eski arkadaşları olan Skinny Pete ve Badger’ın kapısını çalıyor. Perişan durumda olan eski arkadaşlarına yardım etmek için ellerinden geleni yapan ikili, maddi olarak dizi boyunca gördüğümüzden çok daha iyi durumda görünüyor. Bunun başlıca sebebi ise Walter White’ın dizinin son bölümlerinde yardımlarının karşılığı olarak Pete ve Badger’a yüklü bir ödeme yapmış olması.





Polislere izini kaybettirmek için olay yerinden kaçtığı Camino model arabadan kurtulması gereken Jesse’nin aradığı isim Old Joe oluyor. Joe her ne kadar Jesse’ye yardım etmeyi kabul etse de, arabanın çalıntı araçları bulmak için kullanılan bir takip cihazına sahip olduğunu fark edince hızla oradan uzaklaşıyor. Her ne kadar Mike Ehrmantraut ya da Skinny Pete kadar önemli bir karakter olmasa da aslında Old Joe da Breaking Bad izleyenlerin aşina olduğu bir karakter. Larry Hankin’in hayat verdiği karakter, ilk olarak 3. sezonda karşımıza çıkmış ve Walter ile Jesse’nin Hank tarafından tespit edilen araçlarından kurtulmalarına yardımcı olmuştu. 5. sezonda hikâyeye yeniden dâhil olan Old Joe, bu kez de Walter ve Jesse’ye Gus Fring’in polisler tarafından ele geçirilen laptop‘undan kurtulmaları için yardım etmiş ve onlara bu görev için gerekli olan dev mıknatısı satmıştı.





El Camino: A Breaking Bad Movie’de Jesse’nin yolda gördüğü bir böceği eline alması aslında dizinin 2. sezonundaki bir sahneyle paralellik taşıyor. Çünkü 2. sezonun Peekaboo adını taşıyan 6. bölümünde buna oldukça benzer bir sahneyle karşılaşıyoruz. Jesse’nin son derece kötü şartlar altında yaşayan bir çocukla karşılaşıp ona elinden geldiğince yardım ettiği bu bölümün başında Jesse’yi yine bir böceği yerden alıp rahatça hareket edebileceği bir yere bırakırken görüyoruz. Bölümün tamamıyla birlikte analiz edildiğinde bu sahne, Jesse’nin bir böcek gibi önemsiz görünebilecek bir canlıya bile yardım etmek isteyen birisi olduğunu gözler önüne seriyor. El Camino’daki bu gönderme ise tüm yaşadıklarına ve suçlarına rağmen karakterin özünde kim olduğunu hatırlatmak için oldukça başarılı bir yöntem.





El Camino: A Breaking Bad Movie’de karşımıza çıkan, diziden hatırladığımız bir diğer isim de usta oyuncu Robert Forster’dı. Dizinin sondan bir önceki bölümünde rol alan Forster, Walter ve Saul’un polislerden kaçmak için ortadan kaybolmasını sağlayan Ed Galbraith karakterine hayat vermişti. El Camino’da -Jesse’nin Alaska’da yeni bir hayat kurmak için kapısını çaldığı Ed, filmdeki en önemli yan karakterlerden biriydi. Karaktere hayat veren Robert Forster’ın filmin yayınlandığı gün hayatını kaybetmesi bu role ayrı bir önem kazandırdı. Çünkü bu üzücü haber El Camino: A Breaking Bad Movie’yi Oscar adayı oyuncunun filmografisindeki son yapımlardan biri yaptı.





El Camino: A Breaking Bad Movie yayınlanmadan önce filmde yer alıp almayacağı merak edilen Walter White, kısa bir sahnede de olsa filmde boy gösterdi. İzleyicileri ilk sezona, karakterlerin uyuşturucu işine girdiği ilk günlere götüren bu sahne, beş sezon boyunca izlediğimiz bu karakterlerin geçirdiği inanılmaz dönüşümü gözler önüne sermesiyle dikkat çekti.





Breaking Bad filmine adını veren El Camino, Jesse’nin sezon finalinde olay yerinden kaçmak için kullandığı otomobilin modeli. Ancak filmi izlediğimizde El Camino’nun bundan daha derin bir anlamı olduğunu fark ediyoruz. Türkçeye “yol” olarak çevirebileceğimiz bu sözcük, Jesse’nin yeni bir yola girmesini ve bu kez kendi yolunu kendisinin belirlemesini sembolize ediyor. Bunun en önemli göstergelerinden biri de Jesse’yi Krysten Ritter tarafından canlandırılan eski kız arkadaşıyla konuşurken gördüğümüz flashback sahnesi. Jane’in “evrenin götürdüğü yere git” anlayışının oldukça havalı olduğunu söyleyen Jesse’ye Jane’in cevabı bunun aslında bir saçmalık olduğu ve kendi kararlarını kendinin vermenin daha iyi olduğu oluyor. Nitekim El Camino: A Breaking Bad’de Jesse’nin geçirdiği asıl dönüşüm de bu oluyor. Dizi boyunca hayatı başkalarının yaptıklarıyla şekillenen Jesse, bu kez kendi kararlarını veriyor ve iyisiyle kötüsüyle kendi yolunu kendisi çiziyor.





Jesse yeni hayatına doğru yol alıp Alaska’da yaşayacağı yere gitmeden önce kendisini oraya getiren Ed’e göndermesi için son bir mektup teslim ediyor. Bu mektubun üzerinde yazan isim ise Brock Cantillo. Brock, Jesse’nin Jane’den sonraki kız arkadaşı olan Andrea Cantillo’nun oğlu. Kendisini kontrol altında tutmak isteyen Neo-Naziler bu amaç doğrultusunda Andea’yı öldürdüğü için kendisini suçlayan Jesse’nin Brock’a ne yazdığı ise açıklanmıyor.





Jesse’yle son bir maceraya atıldığımız ve eski karakterleri görme şansı yakaladığımız El Camino: A Breaking Bad Movie bunun dışında pek bir şey sunmasa da Breaking Bad’e belki de en büyük katkısı Jesse Pinkman’ın hikâyesini birçok izleyici tarafından çok daha hoş karşılanacak bir sona kavuşturmuş olması. Dizinin son anları ile filmin son anlarında Jesse’yi oldukça benzer karelerde, çok daha farklı durumlarda görüyoruz. Her iki finalde de karakteri arabaya atlamış hayatının bir sonraki bölümüne doğru ilerlerken görüyoruz. Ancak dizinin finalinde Jesse’yi adeta bir sinir krizi geçirir hâlde perişan bir durumda bırakırken, filmin sonunda çok daha huzurlu görünen, hayatının o karanlık dönemini geride bırakmış bir Jesse’ye veda ediyoruz.